Zafer Algöz her rolün adamı dersek yanlış olmaz. Bir rol ile insanları kahkahalara boğarken ustaca kullandığı mimikleri ile birden dünyanın en ciddi adamı olmayı başarabiliyor. Kurtlar Vadisi Pusu'nun Yalçın Yıldız'ı Algöz, şimdi gösterime giren Umut filminde Muhittin karakteri ile izleyicinin karşısında.

Ne Yılmaz Erdoğan ne de Ata Demirer en komik adam Cem Yılmaz

Eğlence olsun diye, okul koridorlarında Kemalettin Tuğcu'nun eserini komik bir şekilde oynamaya başlaması, aslında, ileride usta bir oyuncu olacağının işaretiydi. 14 yaşında oyunculuk yeteneği öğretmeni tarafından keşfedilen Zafer Algöz, onun yönlendirmesiyle devlet tiyatrolarına adım atmış. Okul koridorlarındaki tiyatro serüveni buz kez konservatuarda devam etmiş. Sonra Okan Bayülgen'le birlikte yaptığı radyo programı, Dudu Teyze, Ailenin Gorosu gibi projelerle insanları güldüren Algöz, komedi de olduğu gibi dramada da bu başarısını sürdürdü. Salkım Hanımın Taneleri filmi ve Kurtlar Vadisi Pusu dizisindeki başarılı rolüyle sinemada da adından söz ettiriyor. Her rolün adamı olduğunu kanıtlayan Zafer Algöz, şimdi de Umut filminde Muhittin karakteri ile karşımıza çıkıyor. Bu film vesilesiyle görüştüğümüz Algöz, Bodrum'da karşılaştığı Tom Hanks'e döner ısmarlama macerasını anlatıp güldürürken bazen de Türkiye'deki çarpıklıkları vurgulayarak düşündürüyor.

Umut filminde Muhittin'i canlandırıyorsunuz. Muhittin nasıl bir karakter?

Biraz komik bir adam. Filmin sevimli karakterlerinden biri. Muhittin Yılmaz'ın İstanbul'daki yakın dostu plak yapımcısı. Kendi dünyasında çok başarılı olabilmiş biri değil. Kendi başına bir iş tutturamamış; ne uzamış, ne kısalmış öyle bir adam. Muhittin; arkadaşlık, dostluk, vefa duygusu olan iyi yürekli biri.

Sanat filmi ve vizyon filmi diye ayrım var. Umut bu açıdan bakınca nerede duruyor?

Bence bağımsız bir film ama biliyorsunuz film gişe yaptığında sektöre yönelik film oluyor. Gişe yapmadığında sanat filmi. Bizde sinemaya, tiyatroya gitmek eğlenceli bir iş olarak görülüyor. Kültür olarak algılanmıyor. Umut'un layık olduğu gişeyi yapacağına inanıyorum.

Umut kelimesi sizin için ne ifade ediyor?

Her zaman insanı ayakta tutan güzel bir duygudur umut. İnsanın umudunu bitirmeye hakkı yok. Biz sıkıştığımız zaman, en son anda bile "Allah'tan umut kesilmez." deriz. Yolunda gitmeyen bir şey birdenbire yoluna girebilir. Umut bende iyimser bir hava uyandırıyor. Bizim kültürümüzde çok önemlidir umut.

İnsanlar sizi komik karakterlerde görmeyi daha çok seviyor. Oysa tam aksi rolleri de oynuyorsunuz. Siz hangisini kendinize daha çok yakıştırıyorsunuz?

Komedyen Fransızca bir sözcük ve oyuncu demek. Komedyen, her şeyi oynayabilecek oyuncu demektir. Zaten dünyanın en büyük oyuncuları her şeyi oynadıkları için biz "Aa adama bak, bunu da becermiş!" gibi hayranlıkla izliyoruz. Yani Jack Nicholson'n biz çok iyi dram ve komedi filmlerini biliyoruz. Ben de bir oyuncu olarak hep aynı tipleri oynamaktansa farklı yerlerde gezinmeyi seven bir adamım.

Tiyatro oyunculuğu bizde 'asil' olarak algılanıyor ve tiyatrocular sinemada, televizyon dizilerinde oynadığı zaman bu elitlikten taviz verilmiş gibi sayılıyor.

Tiyatro oyuncuları kolay kolay tiyatrodan vazgeçmezler. Oyunculara hep sorarlar bizde, tiyatro mu, sinema mı, diye. Yabancılarda sormazlar çünkü onlar bilirler ki adam oyuncuysa bu tiyatro sahnesine de çıkmıştır, tiyatro eğitimi vardır. Tiyatroda oynamak daha asil olarak algılanıyor; ki öyledir gerçekten. Bizde nedense tiyatro oyuncusu, sinema oyuncusu ayrımı var. Hiç oyunculuk ile alakası olmayan insanlarla da sinema, televizyon yapabilirsiniz ama tiyatro için oyuncu olmazsa olmaz, işin tek kuralıdır.

Okan Bayülgen'le yaptığınız projelerle çok popüler olduğunuz bir zaman yaşadınız.

Eskide kaldı.

Hatırlamak mı istemiyorsunuz o dönemi.

Yoo... Çünkü artık eskiyi yaşamaya gerek yok, zamanında yapıldı, bitti. Okan ile çok müthiş bir dönem yaşadık. Radyo programı, Zaga, Televizyon Çocuğu, Ailenin Görüşü, Dudu Teyze gibi birçok şey yaptık. Artık o dönem güzel bir anı olarak geride kaldı. Ben geçmişe dönüp bakmam o anlamda.

Oyunculuk olarak tanınıyorsunuz ama kişisel bir popülerliğiniz yok.

Doğrudur. Pek magazin basınına malzeme olacak bir hayat yaşamıyorum. O tarz mekânlarda olmadığım için beni pek magazin dünyasına malzeme olarak görmezler. Benden ekmek yiyemezler.

Ben sizi sürekli Nişantaşı'nda görüyorum. Burada ünlüleri görüntülemek için 'hazrol'da bekleyen gazetecilerin de mi dikkatini çekmiyorsunuz?

Nişantaşı'nda oturuyorum ben, o yüzden görüyorsunuzdur. Valla belki de, ben 'Çocuklar gelin beni çekin!' demediğim için çekmiyorlar. Şikâyetçi değilim bundan.

Kurtlar Vadisi'nin Yalçın Yıldız'ı hayatınızda nerede duruyor?

Yan bir iş olarak duruyor. 'Onunla yatıp kalkıyorum, onsuz yaşayamam' gibi bir durum yok.

Yalçın Yıldız'ın gerçek hayattaki karşılığı kim diye çok konuşuldu. Ertuğrul Özkök mü yoksa Mehmet Ali Yalçındağ mı?

Hiç alâkası yok. Zaten kalkıp oradaki kahramanları birileri ile özdeşleştirmek istemiyorum. Ben konuya öyle bakmıyorum.

Yalçın Yıldız'lar gerçek hayatta var mı?

Olmaz olur mu? Yıldız gibi insanlar Türkiye'nin her yanında var. Sadece o değil ki hayata baktığımız zaman, düzgün insanlar da görürsünüz, sahtekâr insanlar da.

Film baba-oğul ilişkisini işliyor. Sizin babanızla ilişkiniz nasıldı?

Aslen Erzurumlu bir aileden gelmeyiz. Anadolu ailesinde çok fazla sevgisini çocuklara karşı göstermezler. Ben babamın beni öpüp sevgisini gösterdiğini hiç bilmem. Beni sevdiğini bilirim ben de onu severim. Çok saygı duyarım asla yüz göz olunmaz. Bizim kurmuş olduğumuz baba-oğul ilişkisi ile şimdiki kuşağın baba-oğul ilişkisi arasında dağlar kadar fark var.

Yüz ifadenizden dolayı düzenbaz rollerinin size çok yakıştığını düşünüyor musunuz?

Niye, yüzümde düzenbaz bir ifade mi var?

Estağfurullah. Fakat düzenbaz rollerini çok gerçekçi oynuyorsunuz.

O biraz da insanı tanımaktan kaynaklanıyor. Çünkü bu meslek hastalığıdır. Tiyatro oyunculuğunda gözlem çok önemlidir. Bir tipi görürsünüz ve ben bunu ileride kullanırım dersiniz. Adamla konuşurken onu beş dakikada filme alırsınız. Günün birinde o size lazım olur. Ben hayatımda çok sahtekâr tanıdığım için günün birinde ben de adamı canlandırırım diyerek bir yerlere not etmişimdir.

Birçok sinema filmi çekiliyor. Senaryo problemi olduğunu düşünüyor musunuz?

Çok doğru, Türkiye'de senaryo problemi var. İyi bir senaryoyu oynayabilecek oyuncu potansiyeli var, adam gibi oyunculuk yapan insanlar var. Toplarsanız 500 tane kadın-erkek iyi oyuncu bulabilirsiniz. Oyuncu var ama senaryo yok. Çünkü senaryo yazmak çok farklı bir iş. İnsanın her aklına geleni çalakalem yazabileceği bir iş değil. Senaryo yazmak bir matematik işi. Önce yetenek olacak, sonra o matematiği kuracaksın sinemada. Onu yaptığın zaman başarılı olursun.

Vizyondaki Türk filmlerini izlediniz mi?

Bir tek A.R.O.G'u izledim.

Diğerlerini? Mesela Recep İvedik'i?

Vaktim olmadı ki çalışmaktan. Yoksa izlerim. Niye izlemeyeyim!

Komedi filmleri tartışması aldı başını yürüdü. Siz kime gülüyorsunuz?

Cem Yılmaz Türkiye'de tartışılmaz en büyük komedyen. Cem çok farklıdır. Bana göre öyle, kimse alınmasın.

Bir dönem hararetle süren komedyen yarışı şu an bitti mi?

Hepsinin kulvarı farklıdır. Böyle bir yarışa gerek yok. Türkiye'de komedyenlik sanatı, meddahlık dönemine kadar uzanır. Türkiye'de tek kişilik gösteriyi ilk defa Ferhan Şensoy yaptı. Sonra şansını deneyenler oldu ama aradan bir kişi sıyrıldı: Uğur Yücel. Yücel de bu işi çok başarılı yaptı. Uğur, çok sevdiğim bir dostumdur ama sanırım ki komediden sıkıldı. Türkiye'de Cem Yılmaz çıktı. Cem Yılmaz'dan sonra ben de bu kulvarda şansımı deneyeyim diyenler oldu. Zannettiler ki tek kişilik gösterilere çıkarsam insanlar beni izler, yerlere yatarlar. Ama kimse gülmüyor. O yüzden de ben Cem'i başkaları ile değerlendirmiyorum. Ata da, Engin Günaydın da, Yılmaz Erdoğan da, Mehmet Ali Erbil de, Beyazıt da denedi. Eğer tutsaydı devam ederlerdi.

Rol için saçımı sarıya bile boyarım

Beyaz saçlarınız sizin için ne ifade ediyor?

Yaşanmışlık ifade ediyor. Beyaz saç bizde ırsîdir. Saçlarımın renginden memnunum. Eyvah yaşlanıyoruz, falan o triplere girmem.

Türkücüler gibi boyatmayı hiç düşünmediniz mi?

75 yaşında bir adamın kuzgunî siyah saçlarla gezmesi bana garip geliyor. Tabii tercih meselesi saygı duyuyorum ama her şeyin doğalı güzel.

Rol için boyatmanız icap ederse ne yaparısınız?

Bir filmde saçını boyasak daha iyi olur, denirse iş için sarıya dahi boyarım.

***

Tom Hanks'e ayıp ettik

Tom Hanks'e bir döner ısmarladınız, birlikte anılır oldunuz.

Artık arkadaş olduk. Adama da ayıp oldu. diyecek bir döner ısmarladılar yıllardır konuşuyorlar. Hiç yakışıyor mu Türklere.

Siz de en az onun kadar başarılı bir oyuncusunuz. Fakat onun şansı Hollywood'da bulunması. Kendinizi sınırlanmış hissediyor musunuz?

Zaman zaman hissediyorum. Çünkü anlaşılır olabilseydim bazı şeyleri çok eskiden ve evvelinden yapabilirdim. Benim komedi anlayışım farklı. Ben belden aşağı vuran, küfür-kıyamet, seviyesizlik barındıran bir şeyi ben komedi olarak görmem. O kaçak güreş bence. Komedi zekâya hitap eden bir iş, inceliği, zerafeti olan bir iş. O anlamda dediğiniz doğru. Oyunculuk mesleğini Batı ülkelerinde ve Amerika'da bizden çok daha fazla ciddiye alıyorlar.

Hollywood'a adım atmak için uğraşan isimler oldu.

Çok zor, neredeyse olanaksız. Çünkü Amerika'da 'Ben oyuncuyum.' dediğiniz zaman Robin Williams, Jack Nicholson ayarında bir oyuncu olmanız lazım. Bizden de ABD'ye gidip Hollywood sektöründe kendime bir yer bulabilir miyim diye çaba gösteren insanlar oldu. Asla kimsenin çabasını küçümsemiyorum ama bir Türk aktörünün gidip adam gibi bir projede oynaması çok zor. Çünkü ABD'de on binlerce oyuncu var. Oyuncuların hepsi piyano çalabiliyor, dans edebiliyor. Altın bilezikleri var kollarında. Kendilerini yeniliyorlar.

0 Comments:

Post a Comment