Henüz donunu giymemişe köşe yazdırırsanız böyle olur

Taraf gazetesi ile Pana Filmin arası iyice açıldı. Vadi Taraf'ı hedef alan sert bir yazı yayımladı!...
Taraf yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, Kurtlar Vadisi'ne kafayı fena taktı. İlk yazısına Soner Yalçın isim vermeden cevap verdi... İkinci yazısı "Şaşmaz kardeşlerin çocukları için..." olana da Pana Film'den sert bir açıklama geldi. Hem de Pana Film öyle bir yazı yazdı ki yenilir yutulur cinsten değil...

Pana Film Taraf gazetesi yöneticilerine seslendi; "Henüz donunu giymemişe köşe yazdırırsanız böyle olur, sadece kendi altına yapmaz ortalığı da berbat eder!" dedi. "Lütfen çocuğunuza sahip çıkın!" diye de Taraf Gazetesi yönetimine uyarı da bulundu!..

(***)

Yine Kurtlar Vadisi “arada”, yine saldırılar başladı!!!
Yayınlandığı günden beri iftiralara maruz kalan eserimiz ve ekibimiz yine sistemli iftiraların hedefi. İsmini düne kadar bilmediğimiz bir “müfteri”, ismini duyurmak için bizleri kullanma yolunu seçti. Kendisini, vazifesini anlıyoruz!...

Şaşmaz kardeşlerin çocukları için...
...Bu dizinin yapımcısı Raci Şaşmaz ve baş aktörü Necati Şaşmaz... Bir Kadiri şeyhi olan Abdülkadir Şaşmaz’ın oğulları ikisi de... Devlet tarafından irticai bir örgütlenme olarak görülmüş, yasaklanmış, baskılar görmüş, faaliyetlerine illegal olarak devam etmek zorunda kalmış bir tarikat Kadiriler... Diğer tüm İslami tarikatlar gibi...

İşte böyle bir kimlikten gelen Şaşmaz kardeşler inançlarını yasaklayan, aşağılayan, hor gören zihniyetin köleliğini yaptılar Kurtlar Vadisi dizisi çerçevesinde... Kendi kimliklerine, inançlarına da ihanet ettiler... Necati Şaşmaz’ın oynadığı Polat Alemdar karakteri “devlet için” çalışan, “devlet görevi”yle her an gurur duyan, “devlet düşmanı” olarak görülenleri gözünü kırpmadan boğazlayan bir karakterdi... Devletinin sadık kuluydu, apoletliler ne emrederse onu yapan, zinde güçlerin tek bir işaretiyle esas duruşa geçen bir “vatan kahramanı”ydı...

Bu dizinin ekibi, dışarıda da dizide anlatılanların sadece kurgu olmadığını, gerçekleri anlattığını söyleyip duruyordu... Şaşmaz kardeşler de yaptıklarıyla övünüyorlardı. Bu dizi aracılığıyla “devletin çıkarları”na bağlılıklarını ispat ediyorlardı... Doğru, bu dizi devlet zihniyetinin çıkarlarına hizmet etti... Bu zihniyete hizmet ettiği oranda ise Türkiye vatanına ve Türkiye halkına ihanet etti!! “Devletin çıkarları”na uygun bir şekilde bir darbe ortamının yaratılması için kullanıldı Kurtlar Vadisi (2003-06)... Bu halkın iradesiyle iktidara gelmiş AKP hükümeti “devletin çıkarları”na aykırıydı çünkü... Devlet tarafından müstahdem ve kapıcı olmaya layık görülen dindar insanların devleti yönetmesine bu devletin gerçek sahipleri tahammül edemezdi... Üniversite kapılarından kovulan, bidon kafalı diye aşağılanan kadınlar “eş” olarak bile “devletin tepesi”nde yer alamazdı... Bu durum Türk devletinin kutsal kırmızı kitabına meydan okumaktı... Bu kırmızı kitabın birinci ve ikinci maddesi çok netti...

1. Türkiye’yi askerler yönetir.

2. Bundan sonraki bütün maddeler birinci madde ışığında değerlendirilecektir.

İşte bu kırmızı kitabın sahipleri her zaman bu dizide yer alan Polat Alemdar gibi provokatör tetikçileri bulmak konusunda zorlanmadılar... Üstelik bu tetikçileri de hep “zenci”lerden seçtiler ve her zaman zencileri zencilere kırdırtma stratejilerinde başarıya ulaştılar...
(...)

Cumhuriyet tarihi boyunca “zenci” olduğu için beyaz egemenler tarafından teğmen olmaya, hatta başçavuş olmaya bile layık görülmeyen Raci ve Necati Şaşmaz gibi insanlar yeri geldiğinde bu adaletsiz devlet düzenine kul-köle olmayı da hep kabullendiler... Kendileri gibi “zenci”lere zulmederek ayakta kalan bir devlet mantığının piyonu olabildiler hep...

Her zaman onursuz ve kişiliksiz sahte kahramanlar bulabildi bu devlet düzeni...
(...)

Hep tek amacı vardı bu zihniyetin... Olağanüstülüğün sürekli olarak olağan kabul edilmesini sağlamak... Sıkışılan anlarda da bir darbe ortamının yaratılmasını temin ederek, AKP hükümeti gibi sivil iktidarları devirebilmek...

Gelelim aşağılık iftiralarına…

Kurtlar Vadisi'ni seyretti mi seyretmedi mi orası meçhul. Ama Kurtlar Vadisi'ni anlamadığı kesin. Kurtlar Vadisi'nin varlık sebebi suç ve suç örgütlerini dramatize etmektir. Kamuoyunu onlara karşı uyarmak, bilinçlendirmektir. Dizinin yayına başladığı günden bugüne, Türkiye'de çok sayıda çete deşifre edilmiş ve kanun karşısına çıkarılmıştır.

Türkiye'de hukuk ve hukukun üstünlüğü ise bir dizinin “işi” değil, devletin kurumlarının işidir. Darbe şartları hazırlamanın hükmü kanunda açık şekilde yazmaktadır. Bu şartları hazırlayanlar, “darbe heveslileri”, er ya da geç hukuk karşısına çıkacaktır.

Kurtlar Vadisi dizisi devletin birimleri tarafından manipüle edildiği iftirasıyla hep karşılaştı. Cahilliğin bu kadarına doğrusu pes! Bir dizi yaratılacak, karakterleri yaşatılacak, seyirciye benimsetilecek, bunun için onlarca bölüm hazırlanacak, seyirci teveccüh gösterecek ve darbe şartları oluşacak öyle mi?

Açıkçası Kurtlar Vadisi gibi bir fenomen yaratmak darbe yapmaktan daha zor!!! Türkiye'de üç kere darbe yapıldı, ama böyle bir diziden bir tane daha yok!

Birileri bir dönem bu diziyi “ben yapıyorum” ya da “yaptırıyorum” dedi. O günlerde bunları söyleyenlerin hiçbirinin, bugün Kurtlar Vadisi ile alakası yok. Ve üstelik bunların çoğu bu diziye alenen düşmanlık güdüyor.

Bu müfteri, devletin bir kurumunun bu diziyi yaptırdığını, bunun için bilgi verdiğini ve şartlar oluşturduğunu söylüyor. Bu iftirasını kanıtlayacak bir bilgisi-belgesi varsa, buyursun yayınlasın, biz de görelim. Bilgi ve belge olmadan böyle saçmalıklar yazıyorsa, hem cahil, hem müfteri, hem de şereften yoksundur.

Kurtlar Vadisi'nin yapımcısı ve yazarları bellidir. Kurtlar Vadisi'nin yapımcısı Pana Film'dir. Pana Film ya da ortaklarının hiçbirisi, hiçbir kurum ya da kişiden emir, bilgi, belge almamıştır. Bu bize teklif dahi edilemez.

Pana Film, bugüne kadar yaptığı işlerde, topluma, devletin ve toplumun çarpıklıklarını anlatmayı, bu çarpıklıkların nasıl giderileceğine dair öneriler sunmayı prensip edinmiş, bunu da başarmıştır.

Bu müfteri, bu ülkede aşağılanmış, dışlanmış, yok sayılmış, ikinci, beşinci, onuncu ilan edilmiş olabilir. Biz kendisiyle bu duyguları paylaşmıyoruz… Her zaman bu millet tarafından teveccüh görmüş, kendisini bu ülkenin asli-vazgeçilmez vatandaşları ve evlatları olarak kabul ettirmiş, bu devletin gerçek sahipleriyiz. Maruz kaldığımız iftiraların hesabını ise yargı önünde soracağız.

Son bir not da Taraf Gazetesi'nin çok yakından tanıdığımız yöneticilerine: Henüz donunu giymemişe köşe yazdırırsanız böyle olur, sadece kendi altına yapmaz ortalığı da berbat eder! Lütfen çocuğunuza sahip çıkın!


Gazeteciler

0 Comments:

Post a Comment