Ergenekon ile birlikte yakın tarihin karanlıkta kalmış birçok olayı aydınlanmaya başladı.

İddianamede yer alan bir çok karanlık ilişki, rating rekortmeni 'Kurtlar Vadisi Pusu' dizisinde daha önce işlenen konularla olan bire bir benzerliği ile dikkat çekiyor.

SENARYOYU MİT Mİ YAZIYOR
Ergenekon İddianamesi'nin ortaya çıkması ile birlikte ortaya çıkan ilişkiler ağı, Vadi seyircileri arasında "Acaba dizinin senaryosunu mu MİT mi yazdırıyor, yoksa savcı Zekeriya Öz Kurtlar Vadisi fanatiği mi?" sorusunun sorulmaya başlanmasına yol açtı.

SON FRAGMANINDA ERGENEKONCULARA MESAJ
Yakında ekrana geri dönecek olan Kurtlar Vadisi son fragmanıyla şimdiden olay yarattı. Polat'ın Ergenekonculara üstü kapalı mesajları ulusalcıları kızdıracağa benziyor.

İşte o diyaloglar:
- Siz kendinizi satılığa çıkarmışsınız , herkesi bir şey satar zannedersiniz. SİZİN DÖNEMİNİZ BİTTİ!..
- Devlete düşman gerek..
- Siz varken bu ülkenin düşmana ihtiyacı yok.
- Korku yaratmazsan devleti yönetemezsin..



POLAT AKP'NİN ADAMI
ENSONHABER aylar önce Kurtlar Vadisi Pusu’da DANIŞTAY SALDIRISI'nın çözüldüğü bölümü yayınlamıştı. O bölümde Danıştay saldırısı devletin içindeki bir çetenin işi olarak gösterilmişti. O dönemde dizinin AKP'nin psikolojik harekatına hizmet ettiği, dizinin ana karakteri Polat Alemdar'ın AKP'nin adamı olduğu yorumları bile yapılmıştı.


KURTLAR VADİSİNİN YAPIMCILARI HOLDİNG KURDU!..HOLDİNG'İN ADI NE,KİMLER YERALIYOR?..


Kurtlar Vadisi'nin yapımcıları holdingleşti.Son yıllarda yükselişe geçen dizi sektöründe reklam ve sponsorluk getirilerinde ilk sırada yer alan Kurtlar Vadisi'nin yapımcıları holding kurdu.


Pana Holding adı verilen holdingin sermayesi 500 bin YTL,adresi ise Kızıltoprak, Fener Kalamış Caddesi No:4.
Holdingin Yönetim Kurulu Başkanı Tayyar Raci Şaşmaz. Başkan Yardımcısı Mehmet Canpolat. Hilmi Zübeyr Şaşmaz ise Yönetim Kurulu Üyesi.Şirketin faaliyet alanları şu şekilde sıralandı: Bir yandan kurduğu ve katıldığı şirketlerin uğraşı alanlarındaki başarılarını arttırmak. Sürekliliklerini sağlamak.Yönetimlerinde ileri organizasyon tekniği ile verimi arttırmak.


Cep telefonlarından dertli

Kurtlar Vadisi Pusu'da İskender Büyük'ü canlandıran Musa Uzunlar, sokakta dilediği gibi hareket edemediğini, cep telefonlarının fotoğraf çekme özelliğinden çok dertli olduğunu söyledi.

Cine 5'te yayınlanan Cine City programına konuşan Kurtlar Vadisi dizisinin İskender Büyük'ü Musa Uzunlar, sokakta vatandaşların kendisine yönelik tepkilerini anlattı.

Sokakta vatandaşlardan farklı tepkiler aldığını anlatan Uzunlar, "Çok sevgi dolu şeyler de yaşıyorsunuz. Sevgi dolu insanlarla, hiç tanımadığınız insanlarla tanışmak, konuşmak diğer insanların çok sık yakalayacağı şey değil. Ama bunun yanı sıra çok rahatsız edici şeyler de yaşanabiliyor. Özellikle cep telefonunun fotoğraf çekebilme özelliğinin çok yaygınlaşması ve herkesin bunu kullanmak istemesi bazı bulunduğunuz konumlarda sizi zorluyor. Ama sonuçta kimseyi kırmamaya çalışıyorsun" diye konuştu.

Sokakta vatandaşların gösterdiği tepkilerden çok şeyler öğrendiğine değinen usta oyuncu, zararını ise şöyle anlattı:

"Galiba ben şu şansımı da kaçırıyorum; İskender hafızalarda olduğu için sokakta insanlara bakmak, rahat rahat dolaşmak ve bazen yapayalnız olmak istersiniz. Bu şansınız pek olmuyor."

Sokaktaki vatandaşların 'İskender' karakteri ile karşılamayı umduğunu belirten Musa Uzunlar, farklı bir karakterle karşılaştıkları için şaşırdıklarını anlattı.





'Eşref Saati' kontenjandan!

Eşref Saati, şekil mi değiştirdi, bana mı öyle geliyor? Komedi olarak başlayan dizide, bu hafta acı ve gözyaşı vardı. Aslında dizinin en başına dönersek, ben hiçbir zaman bu kadar iddialı bir kadroyla absürd komedi yaptıklarını anlayamamıştım. Yavuz Bingöl, Yetkin Dikinciler ve Ahmet Uğurlu'yu bir araya toplayacaksın, sonra da olabilecek en kötü projeyi ortaya çıkaracaksın. Vallahi bunun içinde ayrı bir yetenek gerekir. Hadi bu bir tarafa, bu kadro yetmezmiş gibi Hasan Kaçan'ı da ekleyip daha da kötü bir senaryo yazacaksın! Sizce Hasan Kaçan, 'Ekmek Teknesi'nden fırlayıp gelmiş gibi durmuyor mu? Sanki Heredot Cevdet, kaptan olup gemiyle açılmış sonra da başka bir mahalleye konmuş gibi... Yine mahallenin kahvesinde oturmuş, öyküler anlatıyor. Tabii bu sefer daha komik öyküler... Vallahi ben 'Eşref Saati'ni izledikçe 'Kurtlar Vadisi Pusu' yani Pana Film kontenjanından yayınlanıyormuş gibi geliyor. 'Kurtlar Vadisi'nin yanında 'Eşref Saati', yayınlamak mecburi!


Beyoğlu İmam Adnan Sokak’ta bir türkü bar; adı Mektup. İçeride Cem Yıldız ve topluluğu Kürtçe türkü söylüyor. Birkaç adam kendilerini kaptırmış halay çekiyor. Halayın başını çeken adam safkan bir devrimciymiş. Hem de en naifinden! Marx, Engels, Lenin hatmetmiş. Yoldaşıyla birlikte köyüne dönmüş, evlenip yuva kurmak ve devrimi ailesinden başlayarak gerçekleştirmek, cümle aleme örnek olmak için. Kendi öyle söyledi...

Meğer muhtarın oğlu onu ve yoldaşını oyuna getirmiş. Onları iki Rus kadınla evlendirmiş yokluklarında! İstanbul’a onları bulmaya gelmişler...

ÇETO DA FİLMDE OYNUYOR
Kurtlar Vadisi’nde Polat Alemdar tarafının düşmanı olduğu halde çok sevilen bir karakterden ve onun ünlü repliğinden yola çıkan Muro: Nalet Olsun İçimdeki İnsan Sevgisine filminin setindeyiz. Monitör başındaki yönetmen dahil herkes kendini müziğin ritmine kaptırmış durumda. Oyuncular dans edip duruyor sahne tekrar edildikçe. Oyuncularına halay çektiren film kuvvetle muhtemel gişe başarısıyla yapımcılarına da halay çektirecek. Nalet olsun içimdeki sinema sevgisine, figüran lazım olsa ben de halayın ucuna katılıp kurtlarımı dökeceğim! Eyvah, bu deyim uygun kaçmadı galiba! Sahi, nasıl oldu da Kurtlar’dan Kürtlere geldi konu?

Aslında yapımcı firma Pana Film’in kurduğu ekip, Muro (Zeynep’in Sekiz Günü’nde iyi bir performans veren Mustafa Üstündağ) ve onun izinden giden arkadaşları Çeto (Şefik Onatoğlu) ile Yıldırım (Eray Türk) için Doğulu olmalarından öte bir etnik köken vurgusu yapmamaya özen gösteriyor. ‘İnsan’ demeyi tercih ediyor, filmin odak noktasının Muro’nun naif devrim ideali olduğunu söylüyor. Eh, devrimci dediğiniz de enternasyonalist olur...

SAÇLARINI KESMEME ADAĞI
Yönetmen Zübeyr Şaşmaz ise çekingen davranmıyor bu konuda. Kürtçe şarkılar, kahramanlarının etnisitesini açığa vuruyor. Raci ve Necati Şaşmaz’ın Türkiye’de, İngiltere’de, ABD’de sinema okumuş kardeşleri kamera arkasındaki ilk uzun metrajlı film denemesinde aile geleneğini sürdürüyor. Dizinin bazı bölümlerini de yöneten Zübeyr Şaşmaz, Muro: Nalet Olsun İçimdeki İnsan Sevgisine’nin toplumsal içerikli, yer yer ironik bir komedi olduğunu söylüyor. Ama soyadına aldanıp Zübeyr Şaşmaz’ın vadi yolundan şaşmadığını düşünmeyin sakın.

Bu genç sinemacının saçlarının uzun siyah bukleleri var: Kendi projesini hayata geçirene dek saçlarını kesmeme adağında bulunmuş. Tıpkı Doğu’da zor sahip olunan çocuklar yedi yaşına gelene dek saçlarının kesilmemesi gibi... Guillermo Arriaga’nın Alejandro Gonzales Inarritu filmleri için yazdığı çok parçalı senaryolardan esinlenen bir film gerçekleştirecek birkaç ay sonra. Özyaşamöyküsünden izler taşıyan, Türkiye’de ve yurtdışında birden fazla şehirde geçen kişisel bir filmle auteur sinemasına geçiş yapacak Zübeyr Şaşmaz. Merakla bekliyoruz her iki filmini de!

Ünlü oyuncu Oktay Kaynarca, ilişkileri boyunca sürekli ayrılıp barıştığı, kısa süre önce de tekrar biraraya geldiği 6.5 yıllık sevgilisi Özgü Namal'ın ailesiyle Bebek'te akşam yemeği yedi.

İlişkilerini 'bir küs, bir barışık' olarak sürdüren Oktay Kaynarca ve Özgü Namal, kesin ayrılık kararına rağmen yaklaşık 10 gün önce tekrar biraraya geldi. Çift, barışmalarının ardından sık sık Bebek'te yemek yerken görüldü. İkili, bu geleneklerini önceki akşam da sürdürdü. Ancak bu kez yedikleri sıradan bir akşam yemeği değildi! Çünkü ünlü çiftin yanında, Özgü Namal'ın ailesi de vardı.

'Dostça' ayrılmışlardı
Basın mensupları tarafından görüntülendiklerini fark eden Namal ve Kaynarca, mekanı birer dakika arayla ayrı ayrı terk etti. Özgü Namal, anne ve babasıyla birlikte arabasına binerken, Oktay Kaynarca yalnız başına yola devam etti. Soruları yanıtsız bırakan Kaynarca'nın hayli gergin olduğu da gözlendi. Kurtlar Vadisi'nde, Oktay Kaynarca 'Çakır'ı, Özgü Namal da 'Avukat Elif'i canlandırırken tanışan ikili, kısa süre içinde birlikte olmaya başlamıştı. Ancak, 6.5 yıl süren ilişki; Oktay Kaynarca'yla ilgili 'çapkınlık' haberleri çıktıkça sarsılmıştı. Çift geçen haziranda, "Üçüncü şahısların etkisi yok. Dostça karar aldık" diyerek ayrılmıştı


Kelebek'in haberine göre; uzun süredir dizilere ara veren Özgü Namal, Cannes Film Festivali için hazırlanan "İncir Çekirdeği" adlı filmde başrolde oynuyor. Mardin'de çekilen film, sınırda mayına basarak yaşamını yitiren sevdalı çiftin ardından yaşanan olayları son derece dramatik bir anlatımla beyazperdeye taşıyor. Namal'ın rol aldığı bir başka film ise Haluk Bilginer ile kamera karşısına geçtiği "Güneş'in Oğlu Fikri Bey" adlı yapım. Daha önce "Polis" filminde de birlikte rol alan ikiliyi tekrar buluşturan bu film ise, kendini güneşin oğlu olduğuna inandıran bir adamın öyküsünü son derece fantastik bir tarzda anlatıyor.


Güzel oyuncu Nefise Karatay önceki gün katıldığı bir televizyon programında atv'nin reyting rekorları kıran dizisi 'Avrupa Yakası'nı öve öve bitiremedi.
En son 'Kurtlar Vadisi' dizisinde oynayan Karatay, her ne kadar "Sit-com tarzı dizilerde oynamayı çok tercih etmem sit-com yerine drama ağırlıklı rollerde oynamak isterim" dese de 'Avrupa Yakası' dizisinden gelecek teklife 'hayır' diyemeyeceğini belirtti.

Engin'e hayranım!
Dizideki Burhan Altıntop karakterine bayıldığını söyleyen Karatay, "Bırakın oradan teklif gelmesini, ben bir günümü kamera arkasında geçirmeyi dahi çok isterim. Çünkü çok eğlenceli bir set. Engin Günaydın'a hayranlık duyuyorum" dedi.

Resim


Cine5'teki Cine City programına konuk olan Musa Uzunlar, Kurtlar Vadisi'ndeki Büyük İskender karakterini anlattı.

* Büyük İskender nasıl doğdu?

İskender'i İskender yapan psikolojik yönler üzerine çok düşündüm. Bazı karakterler ceptedir. İskender öyle değildi. Duruşuyla, bakışıyla, sesiyle bir karakter yarattım. Kendimi şaşırtayım istedim. Bir baktım herkes şaşırdı. Kötü bir adamı oynamak için o adamı çok iyi tanımak, hatta sevmek gerekiyor.

İSKENDER'İ GÖRMEK İSTİYORLAR

* Sokakta ne tür tepkiler alıyorsunuz?

Bazen yalnız kalmak istiyorum ama böyle bir şansım olmuyor. Çoğu insan İskender'le karşılaşmak istiyor sokakta. Musa ile karşılaşınca şaşırıyorlar.

* Bu sezonda İskender'i neler bekliyor?

Polat ve İskender'in sürtüşmesi devam edecek. Sonra biri galip gelecek.

* Polat'ın tüm düşmanları öldü. İskender korkmuyor mu rahmetli olmaktan?

Bence ikisi de birbirlerini endişelendiriyor. Sıkı rakipler. İskender hiç doğru bir insan değil. Seçimlerine katılmıyorum. Bu yüzden onu oynamak çok daha lezzetli.

* Oyuncu olmak için eğitim şart mı?

Sanatta önce yetenek önemli. Yeteneğin yoksa eğitim sana birşey katamaz. Yeteneğin varsa, eğitim bunu doğru kullanmada çok önemli bir faktör. Yetenek daha önemli.

FACEBOOK'TAKİ MUSA TAKLİT

* Yaptığınız en çılgınca şey nedir?

Boğaz'ı yüzerek geçtim. Yüzerken, altında durdum ve köprüye baktım denizden. Her gün geçtiğim denizin ortasında olmak bambaşka bir şeydi.

* Facebook'ta sayfanız var mı?

Hayır, yok. Oradaki ben değilim. Taklidime, 'Turnemiz iptal oldu mu, yarın yola çıkacak mıyız?' diye mesaj attım. O da, 'Hayır iptal olmadı. her şey yolunda' dedi. Şaşırıp kaldım. Lütfen kimse inanmasın!

Sabah/Günaydın



Kurtlar Vadisi Pusu dizisinde Türkiye'yi yönetmeye soyunan İskender Büyük yani Musa Uzunlar, gerçek hayatta neyin mağduru oldu bilmek ister misiniz?

Sokaktaki vatandaşların kendisini canlandırdığı İskender Büyük karakteri ile özdeşleştirmesine şaşıran oyuncu Musa Uzunlar, dizide Türkiye'yi yönetme iddiasıyla önüne geleni dize getirirken, gerçek hayatta ise facebook yüzünden sıkıntı yaşıyor.

Cine 5'te yayınlanan Cine City programına konuşan Musa Uzunlar, teknoloji ile arasının hiç iyi olmadığına değindi. Facebook'la bir alakasının olmamasına karşın birisinin kendi adını kullanarak sayfa açtığını belirten usta oyuncu, bu durumdan dert yandı.

Televizyon gazetesi'nin haberine göre, Uzunlar, "Facebook kullanan bir arkadaşım vasıtasıyla benim ismimi kullanana mesaj attırdım. 'Bizim turnemizin iptal olduğu söyleniyor, oldu mu yoksa yarın çıkacak mıyız' diye ciddi bir mesaj. 'Yo yo iptal olmadı, her şey yolunda' diye bir mesaj geldi benim ismimi kullanarak. İsmin çıkartılması için mesajlar attım. Asla teknolojiye karşı değilim. Teknolojinin güzel kullanılması ama hayatın da kaçırılmaması tarafındayım" diye konuştu.

Musa Uzunlar, bugüne kadar yaptığı en çılgın şeyin ise Boğaz'da yüzmek olduğunu söyledi. Uzun süre hayalini kurduktan sonra 2 sene önce Boğaz'da yapılan bir yarışmaya katıldığını belirten Uzunlar, çok iyi bir yüzücü olmamasına karşın kendisini sulara bıraktığını ve yarı yolda yorulduğu için turu tamamlamadan karaya güçlükle ulaştığını belirtti. Uzunlar, hayalini gerçekleştirmenin kendisini çok mutlu ettiğini sözlerine ekledi.


Part 1



Part 2

Siz Sevgili Üyelerimiz İçin 9 Ekim'e Kadar Kurtlar Vadisi'nin Bugüne Kadar Yayınlanmış Olan 97 Bölümünden Akıllarda Kalan Sahneleri Sizlerle Paylaşıcam.Her Gün 2-3 Sahne Eklemeyi Düşünüyorum,Tabi Bi Aksilik Çıkmazsa...


Kurtlar-Vadisi-Pusu.Com'da Kalın Farkı Yaşamaya Devam Edin !!!


Magazin Casusu özel bir röpörtaja daha imza attı.Alper alp,başrollerini Fatih Ürek,Aysun Kayacı,Yılmaz Gruda,Hüseyin Avni Danyal,Ahmet Erkut,Barış Falay,Serhat Talay,Güngör Gün,Ahmet Varlı,Sabriye Sürel ve konuk oyuncu İlyas Salmanın oynağı ''ŞEYTANIN PAPUCU''Film setini ziyaret etti..ve karşısında Kurtlar Vadisi Pusu'nun sevilen oyuncusu Hüseyin Avni Danyal namıdeğer Yalçın Bulut ile karşılaştı ve bulmuşken sohbet etti..

filmi çektiniz ve tiyatroya devam ediyor musunuz?
İlk sinema filimim Polonya'da oldu. Sonra Çinliler Geliyor, Beyaz Melek, Güz Sancısı şuan çekimleri hala devam ediyor ve Şeytanın Papucu..

Benim kendi Tiyatrom var (Tiyatro Cef) Soner Olgun'un yazdığı, Murat Karasu'nun yönettiği,' 'Letafet'' isimli oyuna hazırlanıyoruz. Bu oyunumuzun galasını da 24 Ekim'de yapacağız..

Vadi'den bahsedelim, Oktay Kaynarca bir röportajında Kurtlar Vadisinin senaryosu için ''şu ana kadar gördüğüm en güzel senaryo'' demişti. Siz nasıl buluyorsunuz?

İyi senaryo evet, Oktay kardeşime katılıyorum.. Kısaca özetlersem insanlar Türkiye'de olan gündemi haberlerde seyrediyor, haberlerden sonra oluşumunu ve nasıl olduğunu Vadi'de görüyorlar..

Vadide konu bitmiyor zaten
Bitmez tabiki çok hareketli bir ülkede yaşıyoruz. Şimdi de Ergenekon var muhakkak senaristlerimiz bu konuyu da ele alacaktır diye düşünüyorum..

Yalçın Bulut karakterini halk çok sevdi. Sizin etkinizde büyük bunda.
Evet ilk başlarda beni fazla sevmediler yolda giderken laf bile attılar, Polat'a sataştım ve karşı tarafta oldum diye. Sonrasında Memati ile girdiğimiz dialog halk tarafından çok beğenildi. Biraz da oyunculuğa bağlıdır bu tür roller ve Memati çok iyi bir arkadaş, sette karşılıklı rollerimiz olduğunda çok iyi paslaşıyoruz..

En çok ''Gülüm'' kelimesi çok sevildi. Siz mi buldunuz bu kelimeyi?
Yok. Senaristlerimiz buldu ve çok sevildi, gülüm güzel bir kelime...

Şimdi dizide yıldızı parlayan Muro'ya filim çekiliyor, esasında bir o kadar da Yalçın Bulut'ta seviliyor.. Size neden filim yapmadılar?

Dizi içindeki bir kahramanın açık söyleyeyim film yapılması bana ters geliyor. Bana söyleselerdi yapalım diye ben istemezdim, Çünkü o kahraman diziye ait ve büyüsünün kaçmasından çekinirdim. Fakat yapım şirketimizin kararıdır. Umarım güzel gişe olur.

Gelelim şuan çekmekte olduğunuz sinema filmi ''Şeytanın Papucu''na. Nasıl karar verdiniz oynamaya. kadrodan, yapım grubundan, yönetmenden memnun musunuz?
Bu proje geldiğinde kabul etmeden önce dikkat ettiğim şey yapım firmasının bu işe nasıl yaklaştığı, hikayedeki benim ne olduğum çok önemli. Oyuncu dediğin bukalemun gibidir her rolü oynamalıdır ve kadromuz çok keyifli senaryo çok heyecanlı. Yani filimin hikayesi şirin zekice.

''Şeytanın Papucu''filminde dikkatimizi çeken bir isim, sahnelerin sevilen ismi Fatih Ürek'te var. Sizin fikriniz nedir oyunculuğu hakkında..
Fatih zaten çok eğlenceli, oynadığı karakter de ona gitti. Fatih, tiyatrodan gelmedir bu işe yabancı değil, bana göre gayet başarılı.

Gişe tarihi olarak ''Arog'', Muro'nun filmi ve ''Şeytanın Papucu'' aynı tarihte sinema severler ile buluşacak rekabet var yani..

Her yeni iş risk bence. Durumlar eşit. Herkes eğer iyi seyirci toplarsa Türk sineması adına çok güzel olur. Yeni yeni filimlerin çekilmesine ön ayak olunur en azından.









Vadi, yeni sezona sürpriz bir başlangıç yapacak! Kurtlar, sezona İskerder ve Polat'ın konuşmasıyla başlıyor.

Geçtiğimiz sezon merak uyandıran bir finalle yaz tatiline giren Kurtlar Vadisi Pusu dizisi 9 Ekim'de yeni bölümüyle ekrana gelecek.

'Bu sezon hiçbirşey karanlıka kalmayacak' sloganı ile yeni heyecanlı bölümleriyle başlayacak olan dizinin tanıtımlarında hapishane duvarlarına yansıyan görüntüleri ile dizi karakterlerinden Polat Alemdar ile İskender Büyük'ün konuşması dikkat çekiyor.

İŞTE POLAT İLE İSKENDER'İN O KONUŞMASI

İskender: Gel Polatım gel... Eee Polat Alemdar filden büyük fil avcısı var

Polat: Fil avcısından da büyük Allah var

İskender: Bizi yetiştirenler böyle yetiştirdi önce avcılığı öğretttiler sonra avı öğrettiler

Polat: Başka ne öğrettiler devleti nasıl satacağınız mı?

İskender: Sizler satılığa çıkarınca biz de aldık. Devlet sahipsiz mi kalsın?

Polat: Siz kendinizi satılığa çıkarmışsınız herkesi birşey satar zannedersiniz. Sizin döneminiz bitti.

İskender: Devlete düşman gerek...

Polat: Siz varken bu ülkenin düşmana ihtiyacı yok

İskender: Korku yaratmazsan devleti yönetemezsin



Uyuşturucu madde sattıkları için yakalanan 16 kişinin, Kurtlar Vadisi dizisinden esinlenerek, ÖSS kitabının içerisine uyuşturucu maddelerini yerleştirdikleri ifade edildi.


Uyuşturucu madde sattıkları ve kullandıkları öne sürülen 16 kişi, Sivas, Ankara ve İstanbul'da düzenlenen eş zamanlı

operasyonda gözaltına alındı. Kargoyla gönderilen kitap içerisindeki uyuşturucuyu da ele geçiren polis, zanlıların

Kurtlar Vadisi dizisinden esinlenerek, ÖSS kitabının içerisine uyuşturucu maddelerini yerleştirdiklerini ifade etti.











TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, reyting ölçümlerinde manipülasyon yapıldığını, sonuçların gerçek verileri yansıtmadığını söyledi.



Kurtlar Vadisi senaristleri, reytingler konusunda bir yıl önce kamuoyunu uyarmıştı.SkyTürk’te yayınlanan Araf programına katılan Kurtlar Vadisi Pusu senaristleri Bahadır Özdener ve Cüneyt Aysan, reyting ölçüm sisteminde çıkar amaçlı manipülasyonlar yapıldığını belirtmişlerdi. Şimdi merakla bekliyoruz: Diğerleri ne zaman uyanacak, ne zaman bizi haklı çıkaracak?

TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, reyting ölçümlerinde manipülasyon yapıldığını, sonuçların gerçek verileri yansıtmadığını söyledi.

Bu iddiasına Stadyum programının son haftalarda aldığı reytingleri örnek olarak gösteren TRT Genel Müdürü Şahin, “Her defasında tereddütsüz birinci olan ‘Stadyum’ programı, 10’uncu oluyor. Doğru ölçüm yapıldığında hiçbir şekilde 10. gelme ihtimali yok, aşağıdan da baksanız, yukarıdan da baksanız. O yüzden kesinlikle bir manipülasyon var” dedi.

TRT REYTİNGDEN ÇIKABİLİR
TRT Genel Müdürü Şahin, konuyla ilgili olarak reyting ölçümlerini yapan AGB firmasını uyardıklarını da belirterek, “Kesinlikle bir manipülasyon var ve biz bir gün çıkıp, ‘Tamam arkadaş, size güle güle’ diyeceğiz. Onun zamanını kolluyoruz, bekliyoruz. Kendilerine de söyledik; ‘Bunu sağlıklı şekilde ölçün, 20. de çıkıyorsak razıyız’. Ama siz geleceksiniz, sürekli birinci olan bir programı 10. sıraya koyacaksınız, onun kabulü mümkün değil, biz defa bunu protesto ediyoruz. TRT olarak biz oradan çıktığımızda AGB tartışılır hale gelir ki, bunu hiç kimse düzeltemez. Çok iddialı konuşuyorum. O açıdan AGB yönetiminin bunu mutlak suretle göz ardı etmemesi lazım. TRT olarak yarın ‘AGB’den ayrılıyoruz’ dediğimiz andan itibaren orada 3-5 kanalın dışında kimse kalmaz” diye konuştu.

Reyting ölçümlerinin RTÜK veya noter gibi belli denetimde olması gerektiğini ifade eden Şahin, AGB’nin “toplumdan tekrar vize alması gerektiğini, çünkü bu konuda sadece kendilerinin rahatsız olmadığını, TRT’nin çıkması halinde en az 15 kanalın da bu sistemden çıkabileceğini” ifade etti.

BİZ SÖYLEMİŞTİK!

TRT Genel Müdürü Şahin’in bugün dile getirdiği reyting oyunuyla ilgili, Kurtlar Vadisi senaristleri bir yıl önce kamuoyunu uyarmıştı. SkyTürk’te yayınlanan Araf programına katılan Kurtlar Vadisi Pusu senaristleri Bahadır Özdener ve Cüneyt Aysan, reyting ölçüm sisteminde çıkar amaçlı manipülasyonlar yapıldığını belirtmişlerdi.

Şimdi merakla bekliyoruz: Diğerleri ne zaman uyanacak, ne zaman bizi haklı çıkaracak?



Son günlerde asabı bozuk bir görüntü sergileyen milli takım teknik direktörü Fatih Terim parodilere konu oldu. İşte şovmen Yavuz'un gözüyle Kurtlar Vadisi'ndeki Terim.



9 ekim’de sezonun ilk bölümüyle ekranlara gelmesi beklenen Kurtlar Vadisi Pusu dizisinin senaryosu sır gibi saklanıyor...




Show TV’nin yeni bölümleri merakla beklenen dizisi Kurtlar Vadisi Pusu dizisinin senaryosu herkesten saklanıyor.

Dışarıya herhangi bir bilgi sızmaması için büyük çaba sarfeden yapımcılar, ekibi de diziyle ilgili hiçbir ayrıntının kimseye anlatılmaması konusunda kesin bir tavırla uyardılar.

Çekimlerine yarın başlanması planlanan dizinin senaryosu, ekibe çekim tarihinden bir kaç gün önce dağıtılmaya başlandı. Genelde ön hazırlıklar için çok daha önceden verilen senaryoların son anda dağıtılmasının nedeni de diziyle ilgili bilginin dışarı sızmaması. Bu konuda yapımcı firma son derece ketum bir tavır izlerken, çalışanlarını da kontrol altında tutuyor.

9 Ekim’de ekrana gelecek olan Kurtlar Vadisi Pusu’nun ilk bölümünde diziden ayrılan bir karakterin olmayacağı da gelen bilgiler arasında.




Türk televizyonlarını kasıp kavuran yerli diziler başlı başına bir ekonomi oluşturdu. İşte müthiş dizilerin bölüm başı maliyetleri.

En pahalı dizi 550 bin YTL ile 'Kurtlar Vadisi'... En ucuz dizi ise 150 bin YTL ile 'Düğün Şarkıcısı'.

Not: Fiyatlar bölüm başınadır.

AŞK-I MEMNU: 250 BİN YTL
YAPRAK DÖKÜMÜ: 200 BİN YTL
DUDAKTAN KALBE: 220 BİN YTL
ELVEDA RUMELİ: 350 BİN YTL
AVRUPA YAKASI: 400 BİN YTL
ASİ: 180 BİN YTL
DÜĞÜN ŞARKICISI: 150 BİN YTL
YOL ARKADAŞIM: 200 BİN YTL
BİNBİR GECE: 300 BİN YTL
ARKA SOKAKLAR: 200 BİN YTL
PARMAKLIKLAR ARDINDA: 200 BİN YTL
KURTLAR VADİSİ PUSU: 550 BİN YTL


Efsane dizi Kaynanalar'ın başarılı oyuncusu Tekin Akmansoy, verdi veriştirdi. "Eski sanatçılar, şimdikiler gibi jiplerle gezmiyordu, görgü vardı" diyen Akmansoy, "Kurtlar Vadisi" için de "sakatat dizisi" yorumunu yaptı.


KURTLAR Vadisi karakterlerinden Muro ve Çeto'nun maceralarının konu edildiği "Nalet Olsun İçimdeki İnsan Sevgisine" adlı filmde Muro, tıpkı Kurtlar Vadisi: Pusu'da olduğu gibi Murat 124'ten vazgeçmedi. Ancak Muro'nun kullandığı otomobilin rengi bu kez kırmızı. Benim asıl dikkatimi çeken ise aracın plakası. 06 AP 124, bir şifre içeriyor mu acaba? "06" Ankara'ya bir gönderme olabilir. AP için iki teorim var. Birincisi "Apo" çağrışımı, diğeri ise Alemdar Polat'ın baş harfleri... Eh, 124'ü söylemeye gerek yok. O, zaten arabanın modeli. Bit Pazarı'ndaki Hacı Murat'lara önce Cem Yılmaz'ın benzinci reklamındaki GİTT'i bereket getirmişti. Şimdi Kurtlar Vadisi dizisi ve Nalet Olsun İçimdeki İnsan Sevgisine filmi ile bu nostaljik otomobillerin piyasa fiyatları katlanacağa benziyor... Elinde Hacı Murat'ı olan, yok paraya elden çıkarmasın.



Önümüzdeki ay Kurtlar Vadisi dizisinin yeni müziklerinden oluşan albümünü çıkaracak olan Gökhan Kırdar, bugünün değil geleceğin müziğini yaptığını söylüyor. İnsan vücudunda 400 makam olduğunu ifade eden Gökhan Kırdar, “Eğer Ramazan ayının müziğini yapsaydım, sabah ezanından faydalanırdım.” diyor.

Ramazan’ın müziğini yapsaydım sabah ezanını seçerdim

Gökhan Kırdar, müzik alanında hep ilklerin sanatçısı oldu. 1994'te 'Yerine Sevemem' parçasıyla müzik dünyasında adından söz ettirdi. Robot bir oyuncakla eş zamanlı üretilen albümü, bir kütüphane çalışması olan 'Ethnotronix', M.Ö.15000'e kadar dayanan Asya Türk Müziği çalgılarının elektronik müzikle sentezlediği Tüür projesi ve ilk web albümü... Kırdar hep yapılmayanın peşinden koştu. Dede Korkut'un müziğin atası olduğunu söyleyen sanatçı ilgiyle izlediğimiz Kurtlar Vadisi, Yabancı Damat, Haziran Gecesi, Dede Korkut, Sağır Oda, Geniş Zamanlar ve Köprü gibi tv dizilerinin müziklerini yaptı. Gökhan Kırdar’la müzik ve ramazan üzerine konuştuk.

Gökhan Kırdar’ın müziği neden önden gidiyor. Yaptığınız şey, aradan yıllar geçtikten sonra birden patlıyor. Geleceği mi okuyorsunuz?

Teknoloji hep artı yönde hareket eder. Ben on yıl önce dijital film teknolojisi başlamadan önce dijital teknolojiyi müzikte kullandım. Solist, şarkı, besteci yönümün dışında aranjör ve müzik yönetmenliği tarafım var. ‘Trip’ isminde tamamen elektronik bir albüm yayınladım. Çok şaşırttı herkesi. Ama baktım ki yurtdışında, İngiltere’deki, Almanya’daki, Amerika’daki müzisyenler, zaten bundan iki adım öndeler. Benim amacım, dünyadaki kendi sanatımla ilgili atakları takip etmek ve o söylenen, gelinen noktayı ya da söylenen noktanın sonrasını tahmin etmek üzerine kuruludur. Popüler müzik yapmayı reddetmemin nedeni de budur aslında.

Yani siz müzikal anlamda Türkiye’den çok ileride bir noktadasınız ama araştırmalar hep geçmişe dönük? Burada bir çelişki yok mu?

Bu Batı’nın ya da teknolojinin geleceği nokta olduğu için ben geriye dönüyorum. Sonuçta geleneksel müzik dediğimiz sanat Asya’da doğan bir sanattır. O, sonra Batı’ya taşınmıştır. Şimdi Batılılar Şaman tekniği ya da o ses tekniğini dijital örnekleme yoluyla bulmaya çalışıyorlarsa o zaman onlar da başa dönmeye çalışıyorlar anlamına geliyor. Bu nedenle ben geleceği bulmak için geçmişe dönmenin, nasıl olsa o geleceği takip eden müzisyenlerle beni çakıştıracağını düşünüyorum.

Ya dediğiniz çember gerçekleşmez ise?

O zaman matematiğin değişmesi gerekir. Yani matematiksel kuram ve evreni gözetlediğinizde her şey böyle bir dairesel teğet noktasında dönüşüyorsa, sarmal bir harekette gelişiyorsa, o zaman bütün evrenin, kainatın kanunlarının değişmesi lazım.

Sanatı hayatınızın felsefesi yapmış birisi olarak televizyon sektörüne yaptığınız dizi müziklerini nereye koyuyorsunuz?

Çok radikal bir sanat kesimi var. Ve o halka inmeyi ya da halkın çok tükettiği noktalarda bulunmayı, süpermarketlerde olmayı yanlış buluyorlar. Gerçek tepkinin o sistemin içerisinde var olup kendi yaptığın şeyden ödün vermeden, insanlara ve bana daha çok fayda getireceğini düşünüyorum. Kurtlar Vadisi’nde benim endüstriyel bir formasyon kullanmam, geleneksel türkülerimizi elektronik müzikle ya da endüstriyel seslerle harmanlayarak sunmam iyi sonuç verdi. Asla dinlemeyeceğini düşündüğümüz insanların cep telefonlarında elektronik müzikler çalıyor, sadece Kurtlar Vadisi müziği olduğu için.

Çok nazik birisiniz. Kimsenin eceliyle ölmediği Kurtlar Vadisi dizisine müzik yaparken ne hissediyorsunuz?

Her insanın içinde negatif ya da sert dediğimiz noktalar vardır. Böyle bakınca da ben aslında ne kadar barışçıl, ne kadar ince yapıda olsam da -ki bu benim kendi kimliğimdir- sanatımın sadece bununla sınırlı kalmaması gerekir. Özellikle film müziği yapan bir müzisyenin bütün ruhları, bütün duyguları sağlayabilecek ruhsal zenginliğe sahip olması gerekir. Sadece solo çalışmalar yapıyor olsam belki aşk şarkıları söyleyen bir artist olarak kalırdım; ama film müziği yaptığınızda sert tarafımı da kullanıyorum.

Peki, izliyor musunuz Kurtlar Vadisi’ni? Memati ölecek mi?

Ben de yayınlanmadan 6 saat öncesinde izliyorum. Her bölüme müziğin yerleştirilmesinden yeni bir sahnenin bestelenmesine kadar ben ilgileniyorum. 2006’da haftada altı projeye çıkan bir rekorum oldu. Hem de aynı günde yetişmesi gerekiyordu. Yabancı Damat, Dede Korkut, Sağır Oda, Kurtlar Vadisi, Geniş Zamanlar ve Köprü vardı. Müthiş bir zamanmış yani.

Hanımdan daha çok dizi izliyorsunuz yani?

Eşim de sinemacı aslında. Ee tabii ben de o yalnız kalmasın, beraber izleyelim diye bu işlere girdim; ama beni bu işlere sokan ve ikna eden odur. Rahmetli Atıf Yılmaz ile başlayan bir film müziği serüvenim var. Albüm yapmadan önce film müziği yapmaya başladım. Ama Yerine Sevemem gibi kendi solo çalışmalarım ses getirince sinema sektörünü bıraktım. Zaten can çekişiyordu.

Şimdi de solo can çekişiyor.

Evet, şimdi de film sektörü iyi, solo geride kaldı.

Yani artık aşk şarkılarınızı duyamayacak mıyız?

Ben hizmet etmeyi de seviyorum aslında. Solo çalışmalarımda bunu hissetmiyorum. Daha kendime dönük ve bencilleşebiliyorum. Ben bir müzisyenim ve sonuçta müzik sanatı tarihine geçmek isterim. Çok para kazanan kimse tarihe geçmemiştir çünkü. Ben 2000 yılında etnotronik noktasına ulaştım. Ve kainat devam ettiği sürece de o zıtlığın devam ettiği sürece de ondan daha iyi bir uyum bulabileceğimi sanmıyorum. Aşk şarkılarım da devam edecek.

Tür projesi kapsamında Yağmur ve Deprem dualarını yaptınız. Diğer dualar neler olacak?

Kıyamet duasına kadar gidecek bu. Barış savaş, kasırga, fırtına gibi dualar olacak. Yeryüzü duaları bittikten sonra yer altı dualarına geçecek.

Peki, hep ilkleri yapıyor olmak çocukluktan taşınan bir özellik mi?

Küçüklüğümde ben Kurban bayramlarında kurbanlık koyunlarla ilişki kurar, onlara isimler koyardım. Kesilince her çocuk gibi ağlardım. Ancak onun kuyruk derisini güneşte kurutur boş çömlek alıp onun üzerine gererdim. Böylece vurmalı enstrümanlar yapardım.

Siz mimarlık fakültesini kazanmıştınız. Eğer devam etseydiniz mimari anlamda nasıl ilkler çıkardı ortaya?

Zaten eninde sonunda mimarlığı bitirince bir köprü ya da baraj yapamayacağım için mimarlığı bıraktım. Ben yaşadığım ülkenin insanlarına hizmet vermek için Aydın isimli bir şehirde doğmuşum, yoksa Londra’da doğardım. (Gülüyor)

Peki Gökhan Kırdar, Ramazan ayında nasıl semboller ve işaretlerle iç içe?

Hepimiz için rölanti durumu oluşuyor tabii. Ramazan benim küçüklüğümden itibaren hep hoş ritüel ve paylaşımla insanları birbirine yaklaştıran dönemler oldu. Sahura kalkmak benim için anlamlıydı. Yetişkinlikte bunu felsefeyle desteklemek durumunda kalıyor, içe dönüyorsunuz. Bu tür şeyleri 11 ay dışında 12. ay içinde yaşamanın özel bir durum olduğunu düşünüyorum. Yaşadığım Ramazan zamanlaması çok kutsal bir zamanlama ve yaşadığımız evre içerisinde çok kozmik bir zaman dilimi. Bu çok iyi değerlendirilmeli.

Ramazan’ı siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

Herkesten farklı bir zamanlamayla yaşıyorum. Sabah ezanına kadar bir hayatım var benim. Her gün böyle. Bütün tabiatın uyuyor olmasının verdiği bir boşluk, bir rahatlama duygusuyla açıklanabilir bu. Ben müziği ibadet gibi görüyorum ve her zaman yaptığım müzik beni yaratan güce yaklaştırmıştır ve O’nunla yakınlaşmamı sağlamıştır. Tanrı’nın bana verdiği bu yeteneğin sonucu olarak ondan aldığım ışığı, ilhamı insanlara yansıtmam için beni görevlendirdiğini düşünüyorum. Bu yansıtıcılık, o ışığın bütün insanlar tarafından görülmesini sağlıyordur ve insanların sanata karşı gösterdikleri hürmetin ve saygının da bundan kaynaklandığını düşünüyorum. Sadece bir ay içinde her şeyi halledebileceğimizi düşünürseniz çok farklı olurdu. Bu Tanrı’nın bizden minimum istediği bir şeydir. Tanrı’nın istediği aslında bir yıl boyunca O’nunla bir şeyleri paylaşmak, O’na yaklaştıracak olan ibadeti gerçekleştirmektir. Bu benim için işte müzik bestelemek, gecenin bir yarısında bu tür yoğunlaşmalar yaşamak gibidir.

Bir Ramazan müziği yapsaydınız ne çıkardı ortaya ?

Beni her zaman ezan saatlerinde farklı camilerden yayılan birbirinden birazcık daha zamanlaması farklı yayılan ezan sesleri çok etkilemiştir. Sabah ezanında duyulan sesler, oluşan atmosfer benim için iyi bir Ramazan müziğinin başlangıç noktası olurdu.

Peki, Ramazan’ın en güzel anı neresidir?

Bayram galiba. Çünkü gerilmiş bir okun fırlaması gibi sonuca ulaşmış, hedefine saplanmış bir ok gibi düşünüyorum bayramı.

Ramazan’da en çok sevdiğiniz yemek?

Bir bardak suyun, bir ekmeğin, pidenin arasına sürülmüş tereyağının verdiği keyfi hiçbir yemeğin vermeyeceğini düşünüyorum. Ama Kurban Bayramı’nı hiçbir şeye değişmiyorum. (Gülüşmeler)

Lütfi Kırdar amcanız mı?

Büyük amcamız.

Lütfi Kırdar’da konser vermediniz hiç?

Vermedim ama ödül aldım.

Hep pozitif düşünmeye çalışıyorsunuz. Neden?

Bu yüzyıllar boyunca İslam doktorların önerdiği bir şey. Doğu’dan doğan bir felsefedir. İslam öncesinde de Şamanizm’in bu kurallar vardı. Türklerin toplu bir şekilde İslamiyet’i kabulü bu yakınlık sayesinde olmuştur. Kurban kesilmesi, ay kavramının şey olması işte tek Tanrı inancı, dualite, iyilik, kötülük kavramı, hep bunlar aslında Tanrı’nın kitaplar aracılığıyla insanlara ulaşmadan önceki tabiattaki inanış yapılarının uzantısıdır. Her şeyden öte Kur’an-ı Kerim, Tevrat’ı ve İncil’i kapsayan bir kitaptır.

İnsan vücudunda 400 makam var

Çalamadığınız bir enstrüman var mı?

Aslında hiçbir enstrümanı çok iyi çalamıyorum. Ama kompozisyon tarafım olduğu için enstrüman kullanmamı sağlayacak bilgiye sahibim.

Kendinizin yaptığı kam davulundan Ramazan davulu olur mu?

Aslında kullandığımız Ramazan davulunun biraz sopası uzamış ve arka tarafı gelişmiş hali. Kendiliğinden ölen bir hayvanın derisinden ve ağaçtan yapılıyor. Her varlık Doğu felsefelerinde canlı kabul edilir. Bunlar, canlı olan insan dışı canlıların dokularını kullanarak onların enstrümanlaşması ve dile gelmesi anlamını Terapiye yol açan alfa ve beta noktalarını harekete geçiren frekanslarını yakalamak için o tokmakla vurmanız gerekir. Elle vurduğunuz zaman o frekans yakalanmaz. Terapi musikisi ya da kamların tedavi etme özelliği aslında bu yüzden çok bilimseldir. O davulun üzerinde oluşan rezonanslar, beyinde bazı noktaları harekete geçiriyor. Ve bir hormon salgılanıyor. O sizi tedavi eder. Osmanlı’da bunun örneği var. İnsan vücudunda 400 tane makam var. Bir harita var. Böbrek hastalığı için kalp makamı dinlememek lazım tabii. (Gülüşmeler)



Kurtlar Vadisi

İşte Yeni Sezona Yeni Yarışmalar

Kurtlar Vadisi Pusu' nun Yeni Bölümlerine Günler Kala Siz Değerli Üyelerimiz İçin Yeni Bir Organizasyon Düzenliyoruz. Amacımız Hem Eğlenmeniz Hemde Yeteneklerinizi Ortaya Dökmeniz.


EN GÜZEL SENARYOYU BEN YAZARIM - EN GÜZEL VİDEOLARI BEN HAZIRLARIM DİYORSANIZ
İşte Size Fırsat.

En iyi Senaryo Yarışması:

Tamamen sizlerin hayal gücüne kalmış, son bölümünün devamı niteliğinde senaryolarınızı bizlerle paylaşın, oylamaya sunalım, hem eğlenin hemde büyük ödülleri kazanın.

En İyi Trailer (fragman) Yarışması:

Kurtlar Vadisi Pusu' nun Yeni Sezonu için hazırlanmış, akılda kalıcı, yeni sezonun heyecanını yaşatacak fragmanlar hazırlayın kazanın.

İşte Ödüller;

1. lere Kurtlar Vadisi Pusu Bölümleri Seti
250 kontör
+1.000 rep puanı
Özel Üye Rütbesi

2. lere Kurtlar Vadisi Pusu Tişört
100 kontör
+500 rep puanı
Özel Üye Rütbesi

3. lere 50 kontör
+250 rep puanı
Özel Üye Rütbesi

KATILMAK VE BİLGİ ALMAK İÇİN TIKLAYIN


Geçtiğimiz sezona nefesleri kesen bir sezon finaliyle veda eden Kurtlar Vadisi Pusu, 9 Ekim Perşembe akşamı yayınlanacak bölümüyle yeni sezona bomba gibi girecek.


“Kurtlar Vadisi – Pusu” dizisi, Haziran ayındaki sezon finalinin devamında birçok sorunun cevabı ve yeni heyecanlarla yeni sezonda da bizlerle olacak…

İllegal yöntemlerle ülke yönetimini ele geçirmek isteyen güçler, yeni şartlar ve olayları kullanarak amaçları için çalışmaya devam edecek. Onları engellemeye çalışan Polat Alemdar’ın işi bu kez daha zor olacaktır. Çünkü hem ekibi kan kaybedecek hem de düşmanları taktik değiştirecek ve güç gösterilerinde daha acımasız olacak…


http://img156.imageshack.us/img156/9932/kvpyenisezon3wg6.png




FİLMDE DE HACI MURO'SUNDAN VAZGEÇMİYOR

Muro, İstanbul'a ayak bastı !Muro, İstanbul'a ayak bastı !

18 Ağustos'ta Muro'nun köyünde çekimlerine başlanan "Muro: Nalet Olsun İçimdeki İnsan Sevgisine" filminin çekimleri İstanbul'da sürüyor.

Zaman'ın haberine göre İstanbul'un çeşitli semtlerinde devam eden çekimlerde oyuncular halkın yoğun ilgisiyle karşılaşıyor. Film setine toplanan Muro'nun hayranları çekimler sırasında film ekibine zor anlar yaşatsa da, set ekibi ve izleyiciler bir araya gelince İstanbul'da "Nalet Olsun İçimdeki İnsan Sevgisine" sesleri yükseliyor.

Muro'nun üçüncü adamı: Hacı Muro

Filmde Muro'ya Kurtlar Vadisi Pusu dizisindeki vazgeçilmez partnerleri Çeto ve Yıldırım eşlik ediyor. Devrimci kahramanlara yol arkadaşlığını da Hacı Muro yapıyor. Kurtlar Vadisi Pusu dizisinde bir gazeteciyle buluşmaya gittiğinde, gazetecinin bindiği arabayı görünce "nalet olsun!" diyerek kendi kendini eleştiren Muro'yu, daha sonra lacivert Murat 124 arabasında yani Hacı Muro'sunda görmüştük. Dizinin ardından Türkiye'de popülerleşen Murat 124 arabalar rekor fiyatlara ulaşmıştı. Muro, filmde de Hacı Muro'sundan vazgeçmiyor. Üstelik bu defa kırmızı Hacı Muro'suyla yolların tozunu attırıyor.











Kurtlar Vadisi Pusu dizisinde Hüsnü Yalınkılıç rolüyle milyonların gönlünde taht kuran Adnan Erdoğan, Vadi'yi, hobilerini ve Ramazan’ı anlattı.

Dursun Kabaktepe'nin röportajı

Kurtlar Vadisi dizisinde Hüsnü Yalınkılıç rolüyle gönüllerde taht kuran Adnan Erdoğan’ın en büyük tutkusu ‘fotoğraf’ Üniversite yıllarından bu yana fotoğraf sanatıyla uğraşan Adnan Erdoğan, fotoğraflarını bir internet sitesinde gösterime açacak. Sultanahmet Kitap Fuarı’nda karşılaştığımız Adnan Erdoğan ile Kurtlar Vadisi Pusu’nun yeni bölümlerini, Hüsnü Yalınkılıç karakterini, hobilerini ve Ramazan’ı konuştuk.

Kurtlar Vadisi Pusu’nun yeni dönem çekimleri başladı mı? Yeni bölümlerdeki gelişmeler neler?

Henüz çekimlere başlamadık. İlk bölüm Ramazan Bayramı’ndan sonra yayınlanacak. Çekimler de ona göre ayın son haftasında yapılır büyük ihtimalle… Vadi’nin yeni bölümlerinde ne olacağını henüz bilmiyoruz haliyle…

Oyunculuğa nasıl başladınız?

1991 yılında prodüksiyonda başladım. Daha sonraki dönemde internet yazılımı ve şirket yazılım programları ile uğraştım. Oyunculuğa ise ilk olarak Kurtlar Vadisi Pusu da başladım.

Hobileriniz neler?

En büyük hobim fotoğraf. Üniversite yıllarından bu yana fotoğraf çekiyorum. Önce analog makine kullanıyordum ama artık dijital fotoğraf çekiyorum. Fotoğraflarımı çok yakında adofoto.net sitesinde yayınlayacağım.




Fotoğraf ile ilgili başka bir siteniz daha var değil mi?

Fotoğraf ağırlıklı değil. Ama fotoğraf yardımıyla çevre kirliliğinden, Türkçe’nin özenli kullanılmasına kadar her türlü estetik olmayan durumu gözler önüne serip, düzeltilmesini amaçladığımız bir sitemiz var. Bu siteye üyelik ile girilebiliyor. Biz etrafımızda lüzumsuz olarak nitelediğimiz tüm resimleri bu siteye koyuyoruz. Ve burada bir toplumsal bilinç oluşturmaya çalışıyoruz.

Böyle bir proje nerden aklınıza geldi?

İki gazeteci arkadaşımla birlikte Karadeniz’de yaptığımız bir gezi sırasında Tosya’da gördüğümüz plastik palmiye ağacı bize bu fikri verdi. Karadeniz gibi yeşilin her tonunun olduğu bir bölgede bile plastik ağaçlar kullanıldıysa buna artık bir ‘dur’ denmesi gerektiğini düşündük. Ve böylece lüzumsuz manzaralar.com’u hayata geçirdik.Bu lüzumsuz manzaraları yayınladıktan sonra düzeltilmiş halini de siteye koyuyoruz.

Ramazan ayındayız. Ve klasik bir soruyla bitirmek istiyorum. Çocukluğunuzdaki Ramazanlar ile şuanda yaşanan Ramazanları kıyasladığınızda nasıl bir sonuç çıkarıyorsunuz?

Çocukluğumun ramazanı insanların birlikte teravihlere gittiği küçük bir köyde geçti. Tabi artık o tadı almak zor. O dönemde insanlar daha samimi idi. Şimdi ise öyle değil. Şimdi ise Ramazan sanki eğlence zamanıymış gibi bir düşünce oluşmaya başladı

Özellikle büyük şehirlerde mahşeri bir kalabalık var. Eskiden daha sade samimi ve sakindi. Özellikle iftar sonrası sanki ticari amaçlı bir etkinliğe dönüşmüş gibi düşünüyorum.

















Kurtlar Vadisi Pusu Sezon Finali Bildiginiz Üzere İskenderin Garip Bir Sekilde Hapishaneden Kacarak Polat ın Bulundugu Ve Hikmet e Ait Evi Atese Vermesi İle Bitmişti ?

Şimdi .. Konuya Bu Husustan Gırecek Olursak .. Soracagımız Soru "Polat Ve Ailesi Oradan Nasıl Kurtulacak ?" Şeklinde Olacaktır ..

-Polat Ve Ailesi Oradan Muhakkak Kurtulacaktır .. 1.Sebep .. Polat ın Adamlarını Sanki Boyle Bır Olay Olacakmıs Gibisinden Israrla Dısarıda Tutması .. 2. Sebep İse Daha Önce Sitemizde de Açıklıga Kavusturdugumuz Pencere Meselesi .. Bu Kanıyı Haklı Cıkaran Husus İse Evin Sadece Ön Kısmının Alevler İcerisinde Kalması Ve Polat Alemdar ın Hemen Arkasındaki Pencere ..

Ve Gelelim Kurtlar Vadisi nin Yeni Sezonda Nasıl Bir Hal Alacagına ...

Kurtlar Vadisi Pusu nun Gecen Sezonlarındakı Bır Tek Ozellıgını Hatırlamamız Ilerısı Icın Tahminlerimizde Bizim İşimizi Kolaylastıracaktır .. O Da Kurtlar Vadisi nin Güncel Bir Dizi Olması ..
Evet Kurtlar Vadisi Güncel Bir Dizi .. Bu Yönden Kurtlar Vadisin de Yeni Serzonda Neler Olacagı Tahmin Edilebilir ..

Bu Baglamda Kurtlar Vadisi Pusu da Bu Sezon ;

-Ergenekon Terör Örgütü Ve İlişkileri

-Ülke İçindeki Yolsuzluk İddaaları

-Derin Devlet Ütopyasının (Bana Göre) Son Durumu

-PKK Terörü

-Çeteleşmeler

-Kaçakçılık Ve Karapara

Gibi Konular Yine İşlenilmeye Devam Edilecektir .. Bunun Yanında Sezon İçinde Önemli Suikastler Günümüze Uyarlanıp İzleyiciye Aktarılabilir..

Öte Yandan Kurtlar Vadisi nin Bu Sezon ki Rayting Mücadelesi Zorlasıyor Gibi Gorunuyor .. Gerek Günlere Dagılan Yeni Ve İddaalı Dizilerin Haftalık Yarısta Kurtlar Vadisini Zorlaması , Gerekse Persembe Günlerinde İki Buyuk Yapımın Annem Ve Aşk-ı Memnu nun Kurtlar Vadisi Pusu yu Zorlaması Kacınılmaz Olabilir ..

Bu Gelişmelerin Yanında Muro Üzerine Kurulu Bir Sinema Filmi de Pana Film Tarafından Sezon İçerisinde Gösterime Girecek .. Bu Sinema Filmi nin Diziye Nasıl Bir Soluk Getirecegi Merak Konusu

www.kurtlarvadisi-pusu.net

www.kurtlar-vadisi-pusu.com


Bu yazı yangınlarla boğuşarak geçiren Antalya Büyükşehir İtfaiyesi telefon sapıklarından şikayetçi...

ANTALYA Büyükşehir Belediye İtfaiyesi'nin ‘110 yangın' ihbar hattına gelen günde 2 bin çağrı arasında oldukça fazla sayıda ilgisiz mesaj geldiği bertildi. Santral görevlileri, gelen çağrıların yüzde 80'inin yangın ihbarı ile ilgisinin olmadığını anlatırken ‘Kurtlar Vadisi' dizisinin hayranları nedeniyle sıkıntılı anlar yaşadıklarını söyledi.
İhbar hattını arayan telefon sapıklarının,
“Alo ben Polat Alemdar. Antalya'yı yakacağım. Hazır mısınız?',
‘Ben Memati, Polat Usta aradı mı? Ararsa hemen geliyor, operasyonda deyiverin'
dediklerini anlattı. Santral operatörleri, asılsız ihbarlar nedeniyle telefonların meşgul edildiğini ve gerçek ihtiyaç sahiplerinin ulaşmakta güçlük çektiğini söyledi.
‘İtfaiyenin hortumu neden kırmızı?',
‘Alo yandım Ali, yetiş söndür beni (Ali isimli 6 itfaiye eri var)',
‘Numaram sizde çıkıyordur, bana da söyler misiniz?',
‘Siz uyanıksınız. Beni sahurda kaldırır mısınız?'
gibi sözlere muhatap olduklarını belirten görevliler, asılsız ihbarda bulunan veya arayarak taciz eden kişilerin tespit edilerek savcılığa bildirildiğini söyledi. İtfaiye yangın ihbar hattını arayan kişilerin telefon numarasını gizlemeleri durumunda bile bilgisayar sistemi sayesinde bu numaraların görüldüğü kaydedildi.


Kurtlar Vadisi, Didem Taslan


Didem Taslan, dizi setlerinden televizyon stüdyosuna geçiş yaptı.

Didem Taslan, dizi setlerinden televizyon stüdyosuna geçiş yaptı ve "Otokolik" adlı yeni bir televizyon programının sunuculuğunu üstlendi.
İlk bölümü önceki gün Star TV'de yayınlanan programın çekimleri hayli renkli geçti.Çekim boyunca çok eğlenen Taslan, hem motor bilgisi hem de direksiyon hakimiyetiyle işin uzmanlarından tam not aldı. Taslan, programın ilerleyen bölümlerinde ünlü konuklarına otomobil yarışları da yaptıracağını söyledi.


Kurtlar Vadisi Pusu

'Oktay'la Özgü barışalı çok oldu...'


'Kurtlar Vadisi'ndeki Testere Necmi rolü ile yıldızı parlayan Tarık Ünlüoğlu eski futbolcu İlhan Mansız ile kamera karşısına geçmeye hazırlanıyor.


Ünlü oyuncu Günaydın'a verdiği röportajda bir de yeni iyi haber verdi...

* Özgü Namal ve Oktay Kaynarca'nın arasını düzeltebilmek için eşinizle birlikte araya girdiğiniz doğru mu?
Bizim çok yakın arkadaşlarımız Özgü de Oktay da. Ama ben öyle şeylere hiç bulaşmam. İsteriz tabii ki birlikte olsunlar ama ciddi hatalar varsa ne yapabilirsin ki... Kendilerinin bileceği bir şey. Biz gönül olarak deriz ki, 'ne güzel olur keşke barışsalar'...

* Peki bir çabanız oldu mu bu konuda?
"Beraber bir yemek yiyelim" demişizdir en fazla. Ama.... Zaten ayrıldıklarını zannetmiyorum.

* Barıştılar mı?
Tabii canım.... Aaa çoktan, epeydir yani. Onlar ayrılamazlar. Ayrılsalar da hemen barışırlar.

* Niye, çok mu bağlılar birbirlerine?
Kaç sene olmuş yani... Emek var emek! Ama onlar tehlikeli bir yerdeler. Çok fazla şöhreti taşıyamayabilirler, oradan kayabilir yani iş... Çünkü zor bir döngü, orada neler oluyor, orası kötü bir yer.


Kurtlar Vadisi

Kurtlar Vadisi, Kurtlar Vadisi Son Bölüm




Kurtlar Vadisi

Ünlü oyuncu ölümün pençesinde

Kurtlar Vadisi'nde 'Şeyhmuz' karakteri ve son olarak Recep İvedik'te rol alan yılların karakter oyuncusu, Nedim Doğan, kanserle savaşıyor.




Son olarak gişe rekorları kıran Recep İvedik filminde rol olan sinema, dizi ve tiyatro oyuncusu Nedim Doğan, kanserin pençesinde yaşam mücadelesi veriyor.

Lenf kanserine yakalanan ünlü oyuncunun aşırı derecede zayıflaması ve vücudunda yaralar oluşması herkesi üzdü.

'SU BİLE İÇEMİYORUM'


Önceki gün Mega Magazin programına konuşan ünlü oyuncu ilgisizlikten yakınarak, "Ağzım yara su bile içemiyorum. Doya doya bir su içeyim, karnımı doyurayım, hemen sete koşacağım. Sahnede ölmek istiyorum" dedi.

Doğan, öldükten sonra unutulmaktan da korkuyor ve 'Hiç olmazsa beni bir bulmacanın içine ekleyip 'Resimdeki oyuncu kimdir' diye sorsunlar' diyor.




Kayseri Milli Eğitim Müdürü Erdoğan Ayata, suça eğimli öğrencileri 'Polat Alemdar'a benzetti.


Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü öncülüğünde, Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından İl Özel İdare Toplantı salonunda `Okullarda Güvenlik' toplantısı yapıldı. Vali Mevlüt Bilici başta olmak üzere Milli Eğitim Müdürü Erdoğan Ayata, Emniyet Müdürü Orhan Özdemir ile çok sayıda protokol üyesi ve okul müdürünün katıldığı toplantıda, okullarda alınacak önlemler tartışıldı. Milli Eğitim Müdürü Erdoğan Ayata geçen yıl 16 okulda başlatıkları, suça eğilimli öğrencileri, `gönüllü öğretmenlere zimmetleme' uygulamasını bu yıl da sürdüreceklerini söyledi. Ayata, şöyle dedi:

"Her okulda suça meyilli öğrenciler belirlidir. Bu öğrenciler, liderlik özelliği bulunan, çok çalışkan ve çok zeki olup herhangi bir suça katılmaz. Dersleriyle ilgilenirler ya da dersle ilgisi olmayıp bu liderlik özelliklerini farklı alanlarda ortaya koymaya çalışırlar. İşte bu farklı alanlardan birisi de kendisine ekip kurmaktır. Geçen yıllarda bazı okullarda televizyon dizilerindeki `Polat Alemdarlar'a ve değişik kişilere özenmelere bağlı olarak kavga ve ekipleşmeler vardı. Çok şükür geçen yıl hiç böyle bir şeye rastlamadık. Bu başarılı çalışmalarımızın bir sonucu olduğunu düşünüyoruz."

GÖNÜLLÜ ÖĞRETMENLERE ZİMMETLENDİ

Milli Eğitim Müdürü Erdoğan Ayata, suça eğilimli öğrenciler ile gönüllü öğretmenlerin ilgilendiğini söyledi. Ayata, bu konunun öncelikle okullardaki öğretmen kurullarında ele alındığını anlatırken, şöyle dedi:

"Öğretmenler kurulunda öğrencilerle ilgilenecek rehber öğretmenlerin dışındaki gönüllü öğretmenler belirlendi. Bu öğretmenlerimiz, suça meyilli öğrencilerimizle, bire bir arkadaşlık kurdu, onunla oturup sohbet edip çay içerek sanki proplemlerine destek oluyormuş gibi ama denetlediğinden ve yönlendirdiğinden habersiz çalışma yaptı. Çalışmayı `Zimmetleme' diye isimlendirdim. Öğretmenlerimiz, öğrencilerin evlerine kadar gidip aileleriyle görüştü. Ailelerin yaşamlarını yerinde inceleyip, ekonomik durumlarına baktı. Ailelerin ekonomik sıkıntıları, müdürlük olarak değişik kurumların desteğiyle çözdük. Öğrencileri liderlik vasıfları olduğu için okulların basketbol veya voleybol takımlarında görevlendirdik. Yeteneği olanları da tiyatro veya değişik alanlarda yönlendirdik. Önemli başarılar elde ettik. Aynı uygulamayı bu yıl da yapacağız."

Toplantıda, okullarda cep telefonunun yasaklanması da gündeme geldi. Bir okul müdürünün ""Okullarda cep telefonunu yasaklasak olmaz mı?" sorusuna Milli Eğitim Müdürü, "Olabilir" yanıtı verdi. Ayata, şöyle devam etti:

"Okullarda cep telefonu yasaklamayı düşünüyoruz. Ancak, öğrencilerin iletişim özgürlüğünü de engellemek istemiyoruz. Bu konuda ne yapabileceğimizi birlikte düşünelim. Bazı okullarda cep telefonu yasağı uygulanıyor. Bu uygulamalarda yüzde 95 başarı elde edildiği yönünde bilgi geliyor. Ancak, anne veya baba, çocuğunun okuldan sonra dersaneye gittiğini bu nedenle yanında cep telefonu olmasını isteğini söylüyor. Ayrıca veya acil bir durumda hemen görüşmek isteğini bizlere iletiyor. Bu nedenle cep telefonu kullanımını yasaklama konusunda ne yapabiliriz veya başka ne gibi çözüm bulabiliriz. Bunu ayrı bir toplantıda ele almalıyız."

Emniyet Müdürü Orhan Özdemir de, 4 yıldan bu yana okullarda sürdürelen `Polis Ağabey' uygulamasını bu yılda devam ettireceklerini söyledi. Özdemir, uygulama ile okullarda ciddi bir sorun olmadığını, çeteleşmenin önlendiğini, uyuşturucu kullanımının önüne set çekildiğini kaydetti. Çocuk Şube Müdürü Ömer Güneş de okullarda 2006-2007 eğitim döneminde 50, 2007-2008 eğitim ve öğretim döneminde 68 adli olayın yaşandığını söyledi. Ömer Güneş, bu olayların büyük çoğunluğunun da ani gelişen ağız tartışmasının kavgaya dönüşmesini sonucu meydana gelen olaylar olduğunu belirlediklerini de ekledi.

Devamı / Yorumlar


Eylül ayıyla birlikte tüm kanallarda dizi sezonu da başlamış oldu. Kanallar yeni dizileriyle izleyici karşısına çıkmaya başladı ya da bir önceki sezondan kalan dizilerin yeni bölümleri ekrana geldi.

İşte bu duruma bir tek dizi; Kurtlar Vadisi Pusu uymadı.

Peki, fenomen dizi neden dizi sezonu başlamasına rağmen izleyicisiyle buluşmuyor?

Bunun nedeni Ramazan ayında olmamız.

Şöyle ki; bilindiği gibi Ramazan ayında erkeklerin büyük çoğunluğu, diziler yayınlandığı zaman dilimi içinde camide oluyor, vaaz dinliyor veya teravih namazını kılıyorlar.

Hal böyle olunca evde televizyon kumandası kadınların eline geçiyor.

Kurtlar Vadisi ekibi de yıllara varan deneyimini kullanarak, hitap ettiği kitlenin daha çok erkekler olduğunu biliyor ve Ramazan ayı boyunca dizinin yeni bölümlerini yayına koymuyor.

Böylece, Ramazan sonrası yayınlayacağı yeni sezonun ilk bölümüyle reytinglerde ilk sırayı kapmayı düşünüyor.


Osman Sınav'ın dizilerindeki ortak paydayı sonunda yakaladım. Sınav'nı dizilerindeki kahramanlar, bu mertebeye erişmek için çok zorlu fiziksel ve ruhsal sınavlardan geçmek zorunda kalıyorlar. Deli Yürek böyleydi. Kurtlar Vadisi'nin Polat Alemdar'ı da "güç" haline gelmek için önce istihbaratta çalıştı, ardından estetik ameliyat geçirip, tipini değiştirdi. Mafyadan, derin devlete ve oradan uluslararası güç odaklarına uzanan mücadelesinin her aşamasında zorlu sınavlar verdi. Çoğu zaman gidip, bilge babasından feyiz aldı. Pusat da iyi bir boksör olmadan önce fiziksel ve ruhsal zırhını kuşanabilmek için Rocky Balboa'yı aratmayacak bir tedrisattan geçmek zorunda kaldı. Şimdilerde ise Doludizgin Yıllar'da Barış'ı çiftlik evindeki "komando eğitiminden" geçerken izliyoruz. Belli ki Osman Sınav'ın zorlu sınavından geçmeden "kahraman" olunamıyor. Peki neden? Osman Sınav'ı azıcık tanırım. Geleneksel motifleri kullanmayı çok sever. Kapıları Aralamak'ta ebru sanatından ince örneklerle birlikte tambur eşliğinde ilahileri de sunmuştu. Kurtlar Vadisi'nin bilgesi de yine ney üflemekteydi. Pusat'ta ana karakterlerden biri halk ozanıydı. Sınav'ın tasavvufa ilgisinden haberdar olduğum için kahramanlarının "çile odasına kapanmadan" erdem sahibi olamadıklarını gözlemliyorum. Osman Sınav, hayattaki en büyük ideali yönetmenlik yapmak olan oğlunu da şu sıralar sette eğitiyor. Lonca düzenindeki usta-çırak geleneği gibi... Ömer Yusuf Sınav şimdi çile odasında çilesini doldurmakta... Bakalım OSS'yi kazanabilecek mi? Osman Sınav Sınavı'nı yani...


ART NİYET FİLM: Mustafa Üstündağ, Fırat Tanış ve Orçun Benli'nin kurduğu, "Ezilenlerin Sineması" diyerek yol çıkan oluşum.İşte Mustafa Üstündağ ve Art Niyet film ekibinin fotoğrafları.































































































Kurtlar Vadisi'nin en fazla didiklendiği günlerde bu köşede dizinin içerdiği şiddeti ve çocuklar üzerindeki olumsuz etkisini ortaya koyarken, diğer yandan dizinin "haberci" kimliğinden övgüyle söz ediyordum. Zira Vadi, sıradan vatandaşların, üzerinde yaşadıkları yer kabuğunun altından gelen seslere kulak kabartmasını sağlamıştı. Dizi, kıraathanede pişpirik oynayan vatandaşın da önemli memleket meseleleri hakkında "Acaba bu işlerin arkasında başka dolaplar olmasın?" şeklinde düşünmesine yol açmış, bir yerde "toplumsal duyarlılığın" artmasına yardımcı olmuştu. Eğer bugün emekli Osman Efendi ile manav İsmet, Ergenekon ile Susurluk'tan daha fazla ilgileniyorsa, bu, büyük oranda Kurtlar Vadisi sayesindedir. Ancak "Kurtlar Vadisi etkisinin" bir de olumsuz tarafı var. Vatandaş tüm bu olup, bitenleri adeta "dizi film izler gibi" takip etmeye başladı. Yani her biri ayrı birer skandal boyutundaki gelişme, iddia ve açıklamalar adeta "Kurtlar Vadisi repliklerinden biri" gibi görülmeye başlandı. Vadi'nin "uyandırma" işlevinin giderek, "kanıksama" aşamasına gelmesini ve vatandaş cephesindeki "Dur bakalım, haftaya ne olacak?" beklentisine dönüşmesini kaygıyla izlemekteyim.




Paranın Patronu, Yiğit Bulut'u Tİ'YE ALDI.

Kurtlar Vadisi'nde 'Muro' karakteriyle 'vadiseverler'in ilgiyle izlediği Mustafa Üstündağ, aynı karakteri canlandıracapı 'Nalet Olsun İçimdeki İnsan Sevgisi' adlı bir film projesi olduğunu duyurmuştu.

Paranın Patronu, daha önce Kurtlar Vadisi dizisini SAKINCALI bulan, Üstündağ'ın başrol oynayacağı filmin de gösterime girmemesi gerektiğini savunan Vatan Gazetesi yazarı Yiğit Bulut'u eleştirdi


ŞİRİNLER DE YASAKLANSIN
Bence “pamuk prenses ve yedi cüceler” yasaklansın. Ne demek öyle? Hem pamuk, hem prenses hem yedi cüce ve orman...Burada derinden derinden bir beyin yıkama var.

Şirinler mesela. Kötü örnek. Sistemde para yok, komünal hayat, onca şirin, bir tane şirine var. Burada da alttan alttan beyin yıkama,operasyon, gizli mesajlar.

Tenten yayınlanmamalı, bilinçaltımıza faşist göndermeler, yemezler.

O tele tubiler nedir öyle yumuşak yumuşak. Cinsel yönlendirmelere maruz kalıyoruz.

Bütün bunları izleye izleye bir nesil, aptal, düşünemeyen, sapkın, manyak manyak dolaşıyoruz ortalıkta.

Ekonomist geçinip köşelerden saçmalayarak her telden çalan, her şeyle ilgili söyleyecek sözleri olan, uluslar arası ilişkileri, stratejiyi, tarihi, fiziği, kimyayı, askeri ilimleri, ekonomiyi yalayıp yutmuş arkadaşlar aynı şeyleri tekrarlamaktan kendileri bile sıkılmış olacak ki şimdilerde dizilere filmlere sardılar.

Yani hayatımızda her şey bitti, beynimizin yıkanması film karakterine kaldı. İlginç olan, beyniniz yıkanıyor, millet olarak zihinsel operasyonlara saldırılara maruz kalıyoruz diyenler yıllardır beynimizi yıkıyor. Traji-komik bir durum, belki de gerçek operasyonlar bu arkadaşlar üzerinden yapılıyor, kimbilir?

Asıl bize derinden operasyon yapanlar sizlersiniz. Tarihi bilmeden tarihle kandırdınız, en basit tarih kurallarını bile çiğneyerek ekonomik saçmalıklarınıza tarihi alet ettiniz. Herhalde bu derece cesaret ancak cehaletten gelebilirdi. Uluslararası ilişkilerde de öyle fizikte de. Sadece görmek istediğiniz işinize yarayanları alıp, ısıtıp ısıtıp bıkmadan usanmadan dön baba dön bozuk plak gibi köşelerden savurdunuz durdunuz.

Aslında dikkate alınacak bit tip değilsiniz ama prototipsiniz. Sizi dikkatle incelemek gerek. Ama insaf acıyın bize. Bırakın komplo teorilerini finansal psikolojik operasyonları da, bir gün bu halkın her gün yaşadığı sıkıntılardan birini sizden duyma fırsatımız olsun. Öyle izafi şeylere hiç gerek yok, hatta konu bile verebiliriz size, madem bu kadar halktan yanasınız, tarih psikoloji felsefe ekonomi size oyuncak, madem milletin büyük bir kısmı işçi memur. Niye bir gün maziyi de alıp işçi memur hakkını sendikalaşmayı okuyamıyoruz sizden. Bankaları satmayın demek kolay. Kolay ama saçma o ayrı. Yahu benim bankam yok ki satmayayım, benim o bankaya borcum var. Ha siz halka yazıyorum deyip başka yerlere yazıyorsanız, bizim kafamız almaz o kadarını, vardır bir hesabınız.

Görmeyelim duymayalım, aman bizden uzak olsunlar diyoruz ama, birileri bizimle dalga geçer gibi bu prototiplere köşelerden ver gazı modunda iş yaptırıyor. Eminiz o işveren ( her kimse artık) bir kenardan kıs kıs gülerken üzerinde Atatürk resimleri olmayan paraları sayıyordur.

Tamam rahat olun tv'leri kapattık, gazete okumuyoruz, dergi zaten yok, yolumuzu aydınlatan tek ışık olarak sizden gelecek cevherleri bekliyoruz. O derece ki sizin için “dest-i izdivaç” programından bile vazgeçtik, daha ne yapalım?


KURTLAR VADİSİ'NİN POLAT'I NECATİ ŞAŞMAZ'IN MAZHAR-FUAT-ÖZKAN HAYRANI OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI

...

Mazhar-Fuat-Özkan geçtiğimiz gece Beyoğlu Balans'ta bir konser verdi. Konseri izleyenler arasında Kurtlar Vadisi'nin Polat Alemdar'ı Necati Şaşmaz da vardı. Necati Bey konser sonrası koyu bir MFÖ fanatiği olduğunu açıkladı. "MFÖ'yü eskiden beri çok severim. En çok 'Bu Sabah Yağmur Var İstanbul'da' şarkılarını beğeniyorum" diye konuştu.


Yakın tarihimizin unutulmaz olaylarına ışık tutan Öteki Tanık, bir aylık aranın ardından 3 Eylül Çarşamba akşamı yayına başlıyor.

Müzisyen Gökhan Kırdar, Türk televizyonlarının efsane dizisini anlatıyor...

Kurtlar Vadisi bir proje olarak nasıl doğdu? Kısa sürede nasıl efsaneleşti?

Oyuncu seçimleri nasıl yapıldı?

Dizinin müzikleri neden bu kadar tutuldu? Cep telefonu melodilerine kadar nasıl yayıldı?

İzleyicinin görmediği, bilmediği neler yaşandı?

Bir fenomen haline gelen Kurtlar Vadisi'nin öyküsünü, dizinin müziklerini yapan Gökhan Kırdar anlatıyor.

ÖTEKİ TANIK
3 EYLÜL ÇARŞAMBA
19:30
SKYTURK


Uyuşturucu baronu Havar yakalandı.


Uyuşturucu dünyasının ’müthiş Türk’ adını taktığı uluslararası uyuşturucu kaçakçısı Halil Havar’ın hakkında kesinleşmiş 3.5 yıl hapis cezası bulunuyor

Savaş AKIN / İSTİHBARAT




Müthiş Türk’diye tanınan uluslararası uyuşturucu kaçakçısı ve 1993 yılında düzenlenen bir operasyonla içindeki 13 ton uyuşturucuyla birlikte ele geçirilen Lucky-S Gemisi’ndeki uyuşturucunun büyük bölümünün sahibi olduğu iddia edilen Halil Havar, hakkında kesinleşmiş hapis cezası bulunduğu için polis tarafından yakalanarak gözaltına alındı.


1 yıldır aranıyordu


İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Şube Müdürlüğü ekiplerinin 2004 yılında düzenlediği bir operasyonla ilgili Halil Havar hakkında İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılmıştı. Yargılandığı davada 3.5 yıl hapis cezası alan Havar’ın cezası mahkeme tarafından 1 milyon 46 bin YTL’ye çevrildi. Bu parayı belirlenen yasal sürede ödemeyen Havar, kaçarak kayıplara karıştı. Hakkında giyabi tutuklama kararı çıkarılan Havar, Mayıs 2007 tarihinden itibaren de her yerde aranmaya başladı.

Havar, dün Yeşilköy’de saklandığı bir evde polisin düzenlediği bir operasyonla yakalandı. Hakkında kesinleşmiş hapis cezası bulunduğu için gözaltına alınıp Narkotik Şube Müdürlüğü’ne getirilen Halil Havar, bugün İstanbul Adliyesi’ne sevk edilecek.


Helikopterle kaçmıştı



Bir dönem Gaziantepspor Başkanlığı yapan Halil Havar, Hollanda’da tutuklu bulunduğu Leeuwerden Cezaevi’nden ise 19 Şubat 1991’de İtalyan mafyasının ünlü ailelerinden Trappaniler tarafından helikopterle kaçırılmıştı. İki yıl boyunca izini kaybettiren Havar, kırmızı bültenle arandığı sırada 1992 yılında Türkiye’de yakalandı. Ancak savcılık tarafından serbest bırakılınca tekrar kayıplara karıştı. Adı 1993’te Lucky - S ve Kısmetim - 1 gemisinde ele geçirilen uyuşturucunun sahiplerinden olduğu iddialarıyla tekrar gündeme geldi. Hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkarılan Havar, 1994’te tekrar yakalandı ve tutuklandı.



Hayatı film oldu



Hollanda’da tutuklu bulunduğu cezaevinden Sicilya mafyası tarafından kaçırılmasıyla tüm dünyaca tanınan Havar’ın yaşam öyküsü film ve dizilere de konu oldu.
Halil Havar’in hayatı Kurtlar Vadisi isimli diziye de konu oldu. Dizideki, Halo karakteri polis helikopteri ile cezaevinden kaçırıldı.



Özgür düşüncenin en büyük düşmanı liberalizm...



Zira düşünce özgürlüğünün zirvesi olarak kendisini dayatır ve ufuk kırar! Bu dayatmayla birlikte 'marka' putlarından akan paralar liberalizmi biricik 'küresel düdük' yapmış. İnsanlığın kanını emenler tarafından uşak liberalizmine mahkûm edilen diyarlarda bu düdük, düşünce özgürlüğünü fiilen 'kökten batıcılık' ile özdeş hale getirmiştir.

Ergenekon iddianamesi ile ilgili günlük haber ve yorum yapan yayın organlarımıza baktıkça gördüğümüz, çatışan kutupların bile gerçekte uşak liberalizminin teorik kökten yasakçı sınırlarına mahkûmiyetleridir. Ülkenizde bir iki liberalizm karşıtı mı var?

Bundan daha dehşetli yasak olamaz! Liberalizm; kirli, sivri ve sevimsiz birkaç kişinin ağzından kendisini lanetlettirerek sorgulanmaz hale geliyor!

'Marjinallerle aynı çizgide görünmektense liberalizme sataşmayayım daha iyi' diyoruz. Bu dehşetli yasak, Ergenekon iddianamesinden haber üretirken de beynimizi yönetiyor. Patronlarımız veya ideolojilerimiz için hangi malzemenin öne çıkarılması gerekiyorsa, zekâmızı o yönde işletiyoruz! Siyasi, ideolojik veya ekonomik açıdan 'sahibinin silahı' olmaya mahkûm yayın organında ekmek parası için çalışmak çaresizlik!

İş, aslanın ağzında... En temiz yüreklisi, hiç değilse yaptığı işi kutsamaz, ülkedeki kutuplaşmanın getirdiği önyargı tuzağına dikkat etmeye çalışır. Ülkeyi geren kutuplaşma mesleği daha da güvencesiz hale getirmişken medya çalışanı, hakikat ve erdem kaygısını geçim gailesinin önüne nasıl geçirsin?

Bu ağır şartlarda vicdan muhasebesini önemseyen ve yaşayan meslektaşımız en fazla iyi niyetini koruyabilir...

Kaldı ki iyi niyeti bile korumak zor! Tabii iyi niyet vehminden söz etmiyorum! Onu en vahşi tetikçi gazeteci bile yaşıyor zaten. Hakiki iyi niyet, üstüne kafa yorulan ve çilesi çekilendir. Yoksa her meslektaşımız, 'Karşı taraf o kadar kötü ki, ister istemez tetikçiye karşı tetikçilik yapmak zorunda kalıyoruz' diyerek bir şekilde avuntu limanına kapağı atabilir. Küresel liberal devlerin köklü gaflet ve dalaletimiz üstüne inşa ettikleri kutuplaşma fitnesi içinde güzelliğin kırıntısına razıyız!

Hani neredeyse Kurtlar Vadisi'nin Muro karakterindeki kadar haysiyet çilesini meslekte görsek sevineceğiz: 'Lanet olsun içimdeki bu meslek aşkına' deyip feleğin cilvesiyle eğlenebilen, haram lokmadan ve 'büyük laf' şehvetinden elden geldiğince sakınmaya gayret eden medya adamı bile ilaç oldu.

Yalnız; bizdeki kirlilik, batıdan çok ağır ve yoğun diye peşin bir mesleki aşağılık duygusu içinde değilim! Aydınlanmacılık mümini kökten batıcı meslektaşlarımızın kutsadığı BBC gibi kurumlar bile derin ve rafine tetikçilikten münezzeh değillerdir. Aramızdaki fark, demokrasilerimizdeki gibidir.

Demokrasi yalanını bizden daha inandırıcı kılmayı becerdikleri gibi, dürüst medya görüntüsü vermeyi de o ölçekte başarıyorlar! Her yerde parayı veren düdüğü çalıyor! Para ister 'marka' denen putlardan gelsin, ister 'gizli hükümet' yönetimindeki organlarda olduğu gibi kamu maliyesinden! Lanet olsun içimdeki gazetecilik sevgisine!


;;