Kurtlar Vadisi Pusu'nun yapımcısı Pana Film, Star yazarı Şamil Tayyar'ın "Ergenekoncu Akbabalar" başlıklı yazısı ile ilgili bir düzeltme açıklaması yaptı. Açıklamada Tayyar'a "Oku da gel" dendi.

Star yazarı Şamil Tayyar, 27 Şubat tarihindeki köşe yazısında "Ergenekoncu Akbabalar" başlıklı bir yazı yazdı. Şamil Tayyar'ın bazı ifadeleri, Kurtlar Vadisi Pusu yapımcılarını çileden çıkardı.

İşte, Pana Film'in açıklaması ve Şamil tayyar'ın "Ergenekoncu akbabalar" başlıklı yazısı:

PANA FİLM AÇIKLAMASI

"Şamil Tayyar isimli Star gazetesi yazarı, köşesinde Kurtlar Vadisi'nin adını kaleme almış, ancak maalesef, bahsi geçen haberi doğru okumayıp, yanlışlık yapmıştır. Kendisine Recai Birgün'ün açıklamasını doğru okumasını tavsiye ederiz... Kurtlar Vadisi ile "özel harekattan alınan silahlar"ın bir alakası olmadığı gibi, polislerin figüran olarak kullanılması da söz konusu değildir. O "dizi" biz değiliz...
Pana Film

ŞAMİL TAYYAR'IN STAR'DAKİ YAZISI

Ergenekoncu akbabalar

Emekli Jandarma Albay Abdülkerim Kırca'dan sonra Özel Harekat Daire Başkanı Behçet Oktay'ın intiharı, kimi Ergenekoncu akbabaları adeta sevindirdi. Hep bir ağızdan ‘onur intiharı' diyerek kendi pisliklerine kalkan yapmaya çalıştılar, Ergenekon'u sulandırma aracı olarak gördüler.

Avuçlarını ovuşturup ‘Keşke bir iki intihar daha olsa' dercesine akbaba gibi bekleşmeye başladılar.

İnancımız gereğidir, ölenin arkasından konuşmayız, yazmayız. Fakat şu aşamada sessizlik daha büyük tehlikeyi beraberinde sürüklüyor. Gelin hiç lafı uzatmayalım, olayı objektif bir gözle irdeleyelim.

Salı akşamı Çankaya'daki Balık Pişirme Evi'nde masa kuruluyor. Masanın etrafında Merhum Behçet Oktay, DSP Milletvekili Mücahit Pehlivan, Ali Rıza Atay, Mehmet Yasak, Ziya Erdoğan ve ismi gizlenen bir işadamı yer alıyor. Yasak ve Erdoğan emekli emniyet mensubudur. Gecenin ilerleyen saatine kadar balıkla birlikte aşırı ölçüde alkol tüketiliyor.

Soru 1: Behçet Oktay'ın otopsisi yapılırken kanında kaç promil alkol bulundu?

Salı'nın Çarşamba'ya bağlandığı dakikalarda, saat 00.30 sularında Oktay, yemekten ayrılıp Dikmen'de Nesrin K'nın evine gidiyor. Bu hanımefendi, Hürriyet'in dünkü haberine göre, Oktay'ın sevgilisi. Üç gündür ondan haber alamıyormuş.

Soru 2: Behçet Oktay, alkollü halde araç kullanıp Hürriyet'e göre sevgilisi olduğu iddia edilen Nesrin K'nın evine mi gitti?

Devam edelim...

Oktay, Dikmen'deki bu meçhul evin zilini çalıyor ama açan yok. Bu esnada Nesrin K'nın kardeşi olduğu belirtilen Halil K, pencereden baktığında Oktay'ı görüyor. Bunun üzerine aşağı inip Oktay'la buluşuyor.

Bu esnada Oktay'ın aracı kara saplanınca ‘Yeter artık her aksilik beni buluyor' deyip beylik tabancasıyla intihar ediyor. Bu lafı duyan kim? Halil K...

Soru 3: Oktay, ‘Yeter artık' derken Ergenekon'la ilgili hakkındaki iddiaları mı kastetti yoksa 3 gündür ulaşamadığı sevgilisine sitem etmeyi mi çalıştı?

Oktay'ın İbrahim Şahin'le telefon görüşmelerinin basına yansıması ve Ergenekon'la ilişkilendirilmesinden rahatsızlık duyduğu söylentisine ayrı bir parantez açmalıyız. Ayrıca Oktay'ın Hürriyet'te yayınlanan bir başka habere göre, Özel Hareket silahlarının Kurtlar Vadisi dizisinde kullanıldığı, kimi polislerin figüran olarak yer aldığı iddialarına çok içerlediğini, DSP Milletvekili Recai Birgün açıkladı.

Soru 4: Oktay'ı intihara sürükleyen bu isyanda, DSP'li Birgün'ün dediği gibi Hürriyet'in bu haberinin rolü sözkonusu olabilir mi?

Yine Hürriyet'teki habere göre, Oktay, 4 yıldır özel hayatında sorunlar yaşıyordu ve eşiyle ayrıydı.

Soru 5: Oktay, özel hayatındaki sorunlar nedeniyle son dönemde görevini aksatıyor muydu?

Oktay hakkındaki bir başka iddia, intihardan bir gün önce görevden alınacağını öğrenmişti! Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kaan Köksal, bu iddiayı yalanladı.

Soru 6: TSK'dan üstün cesaret ve feragat madalyası alan Oktay, 7 yılı AK Parti iktidarı olmak üzere aynı koltukta geçirdiği 13 yılın ardından görevden alınacağını öğrenince intihar edecek kadar zayıf karakterli biri miydi?

Bu soruların sayısını daha da arttırmamız mümkündür. Ergenekoncu leş kargalarına tavsiyem, gelin, bir dönem terörle mücadelede önemli görevler üstlenmiş bu şahsın naşına saygı gösterin, Ergenekon enstrümanı haline getirmeyin. Aksi halde ailesine büyük zarar verirsiniz.

Yapacağınızın en hayırlısı, rahmetle anmaktır. Tabi biliyorsanız...

DÜNYADA çok izlenen ve tartışılan dizilerin başında 24 geliyor, öyle ki, dizide ne olsa gerçekleşiyor, üç yıl önce bir siyahı başkan yapmıştı, Obama gecikmeli geldi, ama geldi... CNBC-e, yeni bölüme geçiş sayılan uzun metraj 24 filmini yayınladı, ardından yeni bölümler gelecek. Bu perşembe 24’ün hasreti bitti, gelecek perşembe de Türkiye’nin en olaylı, aktif dizisi Kurtlar Vadisi başlıyor, iki dizi aynı gün, aynı saatlerde yarışacaklar, zaten hep böyleydi, ikisi de yayın gününü ve saatini değişmiyor.


Şamil Tayyar isimli Star gazetesi yazarı, köşesinde Kurtlar Vadisi’nin adını kaleme almış, ancak maalesef, bahsi geçen haberi doğru okumayıp, yanlışlık yapmıştır. Kendisine Recai Birgün’ün açıklamasını doğru okumasını tavsiye ederiz…
Kurtlar Vadisi ile “özel harekattan alınan silahlar”ın bir alakası olmadığı gibi, polislerin figüran olarak kullanılması da söz konusu değildir. O “dizi” biz değiliz…


Kurtlar Vadisi'nde yaşananların zaman zaman gerçekle örtüşmesi diziye ilgiyi artırıyor. İşte Ergenekon sanığının vadiye konu olacak müthiş buluşu.

İşadamı üzeyir Garih'in katili Yener Yermez'in ciddi zihinsel sorunlar yaşadığını ve cinayet döneminde Ergenekon sanığı Doç. Dr. Ümit Sayın ile görüştüğünü belirtmesi, kendisine cinayetin öncesinde ve sonrasında birtakım ilaç uygulamalarının yapılmış olabileceğini akıllara getirdi. Ümit Sayın'ın İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü'nde yer alan CV'sinde ‘zihin yönetimi' ile ilgili olarak birçok çalışmaya imza attığı görülürken, psiko-nöro farmakoloji (yani beyni etkileyen maddeler - ilaçlar) konusunda da araştırmaları olduğu belirtiliyor.

Ergenekon iddianamesinde örgütün kaos meydana getirmek için karıştığı eylemlere de yer verilmiş, bu eylemler arasında ise Danıştay baskını, Zirve Yayınevi olayı ve Hrant Dink cinayetinin en başta yer aldığı iddia edilmişti. Bu cinayet sanıklarının ise hepsinin ‘psikolojik bozukluğu' belgeler ile ortaya konuldu.

SAYIN'DAN GARİH'E GİDEN YOL (MU?)
Sayın'ın Ergenekon operasyonu kapsamında Adli Tıp Enstitüsü'ndeki odasında yapılan aramada Üzeyir Garih cinayetiyle ilgili birçok yazı, resim ve dosya fotokopileri ele geçirilmişti. Ele geçirilen belgelerin ise gerçek dava dosyasında yer almadığı tespit edilmişti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde çapraz sorguda Sayın, Üzeyir Garih cinayetine ilişkin odasında el konulan resim ve yazıları kendisine getiren kişinin ismini hatırlamadığını söylemişti. Savcıların "Alparsalan Arslan'ı tanıyor musun?" şeklindeki sorularına ise, "Hayır tanımıyorum" cevabını vermişti. Üzeyir Garih cinayetini işleyen Yener Yermez'in olaydan sonra kendisi ile iletişime geçtiği hatırlatıldığında ise Sayın, Yener Yermez ile Üzeyir Garih'i tanımadığını ve görüşmediğini öne sürmüştü.


KORKUNÇ ŞÜPHE: MALATYA CİNAYETİ BEYİN KONTROL YÖNTEMİ İLE OLABİLİR!
Malatya Valiliği İl İnsan Hakları Kurulu tarafından hazırlanarak Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı'na sunduğu Zirve Yayınevi olayı raporunda yer alan tespitler ise akıllara durgunluk verecek cinsten. Emre Günaydın ve diğer zanlıların dini hassasiyetlerinin bulunmadığı, kişilik bozukluklarının olduğu, zanlıların bu nedenle gerek propaganda, gerekse de psikolojik telkinlerle yönlendirilebileceği iddiasına yer verilen raporda, Prof. Dr. Nevzat Tarhan'ın da olayla ilgili görüşü kullanıldı. Tarhan'ın rapordaki ifadesinde, "Olayda psikofarmakolojik terör şüphesini çekecek ön bilgiler olduğu" ve "Bu açıdan bilirkişi incelemesini yerinde olacağı" dediği belirtildi. Cinayetlerin psikolojik metotlar ve beyin kontrolüyle işletilmiş olabileceği yönündeki iddiaların da kullanıldığı raporda, uzmanlardan oluşan bir heyet tarafından zanlıların psikolojik yönden değerlendirilmesi talep edildi.

DANIŞTAY BASKINI TETİKÇİSİ ARSLAN HAPÇI MI?
Ergenekon sanıkları ile ilişkisi ispatlanan Danıştay saldırganı Avukat Alparslan Arslan'ın sağlık durumunda ise ciddi bozulmalar var. Mehmet Ali Ağca gibi davranmaya başlayan Arslan'a "hap" verildiği iddia edilmişti. Öte yandan Arslan'ın avukatı da 05 Ağustos 2006 tarihinde müvekkilinin sağlık durumunu son derece kötü olduğu belirterek gerek fiziki gerekse de ruhen son geri dönülemez bir noktaya doğru gittiğini ileri sürmüştü. Danıştay saldırısı sanığı Alparslan Arslan'ın avukatı Ahmet Doğan, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu'na ilginç bir dilekçe vererek, müvekkilinin can güvenliğinin sağlanmasını da istemişti. Arslan'ın intihar edebileceği uyarısında bulunan Doğan, Arslan'ın kan örneğinin incelenerek ilaç verilip verilmediğinin, verildiyse bu ilaçların insan sağlığına etkilerinin ortaya çıkarılmasını da talep etmişti. Geçen hafta ise Arslan, cezaevinde kaldığı koğuşu yakmaya çalıştı. Arslan'ın kendisine ve etrafına zarar vermeye yönelik saldırgan hareketlerde bulunduğu, devamlı olarak doktor kontrolündü tutulduğu belirtiliyor.

VE OGÜN SAMAST... O DA BUNALIMDA!
Bir süredir bunalımda olduğu belirtilen bir başka isim ise Ogün Samast... Hrant Dink cinayetine ilişkin yargılanan sanıklardan Ogün Samast, tutuklu bulunduğu Kandıra F Tipi Cezaevi'nden 14 Ekim günü duruşmaya getirilmedi. Samast, Kocaeli Devlet Hastanesi'ne getirilerek Psikiyatri Servisi'nde muayeneden geçirildi. Samast'ın burada yaklaşık yarım saat kaldığı ve kontrolden geçirildikten sonra bazı ilaçlar verildiği öğrenildi.

SAYIN'DAN ÇAĞDAŞ BÜYÜ: BİLİMLE YÖNLENDİRME
Sayın'ın 9 Ocak 1993 yılında Büyük Loca'ya yaptığı "Büyü, Bilim ve Masonluk" başlıklı konuşmada "büyünün yerini alan bilim aracılığıyla zihinlerin kontrol edilebileceği" ve "beyinlerin nöro-kimyasal maddelerle yönlendirilebileceği" işleniyordu. Sayın konuşmasının sonunda, "Aslında gerçek büyü bilimdir ve bilimin belirlediği gerçeklerle çelişen gerçek, gerçek değildir. Bizler bilimin sunduğu imkânları kullanarak büyü felsefesinin ulaşamadığı amaçları da gerçekleştirebiliriz. Büyücülük araç ve yöntemlerinin çağdaş versiyonlarını üretebilir; geliştireceğimiz formülleri ve yöntemleri kullanarak bireyleri ve toplumu yönlendirebiliriz" diyordu.

ÜMİT SAYIN'IN CV'SİNDEN İLGİNÇ NOTLAR...
ALDIĞI EĞİTİM: * 1992-1994: DETAM'da (Deneysel Tıp Araştırma Merkezi) farmakolog olarak farmakoloji ve nörobilim üzerine çalıştı. Davranış farmakolojisi, psikiyatrik modeller, deneysel epilepsi, morfin fizyolojik bağımlılığı, psiko-nöro farmakoloji üzerine çalışmak üzere İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü tarafından görevlendirildi. * 1992-1994: DETAM'da (İstanbul Üniversitesi Deneysel Tıp Araştırma Merkezi) deneysel epilepsi, hayvanlarda davranış modelleri, Psiko-nöro farmakoloji, morfin bağımlılığı konularında çalıştı.

TÜM EĞİTİM DÖNEMİNDE ÜZERİNDE ÇALIŞTIĞI SPESİFİK KONULAR
* Psikoaktif, narkotik ve psikedelik, halüsinojen maddelerin hayvanlar üzerine etkisi, klinik etkileri. Bilinç yapısının değiştiren psikoaktif maddelerin psikofarmakolojisi.
* LSD-25, Metamfetamin, MDMA (Ekstazi), Psilosibin, Meskalin, İbogain, Skopolamin, Salvia Divinorum, gibi halüsinojen ve nörokimyasal zihin kontrolünde kullanılan maddelerin psikolojik, fizyolojik ve elektrofizyolojik etkilerinin incelenmesi.
* Zihin kontrolünün nörokimyasal yöntemleri.

SAYIN'DAN TEBRİK VE O BİLİMSEL GELİŞME!
Ergenekon savcıları, Sayın'ın 1995 ile 2001 yılları arasında Amerika'da Wisconsin Üniversitesi Nöroloji Bölümünde bilimsel araştırma yaptığı sırada yazdığı mektupları delil olarak Ergenekon iddianamesine koymuştu. Ümit Sayın, GATA`da çalışan, mason olduğunu iddia ettiği Prof. Dr. İ. Tayfun Uzbay`a gönderdiği mektupta başarılarından dolayı tebrik ediyordu. Sayın, söz konusu mektubunda Uzbay'a, "Sanırım 1- 1.5 yıldır haberleşemiyoruz. Senin Brain Research, Developmental Brain Research ve Pharmacology, Biochemistry and Behavior'da yayınlanan güzel yayınlarını izliyorum. Ataletin, tembelliğin, Bizans entrikalarının ve verimsizliğin herşeye hâkim olduğu Türkiye akademi ortamında böylesine başarılı ve verimli olman ve GATA adına güzel yayınlar çıkarman takdire şayan; tebriklerimi iletir, bu yayınlarının devamını beklerim. Eğer bir koordinasyon kurabilseydik, bazı projeleri ortak da gerçekleştirebilirdik. Ama belki bundan sonra olabilir. Genel Kurmayın son çıkışlarını ve eylemlerini takdir ve sevinçle karşılıyoruz. Bu konuda senden bir ricam da Genel Kurmay İstihbaratın'dan bazı tanıdığın arkadaşlar varsa, onlara buradan bazı bilgiler ulaştırmak istiyoruz. En azından Genel Kurmay İstihbaratının güvenli bir adresini bana ulaştırabilir misin?" diyordu.


Geçtiğimiz günlerde medyada büyük heyecan yaratan bir haberde GATA'da görevli Albay Prof. Dr. Tayfun Uzbay'ın, beyinden fazla miktarda salgılanan "agmatin" isimli maddenin şizofrene sebep olduğunu kanıtladığı ifade edildi. Söz konusu haber, proje kapsamında Uzbay, 5 yıl süren araştırmaları sonunda şizofreni modellenen fareler üzerinde yaptıkları incelemelerde önemli bulgulara ulaştığı yer alıyordu. Çalışmada laboratuvar ortamında alkolik yapılan farelere ayrı ayrı deneylerde şizofreni tedavisinde kullanılan ilaçlar ve beyinden salgılanan "agmatin" isimli kimyasal bir madde verildiği belirtilirken, deneylerde yüksek dozda agmatin verilen hayvanlarda, şiddetli şizofreni belirtilerinin saptandığının altı çiziliyordu. Farelerde, şizofreni ilaçları verildiğinde de iyileşme sağlanamadığının ortaya çıktığı belirtilen haberlerde, agmatinin şizofreni yapabilecek önemli bir etken olduğunun saptandığı söyleniyordu.

İLGİNÇ TESADÜFLERDEN GERİYE KALAN SORULAR:
"Agmatin denilen madde buluş yapıldığı söylenen tarihten önce tespit edilmiş ve kullanılmış olabilir mi?"

"Agmatin verilmiş kimselerin vücudundaki ajan miktarının henüz tespit edilemediği ve daha önceki karanlık cinayet ve eylemlerde tetikçiler ve eylemciler üzerinde kullanılmışsa bunun tespit edilememiş olduğu doğru mu?"

"Agmatin paranoid etkilerinden dolayı, tetikçiler üzerinde, Hrant Dink, Zirve Yayınevi çalışanları, Üzeyir Garih ve hatta Danıştay katili Alparslan Arslan gibi kişilere yönelik şüphe, öfke ve şiddet eğilimi oluştururken kullanılmış olabilir mi?"

Hürriyet Gazetesi, Show TV`de yayınlanan Kurtlar Vadisi dizisi ile ilgili haberleri yüzünden sıkıntıya düştü. Dizinin yapımcısı ve senaristi Raci Şaşmaz ve başrol oyuncusu ağabeyi Necati Şaşmaz`ın (Polat Alemdar) askerliğini yapmadığını iddia eden Hürriyet Gazetesi muhabiri Nurettin Kurt, Necati Şaşmaz`ın askerlik yaptığını gösteren belgeleri basına dağıtması üzerine emekliliğini istedi. Yılların muhabiri Nurettin Kurt`u yalan haberinden dolayı emekli eden Hürriyet Gazetesi, konuyu dünkü nüshasında duyurdu. Gazetenin Okur Temsilcisi Doğan Satmış, köşesinde şöyle dedi: `Nurettin Kurt, kendisine gelen istihbaratı yeterince araştırmadan yazmıştır. Şaşmaz kardeşleri konu alan 4 ayrı haber içinde Kurt`un tek hatası Necati Şaşmaz`ın askerlik durumu ile ilgili haberi olmuştur. Bunun üzerine Kurt, 8 Temmuz günü gazeteye verdiği dilekçe ile emekliliğini istemiştir. Bugün itibarıyla Kurt`un Hürriyet Gazetesi ile ilişkisi kalmamıştır.` Raci Şaşmaz, muhabir Nurettin Kurt`un işsiz kalmasından dolayı üzüldüğünü açıkladı. Şaşmaz, `Allah arkadaşın yolunu açık etsin. Onun için üzüldüm. Kendisini tanımıyorum ve bizimle ilgili şahsi bir problemi olduğunu düşünmüyorum.` dedi. Necati Şaşmaz da, Kurt`un haberi ile hata yaptığını belirterek, `Ancak buna rağmen ben ve ailem, bizden ötürü bir çalışanın işsiz kalmasını arzu etmeyiz. Hukuki süreçteki haklarımızdan feragat etme pahasına muhabir arkadaşın emeklilik başvurusunu geri almasını ve Hürriyet Gazetesi`nin de bunu kabul etmesini rica ve temenni ederiz.` dedi.

Hürriyet Gazetesi`nin 6 Temmuz 2004 tarihli nüshasının birinci sayfasından Nurettin Kurt imzasıyla verilen haberde `Polat`a kışla yolu gözüktü` denilmişti. Şaşmaz kardeşlerin asker kaçağı olduğu iddia edilen haberde şu ifadeler kullanılmıştı: `Kurtlar Vadisi`nde Polat Alemdar rolünü oynayan Necati Şaşmaz`ın kendisini ABD`de eğitimde göstererek askerliğini tehir ettirdiği belirlendi.
Yetkililer, Necati Şaşmaz`ın ABD`de eğitim görmek yerine Türkiye`de dizide oynadığını dikkate alarak dosyasını incelemeye aldılar. Şaşmaz`ın eğitim gördüğünü kanıtlayarak erteletmemesi durumunda askere alınabileceği ifade ediliyor.`


NTV'de 'Haydi Gel Bizimle Ol' programına konuk olan Oyuncu Selçuk Yöntem, bir dönem rol aldığı Kurtlar Vadisi dizisine ciddi bir eleştiri yöneltti.

Dizide oynamayı kabul etmesinin nedeni olarak "Para baronları, devlet ve mafya üçgeninin gündemle paralelliğiyle seyirciye bir şeyleri yansıtması. Gerçekten de benim bulunduğum ilk 55 bölüm, ne kadar objektif olurum bilemem ama halka, gündemin ne olduğunu, dönen şeylerin anlamlarının ne olduğunu birazcık yükledi gibi geliyor bana" olarak açıklayan Yöntem, diziden sonra bu gündemin halk tarafından daha çok takip edildiğini ifade etti.

Dizideki bazı karakterlerin insanlar tarafından örnek alınmasının, kendisini de rahatsız ettiğini vurgulayan Selçuk Yöntem, diziye devam ettiği süre içerisinde bu konuda zaman zaman eleştiriler yönelttiğini de söyleyerek diziyle ilgili şu eleştiriyi yaptı:

"Osman Sınav dostumdur çok severim. 'Bu kadar kana gerek yok. Bu kadar vurduya kırdıya gerek yok, bu kadar silaha gerek yok.. Bir de niye polis yok?' diyordum. 'Bizim dizide niye polis yok?' Hala yok! Ortalık kan revan içinde ama polisi göremezsin! Nasıl?"


Kurtlar Vadisi dizisinde Memati'nin sevgilisi rolünde oynayıp 'Milli Yenge' ünvanını olan oyuncu Didem Taslan, kendisini mutlu eden erkek tipini Kenan Erçetingöz'e açıkladı.

Didem Taslan, 'Her kadının içinde bir güçlü erkek vardır.' dedi ve erkeği istediği gibi değilse bile kendisinin ona şekil vereceğini yani kendi erkeğini kendisi şekillendireceğini belirtti. Erkeğin güçlü olması gerektiğini ve bunu kadına alttan alttan göstermesi gerektiğine inanan güzel oyuncu, 'İlişkilerime de ben şekil veririm. En az ilişkim 3 yıl sürdü..' dedi...


Merkezi Birleşik Arap Emirlikleri'nde bulunan 'Abu Dabi' televizyonunda yayınlanmayan başlayan Kurtlar Vadisi dizisinin eski bölümleri, İsrail'deki The Jerusalem Post gazetesine de haber oldu. Arap dünyasından izlenme rekorları kıran diziyi "Yahudi karşıtı" olarak nitelendiren gazetede, "Kurtlar Vadisi'nde, İsrail'in desteklediği Türk mafyasının ülke çapına fahişeliği ve uyuşturucuyu yayması anlatılıyor" ifadeleri yer aldı.

Haberde, 29 Ocak'taki Davos zirvesinde İsrail - Türkiye ilişkilerinin Gazze nedeniyle gerilmesinden bir ay sonra dizinin yayınlanmaya başlamasına dikkat çekildi. Diziden bir bölümün İsrail'in Channel 2 televizyonunda da gösterildiği belirtildi. The Jerusalem Post'taki haberde, "Bir Türk - Yahudi topluluğu, Türk televizyon programlarının 'sert yahuti karşıtı konuşmalar' içerdiğini belirtiyor" denildi.

Gümüş ve Ihlamurlar Altında dizilerinin ardından Kurtlar Vadisi ile birlikte çeşitli Arap kanallarında yayınlanan Türk yapımı dizi sayısı 10'a ulaştı. Abu Dabi TV'de yayına giren Kurtlar Vadisi daha şimdiden reyting rekorları kırarken, dizinin başrol oyuncusu Necati Şaşmaz, Oktay Kaynarca ve Özgü Namal, izleyicilerin gönlünde taht kurdu.

Medya dünyasında çark "centilmenlik" kuralları çerçevesinde dönmüyor. Kim daha çok "bağırır", daha çok "plan" yapar ya da daha çok "oyun" kurarsa o kazanır.

Çünkü medya dünyasının özellikle televizyonların tek gelir kaynağı reklam. Televizyon yöneticileri ekonomik krizle daralan pastadan daha çok pay alabilmek için rakiplerini "yıpratma" taktiğini tercih ediyor. Kendi evinin önüne temizlemeden başkasının evinde "pislik" arıyor. En çok izlenen programlar da bu arayışta "dekor" oluyor.

Şimdilerde Samanyolu televizyonun reyting rekorları kıran "Tek Türkiye" dizisi bu kavgada başrole oturmuş durumda. Televizyon dünyasının tekeli olma yolunda ilerleyen bir grup bir kaç gündür diziyi yıpratacak haberler yayınlıyor. Sadece bu grupta çıkan haberlere göre Emniyet bu diziye gerçek silah vermiş ve özel harekat polislerini de figüran olarak kullandırmıştı. Aynı grubun en çok izlenen iki dizisinin başrölünde polis olduğunu hatırlatıp geçelim. O dizilerin sonunda en büyük teşekkürü ise "Emniyet Müdürlüğü"nün aldığını da bir yere not edelim. Emniyet'in yaptığı rutin bir uygulama... Destek isteyen her proje değerlendiriyor. Bunu söyleyen ise Tek Türkiye'nin yapımcısı yapımcı Salih Asan. Asan, bütün televizyon kanalları ve yapım şirketleri için geçerli olan uygulamanın sadece Samanyolu'na sağlanan bir imkanmış gibi gösterilmesini en kibar deyimle "maksatlı" buluyor. Televizyon kanallarında çekilen polis dizilerinde Emniyet'ten bina ve silah ekipmanları konusunda yardım alındığını ve Kanal D'de yayınlanan "Ah Polis Olsam" dizisine emniyetin panzer verdiğini, Star televizyonunda yayınlanan Zeliha adlı dizinin çekimlerinin ise gerçek mekanda yani polis laboratuarında gerçekleştirildiğini belirtiyor.

Daha önce bu senaryo çok yaşandı

Tek Türkiye
'nin bugün yaşadıkları hiç de yabancımız değil. Yakın geçmişte önce TGRT ve Star ekranlarında, ardından atv'de yayınlanan Çocuklar Duymasın dizisi reytinglerde hep zirvedeydi. Bu dizinin zirvede olması aynı saatlerde diğer kanalların izlenme oranını da hayli düşürüyordu. Dolayısıyla bu kanallar o geceki reklam pastasından daha küçük bir dilimle yetinmek zorunda kalıyordu. Bu nedenle dizinin reytingi düşmeliydi. Önce dizinin annesi rolündeki Pınar Altuğ rakip gazetelerde manşet oldu. Boşanmadan kocasının en yakın arkadaşıyla beraber olan Altuğ, diziden ayrılmak zorunda kaldı. Ardından baba rolündeki Tamer Karadağlı'nın eşini aldatmasının ortaya çıkması yine en çok rakip grupların işine yaradı. Karadağlı da diziden ayrılınca bir süre sonra yapımcılar diziyi bitirmek zorunda kaldı. İlginç olan ise burada "ahlak bekçisi" olanların sonrasında "Binbir Gece" isimli dizide yapılan "ahlaksız teklif"i "masum" gösteren yayınlara imza atmasıydı.

Aynı mantık bir dönem Aliye'de de kendini göstermişti. Dizinin yönetmeni ile başrol oyuncusunun "kaçamak"larının ortaya çıkmasıyla gazetelerde ahlak dersi verenlerle bunun normal olduğunu savunanların savaşını gördük. Kurtlar vadisi Terör'de de benzer bir durum yaşandı. "Halkı bölücü ve tahrik edici" olduğu için yasaklatılan dizinin perde arkasında ise reklam kavgası yatıyordu. Şimdi aynı savaş Kurtlar Vadisi Pusu'da yaşanıyor. Son bir hatırlatma. Yıllarca Show TV'de oynayıp reyting rekorları kıran Kurtlar Vadisi dizisinin başrol oyuncusu Necati Şaşmaz (Polat) dizi Kanal D'ye transfer olmadan Hürriyet gazetesinin manşetinden tarikatçı ilan edilmişti. Peki dizi Kanal D'ye geçince ne olmuştu hatırlıyor musunuz? Polat artık Sharone Stone'u öpen çağdaş ve örnek alınacak bir Türk erkeğiydi...

Son bir hatırlatma daha... Gazeteleri okuyun, televizyonları seyredin... Ancak en çok izlenen programların oyuncularıyla ilgili yapılan haberlere biraz daha dikkat edin... Çünkü hiçbir şey göründüğü gibi değildir. O haberlerin pek çoğu "masum" değildir...


Kurtlar Vadisi dizisinde Memati karakterindeki Gürkan Uygun'un sevgilisi Gamze'yi canlandıran Manken Didem Taslan annesi İnci Yalçın'ın ameliyat oldu. Yalçın, iki dizindeki kireçlenme, menisküs ve sağ eldeki karpal tunel ameliyatı için Hisar İntercontinental Hospital'e geldi. Annesi ile birgün hastane de kalan Didem Taslan 'Diziden önce annemin ameliyatlarını yaptırttım. Diziye verilen ara annemin tedavisi için iyi bir fırsat oldu' dedi. Oyuncu Didem Taslan annesi dışında da kendisine check-up yaptırdı. Hiçbir sağlık sorunun olmadığını öğrenen Didem Taslan ve annesi bir gün Hisar İntercontinental Hospital'de kaldıkdan sonra taburcu oldular.


Oyuncu Didem Taslan, Artık Camiaya Ünlü İsmin Katılmadığını Söyledi.

Akşam Keyfi'ne Konuk Olan Taslan, 'Artık ünlü yetiştiremiyoruz çünkü insanlar ünü ve şanı para olarak görüyorlar. Parayı bulunca da sönüyorlar. Bu yüzden işini iyi yapan, dürüst insanlar bir geeri dönüş söz konusu. Zaten mankenlik gibi mesleklere meslek olarak bile bakılmıyor artık. Mankenlik te ekonomik krizle birlikte neredeyse çöktü. Çok kötü bir durumda!' dedi...


Aile Sağlığı Araştırma Derneği Başkanı Prof. Dr. Halim Hattat, internetten yapılan cinsel sorunlarla ilgili bir araştırmanın sonuçlarını anlatmak üzere Okan Bayülgen'in NTV'deki 'Sade Vatandaş' programına konuk oldu.

Programa Hattat ile birlikte, Star TV'de Yabancı Gelin isimli yarışmayı sunan Sema Öztürk de konuktu.

Program boyunca yapılan bu araştırmanın sonuçları, kadın-erkek ilişkileri, cinsel sorunlar konusu konuşuldu. Sema Öztürk, zaman zaman kısa süreli de olsa konuşmalara dahil olmaya çalıştı ancak Okan Bayülgen,çok fazla söz vermedi.

Programın ilk bölümünün süresinin dolması üzerine Bayülgen, bu durumun farkında olarak Öztürk'ten anlayış istedi ve "Semacım sen de profesyonel bir televizyoncu olarak bu sunumları yapanların ne işe yaradığını biliyorsun, şu anda konuksun ama aslında bizim bulunma nedenimiz, biz konuşan kafalar olarak televizyonlarda tanınıyoruz. Dolayısıyla sayın profesörün seyircide bir aşinalığı yoktur. 'Kim bu gözlüklü adam?' diyeceklerdir. Dolayısıyla senin varlığın, şimdi bana kızacaksın, çünkü süremiz bitti..." dedi.

Bu arada Bayülgen'in lafını nereye getirmeye çalıştığını anlayan ve şaşıran Sema Öztürk "Canım, doğru mu söylüyorsun canım? Bütün kredini kaybetmiş olursun şu dakika biliyor musun?" dedi.

Bayülgen, konuğunu kırmamaya çalışarak devam etti: "Şöyle bir şey var, niye ben burada bulunuyorum demiş olabilirsin. İşte ben, biz, sen de ben de aslında, Sayın Profesör bu bilgileri aktarsın diye burda bulunduk. Çok teşekkür ederim geldiğin için" diye konuştu.

Sema Öztürk de bozuk bir yüz ifadesiyle "Peki, günün şakası oldu. Görüntü niyetine buradaydık yani?" şeklinde konuştu ve kalakaldı.

Okan Bayülgen ise "Bana kızacaksın ama en azında yararlı bir iş yapmış olduk. Hayır, görüntü bak ne işe yarıyor. Sadece görüntü, bir de konuşsan bak neler olacaktı? Peki teşekkür ederim" diyerek lafı daha fazla uzatmadan pası reklama atmayı tercih etti.


Gurkan Uygun Azerbaycanin onemli tv-lerinden olan Ictimai tv-de ISTANBULDAN SELAMLAR proqraminda konuk oldu.gercekten muthis bi programdi.cok kisinin onunla ,ailesiyle ilgili bilmediyi taraflarini seyircilerle paylasti.videoyu bulamadim simdilik ama bulursam ekliycem.bu muthis program icin GURKAN UYGUNA tum Azerbaycan seyircileri adindan tesekkur ederiz...
bu arada Gurkan UYGUN kizinin adini da Balim koymus...

Merkezi Birleşik Arap Emirlikleri'nde bulunan ''Abu Dabi'' televizyonunda yayınlanmaya başlayan ''Kurtlar Vadisi'' dizisi, izlenme rekorları kırıyor.
Arap ülkelerinde izlenme rekorları kıran ''Gümüş'' ve ''Ihlamurlar Altında'' dizilerinin ardından çeşitli Arap kanallarında yayınlanan Türk yapımı dizi sayısı 10'a ulaştı.

Abu Dabi TV'de yayına giren ''Kurtlar Vadisi'' daha şimdiden reyting rekorları kırarken, dizinin başrol oyuncusu Necati Şaşmaz, Oktay Kaynarca ve Özgü Namal, izleyicilerin gönlünde taht kurdu.

Arapça adı ''Vadi El Diap'' olan dizide, ''Polat Alemdar'' karakteri Arapça dublajında ''Murad'', ''Elif'' karakteri ''Raha'', ''Çakır'' da ''Şakir'' olarak değiştirildi.

Hafta içi hergün 20.00'de yayına giren dizinin tekrar bölümleri her gece 01.00'de bir kez daha izleyiciyle buluşuyor.

ARAP KANALLARINDAKİ TÜRK DİZİ SAYISI 10'A ULAŞTI

''Kurtlar Vadisi'' ve Abu Dabi kanalında halen yayınlanan ''Acı Hayat'' ile birlikte çeşitli Arap kanallarında yayınlanan Türk yapımı dizi sayısı 10'a ulaştı.

Abu Dabi, MBC ve Suriye kanalları başta olmak üzere Arap kanallarında, Kurtlar Vadisi, Gümüş, Elveda Derken, Yersiz Yurtsuz, Genco, Yabancı Damat, Menekşe ile Halil, Kırık Kanatlar, Kaybolan Yıllar, Bıçak Sırtı isimli diziler yayınlanıyor.

Türk dizilerinin izlenme oranlarının her geçen gün arttığını belirten Arap kanallarının yetkilileri, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları karşısında Davos'ta gösterdiği tepkinin bunda rolü olduğunu vurguladı.

Türk dizilerinin gerek senaryo, gerekse de görüntü kalitesinin oldukça yüksek olduğunu kaydeden Arap televizyonlarının yetkilileri, dizilerin çekildiği mekanların Arap izleyiciler üzerinde büyük merak uyandırdığını, özellikle müziklerin izleyicileri etkilediğini bildirdi.

Geçen yıl Arap ülkelerinde büyük yankı uyandıran ''Gümüş'' ve ''Ihlamurlar Altında'' dizileri sayesinde 2 milyondan fazla Arap turistin tatilde Türkiye'yi tercih ettiğini aktaran yetkililer, ''Kurtlar Vadisi''nde ekrana gelen Kız Kulesi, İstanbul Boğazı gibi etkileyici manzaraların da bu ilgiyi giderek artıracağını düşündüklerini söyledi.

'Biz bu bölgenin abisiyiz' dedi İbrahim Tatlıses'in şov programında Oktay Kaynarca. Gazze'ye yardım programıydı. Tam da 'Çakır' havasında. Bu dizide oynayanların gerçekten o havadan kurtulamadıklarına ben de inanmaya başladım. Biri de, Kıbrıs'ta kaç tane Rum öldürdüğünü anlatmıştı ya!


SİNA KOLOĞLU MİLLİYET TELEVİZYON

Bir katilin anatomisi!

Samast'ın şiddet araştırmasına verdiği yanıtlar

Hrant Dink cinayeti faili Samast’a göre namus ile töre konularında ve milli değerlere hakaret edildiğinde şiddet uygulanabilir. Samast, gençlerde şiddeti azaltmak için, “Allah korkusu, vicdan, insaf gibi duyguların güçlendirilmesi” gerektiğine inanıyor

Milliyet Gazetesi'nden Gülay Fırat 'ın haberine göre Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayeti faili Ogün Samast, şiddet üzerine cezaevinde yapılan bir ankette kendisine sorulan, “Birisiyle tartıştıktan ya da kavga ettikten sonra, en çok hangi duyguyu yaşarsınız?” sorusuna “Ağlarım” yanıtını verdi.

TBMM bünyesinde, “Çocuklarda ve gençlerde artan şiddet eğilimleri ile okullarda meydana gelen olayların araştırılması ve önlemlerin belirlenmesi” amacıyla TBMM Araştırma Komisyonu kuruldu.

21 cezaevinde 2200 çocuk ve genç tutuklu ile hükümlünün 1650’siyle görüşüldü. 330 kişilik bir ekip, yüzyüze görüşerek formları doldurdu. Ankete katılanlar arasında Dink cinayeti faili Ogün Samast da yer aldı.

Samast ile Hayat Boyu Eğitim ve Gelişim Derneği (HAGEM) Başkanı ve Karadeniz Teknik Üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışman ve Rehberlik Bölümü öğretim üyesi Adem Solak görüştü.

‘O.A. pişman değil’
Dink cinayetinden yaklaşık 3 hafta sonra 27 Şubat 2007’de Kocaeli F Tipi Cezaevi’nde Samast’la 2.5 saat yüzyüze görüşen Solak, Samast’ın “pişman” göründüğünü belirtti. Solak, görüştüğü Rahip Santoro cinayeti sanığı O.A.’nın ise hiç pişman olmadığını söyledi.

Solak’ın tespitine göre, Samast, suç işleyen akranlarıyla yüzde 80 oranında benzerlik gösterdi. Samast, tüm sorulara sakin olarak yanıt verdi. Ancak, Samast, ‘“Gençlerin-Çocukların cezaevine düşmemesi için kimler neler yapmalı?” sorusuna sinirlendi. Samast, ayağa kalkarak tepki verdi ve “Bu soruya cevap vermek istemiyorum. Böyle bir soru bana cezaevine düşmeden önce sorulmalıydı” dedi.

140 sorudan 115’ine yanıt veren Samast, ankette, “Birisiyle tartıştıktan ya da kavga ettikten sonra, en çok hangi duyguyu yaşarsınız?” sorusuna “Ağlarım” yanıtını verdi.

Her gün internet kafe
Ankete göre Samast “Sigara kullanıyor, dışardayken kesici alet taşıyor. Buna neden olarak güvensiz ortamı gösteriyor. Kurtlar Vadisi’ni izliyor. Töre, namus konularında şiddet uygulanabilir” diyor. Müzik dinledikten sonra şiddet, öfke duygularının arttığını belirten Samast, ‘Milli değerlere hakaret edildiğinde şiddet uygulanabileceği’ görüşüne inanıyor.

Cezaevine girmeden önce son bir yıl içinde sık sık kavgaya karıştığını kaydeden Samast, gençlerde şiddeti azaltmak için, “Allah korkusu, vicdan, insaf gibi duyguların güçlendirilmesi” gerektiğine inanıyor.

Kuraldışı (meşru olmayan) cinselliğin azaltılması gerektiğini savunan Samast, alkol ve benzer keyif verici madde kullanılmasının azaltılmasından yana.

Ankete göre, cezaevine girmeden önce günde 3 saat TV izleyen Samast, dışarıdayken her gün internet kafeye gidiyormuş. “Zaman zaman, ölsem daha iyi olur” diye düşünen Samast, gelecekten umutlu. Hayatı, yaşanmaya değer görüyor.


Haber
Gazetevatan


Kuzey Irak'ta Arapça dublajla izlenen 'Kurtlar Vadisi'ni Kürt yönetimi istemiyor.

Bölgesel yönetimin Kültür Bakanlığı sözcüsü Taman Şakir, ırkçı söylemlerin olduğu dizide Kürt liderlere yönelik aşağılayıcı ve küçümseyici ithamlarda bulunulduğu gerekçesiyle Irak Büyükelçiliği yoluyla dizinin yayından kaldırılması için resmi talepte bulunduklarını söyledi.

YANIT BEKLİYORUZ
Taman Şakir, resmi taleplerinin Dubai'deki Irak Büyükelçiliği'ne ulaştığını belirterek, şimdiye kadar henüz bir yanıt almadıklarını sözlerine ekledi. Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Dış İlişkiler Sorumlusu Safin Dizayi ise, yayının durdurulması amacıyla yapılan girişimden haberdar olmadığını, ancak Abu-Dhubai kanalının uydudan yayın yaptığı için engellenemeyeceğini belirterek, "Eğer Kuzey Irak'ta yayın yapan bir televizyon olmuş olsaydı ve yayınında bir problem bulunsaydı, gereken resmi girişimler yapılırdı" dedi.


Yunanistan'da iki hükümlü Kurtlar Vadisi'nden rol çaldı, hapishaneden kaçtı. İki mahkumu çok sıkı korunan cezaevinden Halo Ağa gibi cezaevinin bahçesine helikopterden sarkıtılan merdivenle kaçtı.

Yunan basın-yayın organları, adam kaçırma ve banka soyma suçlarından 25 yıla mahkum edilen Vasilis Paliokostas ile adam öldürmekten ömür boyu hapis cezası alan Arnavut asıllı Alket Rizai'nin, ülkenin en iyi korunan cezaevi olarak bilinen Pire kenti yakınındaki Koridalos Cezaevinden, cezaevi avlusuna ip merdiven sarkıtan bir helikopterle firar ettiklerini duyurdu.

Firarı durdurmaya çalışan güvenlik ekiplerinin mahkumlara ateş açtıkları belirtilen haberlerde, bu sırada yaralanan olmadığı kaydedildi.

Paliokostas ve Rizai, 2006 yılı Haziran ayında da Koridalos Cezaevi bahçesinden benzeri şekilde kaçmışlardı.

Söz konusu firarda, Vasilis Palikostas'ın 1990 yılında yakalandıktan sonra firar eden kardeşi Nikos, kiraladığı helikopteri cezaevi bahçesine indirmiş ve adı geçen iki mahkumu alarak kaçmıştı.

Basın yayın organları, cezaevi güvenlik personelinin, helikopterin işaret fişekleri atarak avluya iniş yapması nedeniyle film çevrildiğini sandıklarını ve firarı engelleme girişiminde bulunmadıklarını belirtti.

Son olarak TRT'de ekrana gelen 'Doludizgin yıllar' isimli diziye imza atan usta yönetmen Osman Sınav, Türk dizilerinin 2009 Ocak ayından beri Azerbaycan'da yasaklandığını ancak bu duruma kimsenin tepki göstermediğini söyledi.

İlk kez 2006 yılında Azerbaycan'daki ANS televizyon kanalının 'Kurtlar Vadisi' dizisini yayınlanarak reyting rekorlarını kırdığını hatırlatan Sınav, "Bu başarılı başlangıcın ardından Türk dizileri diğer Azeri kanallarının ilgisini çekti ve Azerbaycan TV pazarında Türk yapımları diğer ülke yapımlarının önüne geçmeye başladı.

Tüm bu Türk yapımlarının ortak özelliği ise Azericeye dublaj yapılmadan Türkçe olarak yayınlanmasıydı.

14 Mart 2007 tarihinde Azerbaycan Milli Radyo Televizyon Şurası aldığı kararla, Azeri televizyonlarında yabancı dilde yayın yapılmasını yasakladı. Türkçe başlangıçta bu yasak kapsamının dışında tutuldu ama kurul, televizyonların yayın akışlarını çok yüksek oranda Türkçe dizi ve filmlerle doldurmaya başlayınca Türkçeyi de yasaklanan diller arasına aldıklarını açıkladı" diye konuştu.

Böylece Azerbaycan'da Kurtlar Vadisi Pusu, Yaprak Dökümü, Yabancı Damat, Arka Sokaklar, Bir İstanbul Masalı, Aşka Sürgün, Melekler Adası, Tek Türkiye, Hırsız-Polis, Beşinci Boyut gibi diziler de yayınları yarım kalan diziler arasına girdi.

RUSLAR MI MÜDAHALE ETTİ?

Ünlü yapımcı Osman Sınav, bu duruma farklı bir açıdan bakarak Rusya'yı işaret etti ve "Türk dizilerinin yasaklanmaların gerçek sebebi Rusya Olabilir mi? Sorun sadece Azeri kanallarında dublajlı olarak bile hiç bir Türk dizisinin yayınlanmamasıdır. Eğer kanallar Türk dizileri yayınlamaya devam etmezlerse televizyon kanalları yayın zamanlarını Rus İran, Brezilya ve Kore yapımlarıyla dolduracaklardır, Özbekistan'da olduğu gibi" diye konuştu

milliyet televizyon


İvedik açtı ağzını yumdu gözünü

Bakan Günay "gençlerin ahlakını bozuyor" dedi. Şahan Gökbakar açtı ağzını yumdu gözünü... Hem bakanı, hem filmleri tek tek eleştirdi.

Recep İvedik 2 filminin senaristi ve oyuncusu Şahan Gökbakar, Kültür Bakanı Günay’ı ağır bir dille eleştirdi. CHP'den Ak Parti'ye geçen Günay'ı "etik" olmamakla suçlayan Gökbakar ona şöyle seslendi: "One minutes, olmaaaaz Sayın Bakan, daha da gelmem sizin oraya...”

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın “Çocuklara ve gençlere kötü örnek oluyor. Yaş sınırı 18 olmalı” dediği ve 13A (13 yaş altı) ve 7+ olan yaş sınırını üst kurula itiraz ederek 13 + (13 yaş üstü) olarak değiştirdiği “Recep İvedik 2” filminin senaristi ve başrol oyuncusu Şahan Gökbakar, duruma tepki gösterdi.

Önceki akşam, bir haftada 2 milyon 236 bin 432 kişi tarafından izlenen filminin, Cevahir Alışveriş Merkezi’nde düzenlenen halk galasına katılan Gökbakar, Günay hakkında sert açıklamalar yaptı.

Recep İvedik 2”nin birinci haftasındaki izlenme rakamını ilk filme göre yüzde 50 oranında artırdığını söyleyen Gökbakar, “Şahsi fikrim Recep İvedik Türkiye’de büyük bir marka olduğu için Kültür bakanı, ‘İşte Kültür Bakanımız çalışıyor’ izlenimini yaratabileceğini düşündüğü için üst kurula başvurdu.

GENÇLERE ÖRNEK OLDU

Tabii ki, Kültür Bakanı olarak kendisinin gençler ve çocukların kişilikleri, ahlâkları ve etik değerlerinin gelişmesine ilişkin çok duyarlı olduğunu biliyoruz. Kendisini ben CHP Genel Sekreteri’yken takip etmeye başladım. Kendisi daha sonra tam zıt bir parti olan AKP’den Kültür Bakanı olarak karşımıza çıktı. Bu hareketiyle, ne kadar etik bir davranış içerisinde olduğunu gösterdi” dedi.

İlk filmi “Recep İvedik”e de 13+ yaş sınırı konularak haksızlık yapıldığını belirten Gökbakar, içinde küfür, şiddet ve kötü alışkanlıklara neden olabilecek unsurlar olan diğer yerli filmlerin ise genel izleyici kategorisinde değerlendirilmesine isyan etti. AROG’un, Muro’nun, Kurtlar Vadisi Irak’ın ve Issız Adam’ın genel seyirci logosuyla gösterime girdiğini hatırlatan Gökbakar, şöyle konuştu:

“Belki AROG, hani eski zamanda geçiyor ya, e Bakan da bu yüzden o filme sempati duymuş olabilir. Bence AROG zaten yeteri kadar düzeyliydi. Yani maymunla seks vardı. İşte, taşı organına vurup demir sesi çıkartma vardı. ‘Git belanı bul, benden bulma bacı’ gibi laflar vardı. Tabii, bu sözler mağaranın içinde geçiyordu. Ama dediğim gibi onlar görünmediği için bir problem yoktu.

Yine Muro ve Kurtlar Vadisi Irak genel izleyici olarak oynadı. Mesela Kurtlar Vadisi Irak’ta adam kaçırma, insan öldürme gibi şiddet sahneleri yer aldı. Kendisi bu konuda ‘Ben şiddet ve vahşet propagandası yaptırmam’ demişti.

Yine Muro’da da küfürlü şeyler vardı. Issız Adam da, bizim gibi 13+ oynadı. Fakat Issız Adam’la bizim filmimiz arasında bir fark vardı. Issız Adam çıplak oynadı, biz kıyafetli oynadık. Bir de, bizde tek bir kahraman var. Issız Adam da daha bir kurumsal aktiviteler gerçekleşiyor.

Meclis TV’nin ve çöpçatan programlarının da 13+ olarak yayınlanması gerekirdi ama Youtube’un kapatıldığı bir ülkede Recep İvedik de, 13+ yer. O yüzden çok da fazla üzülmüyorum. Kültür Bakanımıza bir tek atasözümüzle cevap vereceğim ‘One minutes olmaaaaz Sayın Bakan, daha da gelmem sizin oraya...”

İnternethaber


Kurtlar Vadisi'nin milyonlarca hayranı nihayet rahat bir nefes aldı!Oyuncular ve teknik ekip neşe içinde yeni bölümlerin çekimlerine başladı.

Onlar sevinmesin de kim sevinsin?
Türkiye'nin en uzun soluklu ve en çok izlenen dizisinde olacaksınız ama haftalardır hiçbir iş yapmadan evinizde oturacaksınız.

Bazıları tam ümidini kesmek üzereyken, Show TV ile Pana Film el sıkıştı ve herkes işinin başına döndü.
Ücretlerinde yarı yarıya yakın indirim yapılmış olsa da herkes işine kavuşmuş olmanın huzurunu yaşıyor.

Ve dizinin tanıtımları yayınlanmaya başladı.
Kavuşma, 5 Mart Perşembe akşamı gerçekleşecek.
Tanıtımlarda, 'Yine nefesler tutulacak, yine tüm Türkiye Kurtlar Vadisi Pusu'ya kilitlenecek' denilerek bomba gibi bir dönüşün müjdesi veriliyor.
Polat ve arkadaşları kirli oyunları bozmak için kolları çoktan sıvadılar.

Anlaşılan, dizinin bütçesinde yapılan tüm indirimlere rağmen macera kaldığı yerden hızını kesmeden devam edecek.

Kurtlar Vadisi bilenmiş olarak geliyor, şimdi kötüler düşünsün!

Bilal ÖZCAN
BUGÜN


AVRUPA GAZETECİLER DERNEĞİNİN "2008 MEDYA OSCARLARI"NI KAZANANLAR BELLİ OLDU!...

-"En İyi Yerli Müzik Yayını Yapan Ulusal Radyo" Alem FM,
-"En İyi Yabancı Müzik Yayını Yapan Ulusal Radyo" Radyo Maydonose,
-"En İyi Yerel Radyo" Radyo Vizyon,
-"En İyi Yerli Dizi" Kurtlar Vadisi,
-"En İyi Yapım" "Kanlı Nigar" adlı tiyatro oyunu,
-"En İyi Erkek Oyuncu" Selçuk Yöntem,
-"En İyi Kadın Oyuncu" Tilbe Saran,
-"Övgüye Değer Kadın Oyuncu" Filiz Yiğitbaşı,
- "Övgüye Değer Erkek Oyuncu" Mert Tanık,
-"En İyi Yönetmen" Çağan Irmak,
-"En İyi Gişe Filmi" Recep İvedik,
-"En İyi Dizi Müziği" Gökhan Kırdar,
-"En İyi Reklam Filmi" Turkcell,
-"En İyi Kadın Programı" Petek Dinçöz’ün programı,
-"En İyi Spor Programı" Yüzde 100 Futbol,
-"En İyi Ekonomi Programı" Piyasa Ekranı,
-"En İyi Show Programı" Beyaz Show,
-"En İyi İnternet Magazinciliği" Kenan Erçetingöz,
-"En İyi Erkek Seslendirme Yönetmeni" Engin Aybakan,
-"En İyi Kadın Seslendirme Yönetmeni" Nevin Korkut Kanıcı,
-"En İyi Çıkış Yapan Dergi" Suxe dergi,
-"En İyi Komedyen" Tolga Çevik,
-"En İyi Program Yapımcısı" Acun Ilıcalı,
-"En İyi Tematik Program" Rota Deniz,
-"En İyi Sinema Sanatçısı" Çetin Tekindor,
-"En İyi Marka" Zelante,
-"En İyi Sitcom" Avrupa Yakası,
-"En İyi Futbol Takımı" Fenerbahçe,
-"En İyi Teknik Direktör" Bülent Uygun,
-"En İyi Bilim Adamı" Prof. Dr. İbrahim Güllü,
-"En İyi Tasarımcı" Hakan Gürsu.



Heyecanlı bekleyiş sona eriyor! Büyük gün 5 Mart! Ekranların efsane dizisi Kurtlar Vadisi Pusu, verdiği aranın ardından 5 Mart Perşembe akşamı Show TV ekranlarına bomba gibi dönüyor! Macera kaldığı yerden hızını kesmeden devam ediyor.

5 Mart Perşembe akşamı yine nefesler tutulacak, yine tüm Türkiye Kurtlar Vadisi Pusu’ya kilitlenecek.

'Tek Türkiye' dizisinin oyuncusu Süleyman Karadağ, 'Hiç bir oyuncusu tanınmıyor' sözlerine sert çıktı..
Son dönemlerin çok konuşulan dizileri arasına giren Samanyolu televizyonundaki 'Tek Türkiye' dizisinin 'Berfin'i Özgül Sağdıç ve 'Şivan'ı Süleyman Karadağ, Saba Tümer'in programına konuk oldu.
Süleyman Karadağ, diziyle ilgili bazı köşe yazarlarının "Hiç bir oyuncusu tanınmıyor" şeklindeki sözlerine tepki vererek "Bu beni çok üzmüştü. Bu arkadaşların hepsi Devlet Tiyatroları'nda ve bu arkadaşların oyunları, kapalı gişe oynuyor. Tanınanları da gördük! Başkalarının sesiyle dublajı yapılan, yok kostüm şuna göre, giyimi buna göre..." diye konuştu.
Özgül Sağdıç ise insanların artık şaşalı evlerde yaşayan kişileri izlemek istemediğini ve daha kendilerine yakın insanları izlemek istediklerini belirterek "Bilmediği yerlerdeki insanları görmek istiyor. Şehirde yaşayan bir çok insan doğuda neler olduğunu pek bilemiyor" dedi.

KURTLAR VADİSİ'Nİ GEÇMEYE TAKILMIYORUZ

Kurtlar Vadisi Pusu ile aynı zamanda ekrana gelen Tek Türkiye, reytinglerde de Vadi'den sonra 2. sırada yer alıyordu. Kurtlar Vadisi Pusu'nun bir süredir yayında olmaması nedeniyle dizi, birinci sırada yer almaya başlamıştı. Oyuncular bu konuya takılmadıklarını söyleyerek "Reytingimizde hiç bir değişme yok. Biz aynen devam ediyoruz. İşimizi yapıyoruz ve inanarak yapıyoruz. Biz birarada olmaktan çok mutluyuz" dediler.

Atilla Olgaç'ın sözleri sunucuları da yaktı

Özel bir televizyon kanalında yayınlanan "Orada Neler Oluyor" isimli programda Atilla Olgaç'ın "Biri esir 10 Rum askerini öldürdüm" sözleri, programın sunucuları Müge Dağıstanlı ve Gülşen Yüksel'in de başına dert açtı. Bakırköy Cumhuriyet Savcısı iki sunucu hakkında "suçu ve suçluyu övmek" suçundan soruşturma başlattı.
Tiyatro sanatçısı Atilla Olgaç, 22 Ocak'ta katıldığı "Orada Neler Oluyor" isimli programda, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sırasında biri esir 10 Rum askerini öldürdüğünü söyledi. Olgaç, tepkiler üzerine sözlerinin gerçek olmadığını, savaşın kötülüklerine dikkat çekmek için kendi yazdığı bir senaryoyu okuduğunu savundu. Ancak Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Ali Çakır, Atilla Olgaç hakkında, sözleri savaş suçu niteliğinde görüldüğünden Cenevre Savaş Hukuku Sözleşmesi'ne göre soruşturma başlattı.

Soruşturma savcısı Ali Çakır, ayrıca programın sunucuları Müge Dağıstanlı ve Gülşen Yüksel hakkında da "Suçu ve suçluyu övmek" suçundan soruşturma başlatılmasına karar verdi.

Atilla Olgaç hakkında Mersin ve Şişli Cumhuriyet Başsavcılıkları'nın da soruşturma başlattığı, Bakırköy Savcısı Çakır'ın bu iki savcılığın yetkisizlik belgelerinin Bakırköy Savcılığı'na ulaşmasının ardından Atilla Olgaç ile iki program sunucusunu ifadeye çağıracağı öğrenildi.

Türkiye'nin 1997'de imzalayarak taraf olduğu Cenevre Savaş Suçları Sözleşmesi'ne göre, sanatçı suçlu bulunursa dosya Türk makamları tarafından Adalet Bakanlığı aracılığıyla Lahey Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi'ne teslim edilecek.

Atilla Olgaç'ın programda söylediği sözler:

"Kılıç karakteriyle senaryo gereği adam öldürdük. Ama ne yazık ki bu vatan için ben gerçek hayatta 10 kişiyi vurdum. Askerlikte terhisime 1 gün kalmıştı. Tam o sırada Kıbrıs Barış Hareketi oldu. Beni Mersin'den Kıbrıs'a gönderdiler. Savaşın en acımasızca ve en kanlı bölümünün sürdüğü temizleme harekatında görev verdiler. Komutana 'Yapamam, adam öldüremem, ben sanatçıyım' dedim. 'Burada sanat bitti. Burası gerçek hayat, savaş. Emir verdim mi öldüreceksin' dedi. İlk öldürdüğüm çocuk 19 yaşında, esir düşmüş bir askerdi. Silahı yüzüne doğrulttuğumda yüzüme tükürdü. Alnından vurdum, öldü. Daha sonraki çatışmalarda 9 kişiyi daha öldürdüm. Öldürdükten sonra gidip karargâhta ağlıyor, ertesi gün yine öldürüyordum. Rüyamdan çıkmıyor. Uzun süre psikolojik tedavi gördüm. Bu yüzden hala et yiyemiyorum. Kan göremiyorum. Aklıma öldürdüğüm çocuklar, kokmuş cesetler geliyor. Bu acıyı 25 yıl sonra ilk kez itiraf ettiğini söyleyen Atilla Olgaç "Türkiye'de korkunç bir savaşta bulunmuş, adam öldürmüş, gazilik unvanı almış tek sanatçıyım" dedi. Atilla Olgaç sözlerine şöyle devam etti: Savaş uzun süre mesleğimi de etkiledi. Kitlendim, bir şey yapamadım. Bugün o komutanın 'Hep sahnede numaradan mı adam öldüreceksin. Silahı al da, gerçekten öldür bakalım. Nasıl oluyormuş' dediğini hatırlıyorum."

Dizikolik çıktık!
Televizyonu en çok haberler ve diziler için izliyoruz!


Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından yapılan araştırma televizyonun haberler ve yerli diziler için izlendiğini ortaya koydu.

RTÜK Başkanı Zahid Akman, 21 ilde 2 bin 570 kişiyle yapılan görüşmeler sonucu gerçekleştirilen ''Televizyon İzleme Eğilimleri Araştırması''nın sonuçlarını düzenlediği basın toplantısıyla duyurdu.

Bu konuda 2006 yılında da bir araştırma yapıldığını belirten Akman, bu araştırmayla karşılaştırıldığında televizyon izleme sürelerinde artış gözlendiğini söyledi.

Türkiye'de televizyon izleyicisinin yüzde 54.6'sının evinde 1, yüzde 36.4'ünün evinde 2, yüzde 9'unun evinde ise 3 ve daha fazla televizyon bulunduğunu belirten Akman, deneklerin yüzde 20.5'inin hafta içi günlük ortalama 3 saat, yüzde 16.4'ünün de 4 saat televizyon izlediğini ifade etti.

Türkiye'de karasal analog yayına halen geçilemediğinden çanak antenle televizyon izlenme oranının yüksek olduğuna da işaret eden Akman, çanak antende izlenen yayınların içerik çeşitliliğinin seyirciyi memnun etmesine rağmen kendileri tarafından da kontrol edilemeyen, mahsurlu, özellikle küçük izleyici için zararlı yurt dışından gelen yayınların da bu kanalla evlere girdiğini belirtti. Akman, ''Çanak antenler çevre sağlığı ve güzelliği açısından da hoş bir görüntü oluşturmuyor. Yasama organında kanun tasarı taslağının yasalaşması, bu konunun çözümüne ciddi manada katkı sağlayacaktır'' dedi.

Televizyonun ağırlıklı olarak ''Prime 1'' ve ''Prime 2'' adı verilen 19.00-21.00 ile 21.00-24.00 saatleri arasında izlendiğini aktaran Zahid Akman, bu nedenle de televizyonların reklam pastasının paylaşılması için bu saatleri tercih ettiğini kaydetti. Akman, ''Ancak bu da o zaman diliminde izleyiciyi mutlu etmeyen bir reklam yoğunluğuna neden olmaktadır'' diye konuştu.

Türkiye'de en çok izlenen televizyon kanalının yüzde 62.1 oranıyla Kanal D olduğunu belirten Akman, aynı televizyon kanalının izlenme oranının 2006 yılında yüzde 48.8 olduğunu söyledi. Akman, Kanal D'nin yüzde 42 oranıyla yerli dizileri izleyenlerce tercih edildiğini, yüzde 19.4 ile de haberleri izleyenlerin en çok tercih televizyon kanalı olduğunu ve her iki alanda da bu kanalın birinci sırada yer aldığını duyurdu.

Yarışma programlarını izleyenlerin yüzde 67.5 ile Show TV'yi tercih ettiğini ifade eden Akman, ''Bu sonuç herhalde Acun Ilıcalı'nın 'Var Mısın, Yok Musun' adlı yarışmasından ileri geliyor. Bu açık ara önde gitmenin başka izahı yok gibi görünüyor'' dedi.

Akman, spor programlarının en çok TRT kanallarında, belgeseller ile dini programların Samanyolu TV'de, açık oturumlar, magazin ve kadın kuşak programları ile yabancı filmlerin Kanal D'de izlendiğini bildirdi.

Kadın kuşak programlarından izleyicinin şikayetçi olduğu sonucunun da ortaya çıktığını ifade eden Akman, ''Demek ki vatandaşımız hem izleyip hem de beğenmediğini ifade ediyor'' diye konuştu.

Araştırma sonuçlarının medyaya güvenin azaldığı sonucunu da ortaya koyduğunu belirten Akman, bunun da ilgi çekici bir sonuç olduğunu sözlerine ekledi.

-REYTİNG ÖLÇÜMLERİ-

Toplantının ardından soruları yanıtlayan Akman, reytingi ölçümleriyle ilgili soru üzerine, bu alanda şu anda ''ciddi bir huzursuzluk ve mutsuzluğun'' olduğunu söyledi.

Üst Kurul olarak reyting ölçümü yapan kuruluşlar ve Televizyon İzleme Araştırma Komitesi (TİAK) yetkilileriyle görüşerek örneklem sayısı ve peoplemetre (reyting ölçer) yerleştirilen hanelerin bulunduğu yerlerin Türkiye genelini yansıtmadığını ilettiklerini anlatan Akman, bu araştırmalar tartışmaları sürekli alevlendirdiğinden Türkiye genelini yansıtacak tarzda bir araştırmanın yapılmasını ve ek maliyetini RTÜK'ün karşılamasını önerdiklerini anımsattı.

Bu önerinin kabul görmediğini, ancak 6-7 ay önce aynı teklifi getirmelerinin istendiğini anlatan Akman, bu kez de RTÜK üyelerinin öneriyi kabul etmediklerini, kurumlar arasında ''ciddi bir güvensizliğin'' oluştuğunu kaydetti. Akman, ''Şimdi yapılması gereken, bu araştırmaların ihtiyaç sahiplerinin beklentilerini karşılayacak bir güvende gerçekleştirilmesidir'' dedi.

Araştırmaları kullanan kurumların başta yayıncılar olmak üzere sürekli şüphe, tereddüt ve rahatsızlıklarını dile getirdiklerine işaret eden Akman, ''Bu kadar rahatsızlığın dile getirildiği bir ölçümleme sistemini görmezlikten gelip buna karşı bir tedbir almıyor olmak, düzenleyici ve denetleyici kurul olarak bize yakışmaz. Bu rahatsızlıkların giderilmesi lazım'' diye konuştu.

Kamuoyunun güvenini sağlayacak sonuçları ortaya koyan bir yeni yapılanmaya ihtiyaç bulunduğunu dile getiren Akman, konunun tüm taraflarının bir araya gelerek bunu sağlaması gerektiğini kaydetti.

-ARAŞTIRMA SONUÇLARI-

RTÜK'ün araştırmasına göre, en çok izlenen televizyon kanalı yüzde 62.1 ile Kanal D olurken, bu kanalı izleyenlerin yüzde 45'inin yerli diziler nedeniyle tercih ettiği belirlendi.

Show TV yüzde 56.8 oranında izlenirken, bu televizyon kanalını tercih edenler de yüzde 26.4 oranında ''dizileri beğeniyorum'' yanıtını verdi.

TRT kanallarının ''tarafsız yayıncılık'' nedeniyle beğenildiği, yerli dizileri seyredenlerin yüzde 42'sinin Kanal D'yi, yüzde 26.8'inin Show TV'yi tercih ettiği ortaya çıktı.

Haberleri izleyenlerin yüzde 19.4 oranıyla Kanal D'yi, yüzde 18.7 oranıyla Show TV'yi, yüzde 14.1 oranıyla ATV'yi, yüzde 13 oranıyla TRT kanallarını tercih ettiği görüldü.

Araştırmada hafta sonu erkeklerin 4.6, kadınların 4.5 saat ekran karşısında kaldığı, hafta sonu evlilerin 4.6 saat televizyon izlediği ortaya çıktı.

Televizyonlarda yayınlanması istenmeyen program türleri sıralaması yüzde 63 ile kadın kuşak-izdivaç programları, yüzde 50.3 ile magazin programları ve yüzde 22.7 ile spor programları spor programları şeklinde olurken, araştırmada deneklerin yüzde 60.3'ünün reklamları gördüğünde kanalı değiştirdiği sonucuna ulaşıldı.

Araştırmaya katılan deneklerin iletişim araçlarına duyduğu güven düzeyi incelendiğinde yüzde 42.2 oranında televizyona, yüzde 47.1 oranında da radyoya güven duyulduğu görüldü.

Televizyon programlarında en beğenilen kişi ise yüzde 10.2 oranıyla ''Kurtlar Vadisi'' dizisinin oyuncularından Polat Alemdar oldu. Onu, yüzde 9.6 ile Uğur Dündar, yüzde 6.1 ile Ali Kırca, yüzde 5.6 ile Beyazıt Öztürk, yüzde 3.6 ile Acun Ilıcalı, Nihat Hatipoğlu ile Seda Sayan, yüzde 3.4 ile Mehmet Ali Birand, yüzde 3.3 ile Halil Ergün, yüzde 2 ile Kemal Sunal, yüzde 1.8 ile Kadir İnanır, yüzde 1.5 ile Cüneyt Arkın, yüzde 1.2 ile Erdal Özyağcılar ve Esra Ceyhan izledi.

Kurtlar Vadisi dizisinin şaşırtıcı derecede isabetli öngörülerinin nasıl birer birer gerçekleştiğini bu sütunlarda defalarca yazdım. Hatta, "Kurtlar Vadisi günün değil, geleceğin haber bültenini sunuyor" dedim. Üzeyir Garih cinayetinin hükümlüsü Yener Yermez'in geçen hafta verdiği şoke edici ifadede, cinayetin organize bir örgüt tarafından gizli bir tapınakta, ritüeller eşliğinde, bıçak darbeleriyle işlendiği iddia edilince hafızamda yine Kurtlar Vadisi dizisinden bir bölüm canlandı. Vadi'nin Baron'u (Zafer Ergin) gizli güçler tarafından tapınak gibi bir yere götürülmüştü. Burada ünlü Ku-Klux Klan çetesinin üyelerini andıran pelerinli, kukuletalı kişiler tarafından dakikalar süren bir seremoninin ardından bıçaklanarak öldürülmüştü. Bu sahnenin, gerçek hayatta sır dolu bir cinayeti işaret ettiği o günlerde kimsenin aklına gelmemişti. Vadi, bir kez daha "gelecekten" haber vermişti!..


Show TV ile maddi sorunlar yaşayan ve uzun süredir ekranlardan uzak kalan 'Kurtlar Vadisi Pusu' ile yapılan anlaşmanın ayrıntıları netleşmeye başladı. İki aydır ekrandan uzak kalan 'Kurtlar Vadisi Pusu'nun yapımcısı Pana Film, kanalın yüzde 40'ı bulan indirim teklifini kabul etti.

Çekimlerine cumartesi günü başlanacak olan dizi, 5 Mart'ta sevenleriyle buluşacak. Perşembe günü kendi saatinde ekrana gelecek dizi ile ilgili Pana Film'in indirime gitmesinden en çok oyuncular etkilendi. Kanalın yaptığı indirimin ardından şirket yetkilileri de, oyuncuların ücretlerinde yüzde 40 oranında indirime gitmeyi planlıyor. Show TV ile maddi sorunlar yüzünden yayınına ara verilen dizi için Star TV, Fox, atv, Kanal 7 ve TRT 1 gibi kanalların girişimde bulunduğu; ancak herhangi bir anlaşma sağlanamadığı kamuoyuna yansımıştı.


Kurtlar Vadisi Pusu hayranlarını meraktan çatlattı. Çekimlerine yarın başlanacak olan dizinin yayın tarihi de belli oldu.

İki aydır ekrandan uzak kalan 'Kurtlar Vadisi Pusu'nun yapımcısı Pana Film, kanalın yüzde 40'ı bulan indirim teklifini kabul etti.

5 MART'TA EKRANDA

Zaman Gazetesi'nin haberine göre, çekimlerine cumartesi günü başlanacak olan dizi, 5 Mart'ta sevenleriyle buluşacak. Perşembe günü kendi saatinde ekrana gelecek dizi ile ilgili Pana Film'in indirime gitmesinden en çok oyuncular etkilendi.

Kanalın yaptığı indirimin ardından şirket yetkilileri de, oyuncuların ücretlerinde yüzde 40 oranında indirime gitmeyi planlıyor.


Kurtlar Vadisi adlı dizi filmde ‘Memati’ adlı karakteri canlandıran oyuncu Gürkan Uygun, dizinin Mart ayında yeniden aynı televizyon kanalında yayınlanacağını söyledi.

Canlandırdığı ‘Memati’ adlı karakterle tanınan sinema ve dizi film oyuncusu Gürkan Uygun, Yalova Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Oyuncularla Buluşmalar’ etkinliği kapsamında söyleşiye katıldı. Uğur Mumcu Kültür Merkezi’ndeki söyleşide çok sayıda hayranının ilgisiyle karşılaşan oyuncu kendisine yöneltilen soruları yanıtladı.

Dinleyicilerin Kurtlar Vadisi’nin aniden yayından kalkmasıyla ilgili sorusuna yanıt veren Uygun, “Aniden yayından kalkması daha iyi oldu. Çok daha önceden yayından kalksa daha olay yaratırdı” diye yanıt verdi. Uygun, bir dinleyicinin “Yayından kalkmasının Ergenekon operasyonları ile ilgisi var mı” şeklindeki sorusuna ise şöyle yanıt verdi:

Ergenekon operasyonlarıyla ilgisi olduğunu sanmıyorum. İktisadi bir durum. Zaten bu tarz işler bize yansımaz. Yapım kademesinde konuşulan işlerdir. Dizinin senaryosuna müdahale olduğunu sanmıyorum. Perşembe günü yayınlanan dizinin senaryosu bizim elimize hafta sonu geçer. Çekimler ve seslendirmesi son anda yapılıp yayına verilir. Dolayısıyla bizim o haftaki bölümle ilgili tartışma ve yorum yapma şansımız pek olmuyor. Yayından kalkmasının içinde bulunduğumuz ekonomik durumla ilgisi olduğunu düşünüyorum”

Dizide Ergenekon operasyonlarına ve Tuncay Güney’e ilişkin bölümlerin yer alıp almayacağının sorulması üzerine de Uygun, “Olabilir. Bu kadar olay olurken Kurtlar Vadisi gibi bir dizinin bunlara duyarsız kalmasını bekleyemezsiniz. Mutlaka yer verilecektir. Ancak senaryoyu biz de oynamadan önce biliyoruz” dedi.
Oyuncu Uygun, dizinin yeniden aynı televizyon kanalında Mart ayı başlarında yayına başlayacağını da sözlerine ekledi.

Gürkan Uygun, yüz yapısı olarak sert bir imaja sahip olduğunu bu yüzden de Kurtlar Vadisi gibi dizi filmlere uygun bir oyuncu olduğunu belirterek “Sinemada komedi tarzındaki yapımlarda da oynadım. Ancak sanırım yüz yapımdan dolayı yapımcılar bana Memati tarzı sert mizaçlı karakterler uygun buluyor” dedi.

Uygun’a söyleşi sonrası Yürüyen Köşk maketi hediye edildi.


Bu gece Fox Tv de yapılan yerel seçim açık oturumunda Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ve Adayı Melih Gökçek konuktu.Programda Melih Gökçek’in günlerdir söylediği ‘Baronlar’a geldi konu.
Bunun üzerine mevzu Kurtlar Vadisine geldi ve bir gazeteci Melih Gökçek’e Kurtlar Vadisini çok mu izlediğini sordu.Soruya karşılık Kurtlar Vadisini Türkiye’nin gerçekleri şeklinde yorumlayan Gökçek,gazetecinin dizide anlatılanların gerçekleri yansıtmadığı görüşünü savunup savunmadığını sordu.
Gazeteci,Kurtlar Vadisinin gerçekleri yansıtmadığı ile ilgili bir şey söylemediğini ve dizinin gündemi takip ettiğini belirtti ..
Yerel seçim savaşına Kurtlar Vadiside katılmış oldu böylece.Bakalım önümüzdeki günlerde Sayın Gökçek’in ‘Baronlar’ iddiası ile Kurtlar Vadisi gündeme gelmeye devam edecek mi ?

KurtlarVadisi-Pusu.Net(Com) Haber Servisi

Dizimize Hergün İftira Atan Taraf Gazetesi ve Yazarı Rasim Ozan Kütahyalı'ya Tepkidir !

Değerli Kurtlar Vadisi Fanları

Özellikle dizimizin ara verildiği şu günlerde bazı çevreler tarafından sürekli karalama kampanyası yürütülmekte,tutarsız iftiralar atılmaktadır .. Bu iftiraları herkes az çok biliyordur.
Taraf Gazetesinde köşe yazarlığı yapan Rasim Ozan Kütahyalı,Kurtlar Vadisi'nin,zamanında belli çevrelerden bilgi aldığını,şu veya bu kuruluşun psikolojik harekatının bir parçası olduğunu,birilerine hizmet ettiğini vurgulamıştır.
Pana Film bu iftiralara karşı çok sert bir bildiri yayınlayıp Taraf Gazetesi ve Yazarını uyardı geçen günlerde.Ancak bahsi geçen gazetedeki yazar iftiralarını bugün de devam ettirdi.

Bizler dizimizi her zeminde savunan gerçek Vadi severleriz.Gerekli zamanlarda dizinin iyiye gitmesi için eleştiri de yaparız,yanlışları hakkında bilgilendirmede de bulunuruz.Ancak hiçbir zaman dizimizi karalayan iftiracı zihniyete karşı hoşgörülü olmayız.
Bu karalama kampanyalarının devam edeceği açıktır.

İftiraların devamı bugün saat 16:00 da Ülke Tv de devam edecektir.Taraf Gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı bugünkü yazısında saat 16:00 da Ülke Tv de Kurtlar Vadisi konusuna devam edeceğini belirtmiştir.
Kendisi Kurtlar Vadisi yapımcılarından itiraf bekliyormuş.Bu dizinin itiraf edeceği hiçbir şey yoktur,biz de,tüm Fanlar adına www.Kurtlarvadisi-Pusu.Com olarak sizden iftiralarınızın son bulmasını istiyoruz ..

Evet arkadaşlar,bu yazara karşı tepkimizi dile getirelim,saat 16:00 da konuk olarak çıkacağı programı mail bombardımanına tutalım.

Programın Mail Adresi: ulkedebugun@ulketv.com.tr Mail adresine tepkimizi dile getirelim

Aynı tepkiyi yazarın şahsi mail adresine ve Taraf gazetesine de dile getirelim.

Taraf Gazetesi İletişim:TIKLAYINIZ
Taraf Gazetesi Mail Adresi: iletisim@taraf.com.tr
Bu da Yazarımızın Mail Adresi: rasimozan@derindusunce.org

Dizimizin sahipsiz olmadığını gösterelim.Maillerimizi eksik etmeyelim.Yazacak birşey bulamıyorsak,kelimelerimiz kifayetsiz kalıyorsa bu yazıyı kopyalayıp gönderelim.

‘Derin Kebap İskender’, Kurtlar Vadisi’nde şu veciz lafı ederek durumu özetlemiyor mu:
‘Devlete düşman gerek.’
Yunanistan gibi güdük ülkecikler, dışarıdan hayali düşmanlar yaratırlar elektriklerini muhafaza etmek ve devler liginde gündem kapmak için.
Türkiye gibi büyük ülkeler de, ya düşmanları içinde yaratır, ya da içinde hayali düşmanlar yaratır.
Yaratılmıyor mu son 1 senelik süreçte?


Özel Harekat, Tek Türkiye'ye destek veriyor!..

Türk televizyonlarının yeni fenomeni artık "Tek Türkiye" dizisi... Dizi birlik ve beraberlik çağrısı yapan dizide, ilginç bir ayrıntı da gözlerden kaçmadı.

Kurtlar Vadisi'nin perşembe gününü boş bırakması "Tek Türkiye" dizisine yaradı. Samanyolu kanalı ilk kez bir dizisiyle reytinglerde birinci oldu. "Asker-köylü-terör" ilişkilerini izleyen dizinin başrol oyuncuları Süleyman Karadağ ve Özgül Sağdıç dizileri hakkında bilgi verdiler.

ÖZEL HAREKAT'TAN SİLAH DESTEĞİ

Saba Tümer'le bu gece'de konuşan Tek Türkiye'nin 'Şivan'ı Süleyman Karadağ programın sonunda dizi için katkı sağlayanlara teşekkür ederken ilginç bir ayrıntı da ortaya çıktı.

Karadağ, Konya Belediyesi, Konya Valiliğine teşekkür ettikten sonra "Özel Harekata gerçek silahlarıyla bize destek oldukları için teşekkür ediyoruz." dedi.

Kurtlar Vadisi hakkında yazdığınız tüm yazıları tarayan birisi olarak tüm yazılarınızda Karl Popper'in Yanlışlanabilir İlkesini görmekteyim : )

Diplomatik olaylara filozof gibi yaklaşamazsınız.Yaklaşırsanız çok komik durumlar orta çıkar.Nasıl çıkacağını hep birlikle göreceğiz...
Kurtlar Vadisi ile ilgili yazdığınız tüm yazılarınızın nasıl yanlışlandığını size ispat edeceğim...

Uzatmadan gelelim asıl konumuza

Sizin vadi ile ilgili yazdığınız tüm yazılarınızdan çıkan sonuç şudur;

Siz diyorsunuz ki; Ergenekon öyle bir yapılanma ki bu yapılanma 2003 yılında başlayan Kurtlar Vadisini var eden Ergenekonculardır.Sebebi ise yıllar sonra yapacakları darbeye halkı alıştırmak artı darbe yaptıkları zaman haklı olduklarını halka önceden kabul ettirmektir
Bu dizi ile halkın bilinç altını etkileyerek sonuca gitmek millet tarafından da haklı olduklarını teyit etmek için var olan psikolojik bir harptir bu dizi.

Peki 1.sorum Ergenekon yapılanması yıllarca bu kadar titiz çalıştılarsa bir dizi ile halkı yönlendirmeyi bile düşündülerse şu an nasıl oluyor da hem deşifre ediliyor hemde yargı önüne çıkarılıyor..... ?

Gelelim bu kadar komplo teorisi ürettiğiniz Kurtlar Vadisi'nde oynayan karakterleri nedenli bildiğinize

Askerlerle başlayalım;

Siz yine diyorsunuz ki ; Aslan Akbey ve Doğu Eşrefoğlu iki asker....Bunlar asker değil istihbaratçıdır (1.hatanız).Aslan Bey diziye göre harbiye mezunudur fakat daha sonra bir şekilde istihbarata kaymıştır.Aksi taktirde emrinde çalışan insanlar efendim değil komutanım der.Doğu Eşrefoğluda İstihbaratçının ağa babasıdır.


Askerler ne yaparsa yapsın dizide doğru kişiler izlenimi veriliyor diyorsunuz.Bu ülkede TSK bu ülkenin namusudur.Sizin TSK'ya bakış açınızı biliyorum.Liberal-Demokrat bir insansınız özgürlük asıl amacınız.Ama TSK yı illegal bir yapılanma olarak gösteremezsiniz.Buna kimsenin gücü yetmez.Tümevarm ilkesine karşısınız fakat ne hikmetse 3 bilemedin 5 askerle TSK'yı yargılıyorsunuz.Yine tezatsınız..İşte bu Tümevarmdır.

Gelelim Ömer Babaya yani din konusuna

Sizce Ömer Baba karakteriyle anlatılmak istenen şudur.... Sosyal hayatı sıfır evden camiye camiden eve giden bir insan.İstedikleri dindar insan modeli budur.Burdada hatalısınız Ömer Babanın üsküdar musiki cemiyetine üye olduğunu hatırlatırım.Sanırım burası sosyal faliyet sayılabilecek bir yer.Ömer Baba olaylara sizin gibi bakmış olsaydı devletten bir ömür nefret ederdi.Neden mi?
Aslan Akbey'in bu aileyi kullanmasına rağmen hemde en fazla özlem duydukları şey olan çocuk özlemiyle aldatmasına rağmen hiç bir zaman isyan etmedi.Dindar insan böyle olur işte...

Gelelim dananın kuyruğunun koptuğu yere İskender Büyük karakterine

Sizde İskender Büyük karakterinin Veli Küçük olduğunu söylüyorsunuz...Şimdi kaseti başa saralım siz ergenekon kurtlar vadisini halkın bilinçaltını etkileyerek yıllar sonra yapacakları darbeye halkı alıştırmak olduğunu söylediniz hatta halk üzerine uygulanan psikolojik bir harptir bu dizi dediniz.

Eğer işler sizin dediğiniz gibi olsaydı yada siz olayları doğru analiz etmeyi başarabilseydiniz İskender Büyük'e değil Polat Alemdar'a Veli Küçük derdiniz.Adamlar neden dizide halk tarafından sevilen bir karakteri değilde sevilmeyen bir karakteri Veli Küçük ilan etsin ki.Bu sizin büyük teorinizin artık hipotez olduğunu gösteren en büyük tespittir.Aksi takdirde bırakın halka darbeyi şirin göstermeyi çok daha itici gösterirsiniz.

Benim size önerim dizideki karakterleri tam bilmeden lütfen yazmayın.Yazımda hiç bir karakteri tanımadığınızı ispat ederek açıkladım.Ergenekon yapılanmasıyla Kurtlar Vadisi'ni aynı kefeye koymaktan vazgeçin.

Ayrıca son bir not daha siz Kurtlar Vadisi hakkında yazdığınız yazılarınızda Türk Gençlerini üstü kapalı hiç bir şey bilmeyen insanlar olarak lanse edip küçük göremezsiniz.Görüyorsanız LDT(Liberal Düşünce Topluluğu) yönetiminde olan bir kişi olarak yine bu ülkenin evlatlarına Liberal Felsefeyi tanıtmak,kabul ettirmek için uğraşmazsınız.Sizin gözünüzde koyun sürü olarak gördüğünüz gençlerin Liberal Felsefeyi anlamasınıda bekleyemezsiniz.
Kişiler aynı fakat siz yine tezatsınız.

Bizler Kurtlar Vadisi Fan sitesi olarak Kurtlar Vadisi yayınlandığı sürece buradayız.Ne zaman yanlışlanmak isterseniz buyurun...

Biz hep buradayız.


mak_sas_sat
KurtlarVadisi-Pusu.Com Yönetimi



Taraf yazarı Rasim Ozan Kütahyalı Kurtlar Vadisi'ni iyiden iyiye diline doladı. Bu sefer Ömer Baba karakteri için ilginç iddialarda bulundu.
Daha öncede köşesinde JİTEM ile dizi arasındaki bağlantıları olduğu iddia ettiği yazısı ile dizinin yapımcıları tarafından sert bir dille eleştirileren Kütahyalı dün akşam da Ülke TV'de yayınlanan 'Sıradışı' programında Kurtlar Vadisi'ni eleştirmeye devam etti.

Kütahyalı, 2006'ya kadar Ergenekon'un en önemli projesi dediği Kurtlar Vadisi'nde dizi karakterleriyle ekrandan izleyicinin bilinçaltlına kendi istekleri doğrultusunda mesajlar verildiğini ifade etti.

Aslan Bey ile Doğu Bey karakterlerinin asker olduklarını ve yaptıkları her şeyin doğru olduğu mesajı verilerek 'Millet için ölen ve öldüren herkes masumdur mesajı veriliyor' diyen Kütahyalı, illegal yapılanma içinde olan Ergenekon'un da bu yolla kendini masumlaştırılma çabalarının olduğunu kaydetti.

Özellikle dindar kişilerin sosyal hayata karışmamasını savunan Ergenekoncuların, yapımcılara Ömer Baba karakterini çok iyi kullandırdıklarının altını çizen Kütahyalı, 'Ömer Baba dizide camiden eve, evden camiye giden kendi halinde dindar muhafazakar bir aile babası. Verilmek istenen mesaj çok iyi işleniyor. Yani onların da istediği dindar tipi bu şekilde' dedi.

Kütahyalı, ayrıca 2007'de Ergenekoncuların darbe ortamı oluşturmak içinde 2003-2006 yılları arasında Kurtlar Vadisi'ni kullandıklarını da iddia etti.

;;