Başlık fazla fantastik gelebilir. Ama son bölümde yeni Baron Polat Alemdar'ın söyledikleri kafamı karıştırdı. Dünya ekonomisinden ulusal ekonomiye, Güneydoğu'da üniter bir Kürt devletinden AB ile müzakere sürecine kadar hemen her kritik konuda görüş beyan etti Polat... Neredeyse Ulusa Sesleniş formatında anlattıkları daha çok bir parti programında yer alması gereken temel politikalardı. Polat yalın, anlaşılabilir ve kimi zaman da etkileyiciydi konuşurken... Kurtlar Vadisi'nin nasıl izlendiği ortada. Yakın çevremden şahit olduğum kadarıyla gazete okumayıp, haber seyretmeyen kitle memleketin ahvalini Kurtlar Vadisi'nde izliyor. Dört haber bülteninin reytingini üst üste koysanız, ya da on tartışma programının reytingini toplasanız bir tane Kurtlar Vadisi etmiyor... Dolayısıyla dizinin bu çok izlenirliğinden gelen bir etkileme hatta yaptırım gücü var. Üstelik, KKTC eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın "derdini anlatabilmek" için oyuncu olmayı bile göze aldığı bu dizi, giderek komplo teorisyenliğinden de sıyrılıyor. Polat'ın anlattıklarından iki sonuç çıkarıyorum, biri iyi diğeri kötü... Göreceli de olsa iyi olanı izlenirlik silahını doğru(?) şekilde kullanarak memleketine "Fransız" kalan önemli bir çoğunluğu olup bitenden "haberdar" etmesi... İkincisi de başlıkta okuduğunuz ihtimal. Olmaz filan demeyin; bu ülke elindeki ekran gücüyle neredeyse meclise girecek kadar oy alan parti başkanlarını da gördü.


0 Comments:

Post a Comment