TELEVİZYON izleyenler için en iyi akşam perşembeydi, ama son dönemde salı geceleri, perşembeye rakip oldu. Perşembenin yıldızları Kurtlar Vadisi ve Aşkı Memnu, salının zirvesi Canım Ailem, Küçük Kadınlar ve Wipeout... Duyguyu sevenler, Canım Ailem’le Küçük Kadınlar’a bakıyorlar, heyecandan hoşlananlar Wipeout’a... Bu hafta Wipeout’u izlerken, uzun boylu olmakla, kısa boylu olmanın arasında fark olmadığını düşündüm. Önemli olan mücadeleydi, yılmadan savaşan kazanıyordu, yarışların en olmazını bile.

Polat şoke olacak

'Kurtlar Vadisi Pusu'da, İskender'in adamı Zekinin vereceği bilgiler Polat'ı şoka uğratacak.


Senaryosunu Raci Şaşmaz, Bahadır Özdener ve Cüneyt Aysan’ın birlikte kaleme aldıkları ‘Kurtlar Vadisi Pusu’, heyecan dolu bir bölümle daha karşımıza çıkacak.

Geçtiğimiz haftanın finalinde nefesleri kesen restorandaki gergin restleşmenin galibinin belli olacağı dizide, Polat Alemdar’ın eline düşen İskender’in adamı Zeki’nin İhtiyarlar Heyeti tarafından yetiştirilip yetiştirilmediği de ortaya çıkacak.

İSKENDER’DEN SUİKAST PLANI

Bu haftaki bölümde ayrıca; “İskender’in adamı Zeki, Polat’a hangi şok edici bilgileri verecek?”, “Polat’ın, Zeki ile ilgili planı ne olacak?”, “İskender’in karanlık planları arasında devletin tepesindeki hangi sürpriz isimlere suikast
planı var?” ve “Halo Dayı’yı bekleyen şok gelişme ne olacak?” gibi sorular yanıt bulacak.

Bu dizi büyük iş yapar, ancak...

TRT 1'in yeni dizilerinden Aynadaki Düşman: Teşkilat, izleyenleri bir hayli şaşırtıyor.

Kurumun şu ana kadar ekrana getirdiği bir çok iddialı olduğu söylenip de bir kaç bölüm sonra kaldırılan dizilerle hiçbir benzerliği yok.

En son MAT dizisi büyük bir iddia ile yayınlanmış, ancak o iddialı laflar kadar özenli bir iş ortaya çıkmayınca kaldırılması kaçınılmaz olmuştu.

Canını Sevdiğim İstanbul'u yani CSİ'nin de akıbetinin MAT'a benzemesi bizleri şaşırtmadı.

Ancak Aynadaki Düşman: Teşkilat dizisi TRT'nin yüzünü bir hayli güldüreceğe benziyor.

Şafak Sezer'in pos bıyıklı Çelebi karakterinin tek falsosu ünlü oyuncunun kiloları... Şayet Şafak Sezer bu süreçte biraz zayıflayıp daha fit gözükürse, katil/suikastçi rolünde inandırıcılığını da artıracaktır.

Belleklerimizde Bruce Willis'ın tüm etkileyiciliğini kullandığı 'Çakal'ı ve Jean Reno'nun soğuk kanlı Leon'u dururken, kilolu bir Türk katil Çelebi, bizlere o kadar da inandırıcı gelmiyor...

Ancak dizinin prodüksiyonu, gösterilen özen ve yüksek bütçesi dikkate alındığında Şafak Sezer'in kilolarına bir müddet daha katlanabiliriz.

Aynadaki Düşman:Teşkilat dizisi son dönemde 'dizikolik'ler için 'koliklik' yaratabilecek dikkat çekici yapımlardan birisi...

Çekimler, müzik, dekor, kullanılan üstün teknoloji diziyi diğer bir çok yapımdan ayırıyor.

Kurtlar Vadisi Pusu dizisi ile karşılaştırmak pek de doğru değil... Farklı bir yapım Aynadaki Düşman: Teşkilat...

Öğrendiğimize göre dizinin yapımcıları plato için 3 yıllık anlaşma yapmışlar. Yani bu işin peşini bırakmayacak iradeye sahipler... TRT, biraz sabrederse Aynadaki Düşman: Teşkilat ile ciddi bir ivme yakalayabilir.

Dizide gözlerimizi yoran bazı detaylar da yok değil...

Özellikle diziye hız getirmek, sürükleyicilik sağlamak için yapılan kimi abartılar bir müddet sonra inandırıcılık noktasında izleyicinin kafasında soru işaretleri bırakabilir.

Örneğin, Çelebi'nin başarısız olan iki işbirlikçisini bir minibüsün içine bomba koyarak hayava uçurduğu sahnede, aracın dağılan parçalarının her tarafa saçılıp da Çelebi'nin sağından solundan uçuşması ve onu en azından teğet geçmemesi biraz abartı değil mi?
Tabii Çelebi'nin ilahi bir yanı yoksa!

Aynadaki Düşman:Teşkilat'ı çok yakından takip etmeye devam edeceğiz.

Dizide güncel konular vurgulu bir şekilde işlenmeye başlarsa, güncel meselelere dokundurmalar yapılırsa Kurtlar Vadisi Pusu gibi efsaneleşmese dahi, 'koliklik' yaratması hiç kimseyi şaşırtmayacaktır.


Hüseyin Avni Danyal, önceden karşı çıktığı tek kişilik oyunlara artık sıcak bakıyor.

Zerrin Ongan ile birlikte Tiyatro Cef'i kuran Hüseyin Avni Danyal, ilk oyunu Letafet'in gösteriminin sürdüğünü belirtti ve önümüzdeki sezon için oyun aradığını söyledi.

1,5 aydır oyun okuduğunu ancak gelen bazı iyi projeleri değerlendiremediğini anlatan Danyal, "Özel tiyatro yapınca prodüksiyonu düşünmek zorundasınız. Beğendiğim oyunlar oldu, ancak prodüksiyonu yüksek" dedi.

Prodüksiyonu düşük, ne dediğini anlatabileceği oyunlar aradığına vurgu yapan Hüseyin Avni Danyal, tek kişilik oyunlara da sıcak baktığını belirtti.

Danyal, "Bir dönem tek kişilik gösterilere karşıydım. Bir kaç güzel metin geldi elime" dedi ve böyle bir oyun da sergileyebileceklerini anlattı.

Bu arada, Kurtlar Vadisi Pusu dışında bir dizi işinin olmadığına değinen Danyal, bir kaç sinema projesinden teklif aldığını ancak içine sinmediğini sözlerine ekledi.

İşte gidecek bakanlar! Hasan Tahsin, hangi bakanların gideceğini yazdı.

Gideceklerin her biri, yeri asla doldurulamayacak isimler buna eminim. AKP'nin gerçek yüzünü bize gösteriyorlardı.

Gidici


Seviyorum... Sevgi doluyum. Öyle böyle değil harbiden seviyorum. Bayılıyorum şu AKP'lilere. Allah aşkına söyleyin, şu yandaki fotoğrafı görüp de, sevgi hissetmeyen olur mu? "Ay canııım, ne şeker şey" demeyen çıkar mı acaba? Pek zannetmiyorum.

Karizmatik adamlar vesselam. Eh ne de olsa genel başkanları Tayyip Erdoğan. Erdoğan karizmatik olunca, bakanları da ondan aşağı kalmıyor. Fotoğraftaki Egemen Bağış. Devlet Bakanı ve AB Başmüzakerecisi. Sonradan AKP'li çünkü sular seller gibi İngilizce biliyor. Ama AKP'ye adaptasyon sorunu hiç yaşamadı. Erdoğan'ın yeni gözdelerinden. Bu nedenle yeni kabinede de banko yer alacaklardan. Umarım AB müzakereleri sırasında masaya bu fotoğrafı koyup, "Sayın bakan, bu ne iş?" diye sormazlar.

Karizma deyince, bakanlar arasında ilk akla gelen Kürşat Tüzmen aslında. Slip mayo giyip göbeğini içine çekerek plajda yürüyüşü tek kelimeyle muhteşem. Aldığı Mersin yenilgisinden sonra acıyla karışık, "Herkes hak ettiğini bulur" açıklaması, bir anlık kızgınlıkla edilmiş laf olsa da yeni kabinede yer bulamaması büyük bir kayıptır bence. Ben bile arada bir aynada göbeğime bakıp, "Bir Kürşat Tüzmen göbeği yapamadık" diye hayıflanıyordum. Tüzmen'e rakip olabilecek tek isim varsa o da kardeşidir. 90'lı yıllardaki futbolcuların saçları gibi arkası uzun saçlarıyla Kurtlar Vadisi dizisinde arz-ı endam eden kardeş Tüzmen, abisi bakanlıktan gidince bakalım kaç bölüm sonra öldürülecek.

Kabinenin belki de en renkli isimlerinden biri kim ne derse desin Kemal Abidir bence. Espri yaptığını zannederek yaptığı esprilere sadece kendisi gülse bile, bir başkadır Kemal Abi. Bu arada Kemal Abi bakan olmasaydı, Türk ticaret hayatına 'likit yumurta', 'imtiyazlı ucuz mısır' terimlerini sokan oğlu Abdullah'tan mahrum kalacaktık. Muhteşem eşleri Ahsen Hanım'ın varlığını ise hiç bilemeyecektik. Hele hele Rabb'in Unatıkanlar'a, "Cleveland" dediğini hiç öğrenemeyecektik. Seviyorum sizi Unakıtanlar. Yeni kabinede Kemal Abi'ye yer verilmemesi bence Türkiye'ye yapılmış bir haksızlıktır.

Her iki açıklamasından biri "İmam Hatip" olan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'i dinlediğim günlerde Türkiye'de sadece İmam Hatip Liseleri'nin bulunduğunu zannediyordum. Kabinede revizyon yapılacağı ve kendisinin de değişecek bakanlar arasında yer aldığını hatırlatan gazetecilere, "Yapma ya! Gözlerim yaşardı. Revizyon kelimesi Türkçe olmadığı için sorunuzu anlayamadım" karşılığını veren Çelik'in gidişi asla bir kayıp olmayacaktır. İşine geldiğinde Arapça, Farsça tüm kelimeleri oldukça rahat anlayan Çelik'in gidişi, tüm yurtta ve dış temsilciliklerde törenle kutlanmalıdır.

Gidicilerden birinin de Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin olması beni fazlasıyla üzüyor. AKP popüler isimlerini tek tek kaybediyor diye düşünüyorum. Özellikle Deniz Feneri dosyası ile ilgili yaptığı açıklamaların her biri belgesel niteliğinde. İlk önceleri, "Bana ne yahu!" dediği Deniz Feneri dosyasının Türkiye'ye gelmesiyle birlikte yeni komedi malzemeleri de çıktı. Türkiye'ye geldikten sonra, "Tercüme ediliyor" bahanesiyle ortadan kaybolan Deniz Feneri dosyasının meğerse Türkçe tercümesiyle birlikte Almanya'dan geldiğini öğrendik. Bunca zamandır neyin tercümesinin yapıldığını ise öğrenemedik.

Gideceklerin her biri, yeri asla doldurulamayacak isimler buna eminim. AKP'nin gerçek yüzünü bize gösteriyorlardı. Onları gören, dinleyen, "Elim kırılsaydı da AKP'ye oy vermeseydim" diyordu. Sırf bu yüzden, gidici bakanların hepsini ayrı ayrı çok seviyordum. Bence Türkiye için büyük kayıp.



11 Eylül, en çok Müslümanlara zarar verdi

Cennetin Krallığı ve Kurtlar Vadisi Irak filmlerindeki oyunculuğuyla Türk izleyicisinin gönlünü çelen Suriyeli oyuncu Ghassan Massoud, birkaç gündür İstanbul'da.


Massoud, genç yönetmen Cihan Taşkın'ın ilk filmi 'Kelebek'te çağdaş bir Mevlevi dedesini canlandırıyor. Mahmut Bengi'nin senaryosunu yazıp yapımcılığını üstlendiği Kelebek filminde Caner Cindoruk, Deniz Bolışık ve Serhat Yiğit, Ghassan Massaoud'a eşlik eden oyuncular. Afganistan'a yardım için giden dört gencin yaptıklarını ve yapamadıklarını anlatan film, iki buçuk saate yaklaşan süresiyle dikkat çekiyor.

HASAN DEĞİL, GHASSAN!

Siz siz olun, Ghassan'a Hasan diye hitap etmeyin! Zira çoğumuzun, İngilizce okunuştan dolayı farklı yazıldığını düşündüğümüz ismi, aslında 'gayn' harfiyle başlıyormuş; yani Hasan değil, Ghassan. Massoud'da bir sorun yok, o bizim bildiğimiz Mesud. Merak ettiğimiz bu sorunun cevabını aldıktan sonra, konakladığı World Park Hotel'de sohbetimize başlıyoruz. Türk sinema seyircisi Massoud'u 2005'te tanımış olabilir; ama 51 yaşındaki Suriyeli oyuncu gayet tecrübeli. Arap Dili ve Edebiyatı'ndan mezun olduktan sonra Tiyatro Akademisi'ne kaydolan Massoud, Almanya ve Fransa gibi ülkelerde bu alanda çalışmalar yaptıktan sonra Suriye'deki Tiyatro Akademisi'ne hoca olarak döner. Televizyonda, dizilere imza atan oyuncu, "Sinemada karar kıldım." diyor.

Cennetin Krallığı ve Kurtlar Vadisi Irak'ta canlandırdığı rollerin kendisine uyduğunu söyleyen Massoud, Kelebek filminde oynamayı da aynı sebeple kabul etmiş. "Senaryoyu okuyunca, ekibi tanımadığım halde hemen kabul ettim. Böyle cesur bir filmi yapacak ekibin, Ridley Scott gibi tecrübeli olacağını düşünüyordum; ama genç bir ekiple karşılaşınca şaşırdım." diyor. Filmin anlattıklarını ise çok önemsiyor: "Kelebek, İslam'ın gerçek yüzünü göstermek için çabalıyor. İslam'ın terörle bağdaşmadığını; barış, sevgi ve hoşgörü dini olduğunu ortaya koymaya çalışıyor." Sohbet sırasında, filme de konu olan 11 Eylül saldırıları sonrası artan İslamofobi'nin (İslam korkusu) önüne geçmek için Müslümanların yeterli gayreti gösterip göstermedikleri konusu da gündeme geldi. Kelebek'in bu yönde bir katkıda bulunacağını düşünen Massoud, esas noktayı da es geçmiyor: "Müslümanların kendini yeniden gözden geçirmeleri gerek. Bazıları 11 Eylül'le gurur duydu. Halbuki gurur duyulacak bir şey değil. Şiddetle nereye gidebiliriz ki? 11 Eylül, Afganistan'dan Irak'a kadar bütün İslam dünyasına zarar verdi. Bunu sorgulayıp üzerimize düşeni yapmamız gerekiyor."

Siyasi konularla, 'derin analizler yapacak kadar' ilgilendiğini, ancak konuşmak istemediğini belirten Suriyeli oyuncunun, filmde, kendi başına bir örgüt olarak görülen El Kaide konusundaki tavrı kesin. Radikalliği kesinlikle anlayamadığını ve reddettiğini söyleyen Massoud, bu yolla bir yere ulaşılamayacağını düşünüyor: "İnsanlar, ortak noktada buluşabilir." Hazır konu açılmışken, Amerika'nın Ortadoğu politikalarının bir ürünü olan, 'Radikal İslam-Ilımlı İslam' söyleminin Kelebek filmindeki yansımalarına girelim diyoruz. Ancak Ghassan, bu konuda cellalleniveriyor: "Amerika, İslam'ı bilmiyor ki beni tanımlasın, tarif etsin! İslam'ı siyasallaştırıp kendi söylemine uygun bir şekilde görmek istiyor. Amerika'nın İslam ve terör tanımlarını da kabul etmiyorum. Bir taraftan Filistin'deki direnişe terör diyorsunuz diğer taraftan İsrail'in katliamını terör diye tanımlamıyorsunuz. İslam'ı terörle nasıl bağdaştırabilirsiniz?" İslam'ın 'vasat' (orta yol) bir din olduğunu belirten Massoud, "Amerika'dan da Sovyetler'den de önce, Peygamberimizden beri, orta yolu emrettiğini" söylüyor.


YENİ BİR HOLLYWOOD FİLMİ YOLDA

Ghassan'ın celalini cemale çevirmek için biz de sohbetin yönünü tekrardan sinemaya çeviriyoruz. Kelebek'te çağdaş bir Mevlevi dedesini canlandıran Massoud, bu konuda pek çok kitap okumuş. Sufi düşünceye ne kadar yakın olduğunu sorunca da, "Kendimi sufi felsefesine yakın hissederim oldum olası. Bu kadarını söyleyeyim, gerisi bana kalsın." demekle yetiniyor. Tecrübeli oyuncunun, Hollywood'dan gelen teklifler konusunda hassasiyetleri doğrultusunda ince eleyip sık dokuduğunu biliyoruz. En son 'Karayip Korsanları' serisinin üçüncüsünde rol almış, Ridley Scott'ın 'Yalanlar Üstüne' filmindeki 'terörist şeyh' rolünü de geri çevirmişti. Şu an, yeni bir film projesi dolayısıyla Hollywood'la dirsek temasına geçmiş. Detayları açıklamak istemeyen oyuncu, "Anlaşabilirsek duyuracağız." diyerek geçiştirse de, biraz ipucu almaya çalışıyoruz. Independent yapım şirketinin projesinde 'bilinen bir ismin' yöneteceği filmde Massoud, Arap asıllı bir Amerikalıyı canlandıracak. Vatanına dönmek isteyen babaya, iki çocuğu ve Amerikalı eşi karşı çıkar. Massoud, projeden ümitli: "Sanıyorum, iyi bir film olacak. Kendi içinde duygusal çelişki yaşayan bir karakter var. Sosyal ve ailevi meseleleri anlatan bir film. Bu fikri ve konuyu yeni bulduğum için kabul ettim."

'Obama, dünya için bir şans'

"Barack Obama'nın başkanlığını önemsiyorum. Bu adamın önemli bir katkıda bulunacağını düşünüyorum. Ancak onunla beraber çalışan ekip konusunda kuşkularım var. Buna rağmen siyah bir adamın 'Beyaz Saray'a girmesi bir devrim bence. Belki de bunun yansımaları beklenmedik bir şekilde olacak. Şunu da söyleyebiliriz ki Bush'un devri kapandı; hamaka ve habaka devri."



Kim Bu Mutlu Çocuk ?

İskender Büyük : Ergenekon Yapılanmasının Görünen Lideri (1 Numara Değil)
Davut Tataroğlu : Aydın Doğan (Doğan Holding'in Sahibi)
Mutlu Çocuk : Zafer Mutlu (Vatan Gazetesi Tepe Kadrosunda Yönetici)


Vadide medya deyince akla ilk gelen isim Davut Tataroğlu yani Aydın Doğan.Doğan Grubu Türkiye'deki gazete pazarında
%40 gibi yüksek bir paya sahiptir.Vadide de Tataroğlu gazete pazarında çok etkin.

Kurtlar Vadisi Pusu yayınlandığı ilk günden beri medya üzerinde özellikle itinayla duruyor ve durmayada devam edecek.Vadide ismi geçen gazetecileri hatırlayalım.
İlk olarak Uğur Mumcu suikasti ekrana tüm çıplaklığı ile yansıtıldı.Akabinde Hrant Dink suikasti açık ve net olarak izleyiciye yansıtıldı.
Bu iki gazeteciden sonra gazeteci suikasti durdu.
Sebebi ise gerçekten durmuş olması.Artık gazeteci öldürmek yerine kullanmak
çok daha etkili bir yöntem olduğu anlaşıldı.Öldüreceğine kullan ve tasviye et anlayışı hakim olmaya başladı.Son bölümlerde gördük ki vadide bu şekilde okudu olayı.

Sadece İskender Büyük ve Davut Tataroğlu'nun kimliğini açıkladım sebebi ise bu savaş ikisi arasında.Tataroğlunun pasif görünmesine aldanmayın.Tataroğlu tüm mal varlığını elden çıkardı fakat medyayı bırakmadı bu bilgiyide dip not olarak vereyim.Tataroğlu'nu yönlendirenlerinde elbet bir planları vardır.

Şimdi biraz beyin jimnastiği yapalım.

İskender Büyük Ulusal Güvenlik Teşkilatının başına getirildi.İskender Büyük akabinde medya grubunu topladı ve bir toplantı yapıldı toplantı yerine
göz dağı verdi diyebiliriz aslında.Tüm sır bu toplantıda gizli arkadaşlar.Bildiğimiz üzere toplantı 54.bölümdegerçekleşti.Önce bu toplantıda kim ne demiş hep birlikte hatırlayalım;

İşte ilginç diyaloglar

Yıldız : -Yeni göreviniz hayırlı olsun Sayın Büyük.
İskender : -Sağol Yıldız´ım sağol.
Turan Bey : -Aslında ben şaşırdım.
İskender : -Neden Turan Bey?
Turan Bey : -Ne size resmi görev tevdi edilir diye düşünüyordum, ne de siz kabul edersiniz diye.
İskender : -Ülkenin içinde bulunduğu şartlar bizi buraya itti. Sizler yabancım değilsiniz, açık ve net konuşacağım. Biz bu görevi hep birlikte yapacağız.
Tataroğlu : -Sayın Büyük, biz medyayız. Bizim görevimiz güvenlik değil, bizim görevimiz halkı bilgilendirmek.
İskender : -E tamam işte. Halkı bilgilendireceğiz. Ama devletimizin istediği gibi. Öyle kafanıza göre değil.
Mutlu Çocuk : -Bunun adı sansür.
İskender : -Ben isim koymayı sevmem Mutlu çocuk.
Fikret Bey : -Sıkı yönetim resmen bu
İskender : -Sıkıysa başka yönetim de. Sizler sıkı yönetimi çoktan unutmuşsunuz. Sıkı yönetim olsa, benim yaverim sizin bir tarafınıza bir şey sokar, ardından ben sizin aklınıza fikirleri sokardım.

Burada İskender ve Mutlu çocuğun diyoloğu çok dikkat çekici
Buradan yola çıkarak olayı çözmeye çalışalım

Medya da iki tane mutlu var.Birisi Mustafa Mutlu diğeri ise Zafer Mutlu
Mustafa Mutlu Vatan Gazetesinde sadece yazar.İskender bu toplantıda tepe kadrosunu tehtid ettiğine göre Mustafa Mutlu ihtimali çok zayıf...
Diğer mutlu çocuk ise;
Zafer Mutlu Vatan gazetesinde tepe kadrosunda ayrıca bu o kadar mutlu bir çocuk ki ne kadar sektör varsa içinde şimdide Doğan Grubunda yönetici kendisi.Yani mutlu çocuk Zafer Mutlu'dan başkası değil.

Belki bilmeyen arkadaşlar vardır Vatan Gazetesi'de Doğan Grubu'na ait.

54.Bölümde ki bu toplantıda dikkatimi çeken bir ayrıntı şu Zafer Mutlu ile Mutlu Çocuk birbirine çok benziyor tekrar izleyin sahneyi hak vereceksiniz.

Bir diğer ayrıntı ise şu dur mutlu çocuk bunun adı sansür diyor bu lafın üzerine
İskender sinirleniyor ve ben isim koymayı sevmem mutlu çocuk diyor hemen akabinde kameralar tataroğluna dönüyor çünkü yüz ifadesi yada tepkisi önemli nedeni ise mutlu çocuk Davut Tataroğlu'nun sahip olduğu şirketin bir yöneticisi.Aynen Aydın Doğan ve Zafer Mutlu gibi...

Medya olayına tam gaz devam edelim.

55.ve 56.Bölümlerde dizide Parmakksız yani Şemdin Sakık boy gösterdi.Şemdin Sakık Polat tarafından yakalandı ve sorgulandı ve Rıdvan Albay'a teslim edildi.
Şu anda cezaevinde.İskender Büyük Parmaksızı ceza evinde ziyaret etti ve eline bir dosya verdi bu dosya İskender'in Parmaksız'dan istediği ifadeden başka bir şey değil.

Parmaksız dosyaya bakıyor ve ilk cümlesi şu ben bu adamlarla görüşmedim.İskender cevap veriyor ben görüştün diyorsam görüştün.Parmaksızın görüşmedim dediği kişiler
medya grubundan kişiler.
Bu olayın akabinden Yıldız Davut Tataroğlu'na bir dosya sunuyor ve bu dosyanın içeriği ise Tataroğlu Grubu'nda çalışan bazı yöneticilerin terör örgütü ile bağlantısının olduğuna dair bilgiler mevcut...Üzerinde durulması gereken olay bu bahsedilen medya mensupları Davut Bey'in güvendiği ve değer verdiği isimler aynı Mutlu Çocuk gibi.Yıldız istifalarını istedim kabul etmediler dedi.Tataroğlu çıkışlarını ver dedi.Tataroğlu hem toplantıda
hem de bu olayda sessiz kalmayı tercih etti.İskenderi karşısına almamaya kararlı yada İskender'in tasviye edilmesine az kaldığının bilincinde.Tataroğlunun işine son verdiği isimlerden biriside Mutlu Çocuk olma ihtimali kuvvetle muhtemel..

Dün öyle bir gelişme yaşandıki bu anlattıklarımı onaylar tarzda.

VATAN GAZETESİ YÖNETİMİNDE TERÖRİST ŞOKU!..

Devrimci Karargah'ın gözaltına alınan yöneticisi, Doğan Grubu'nun Vatan Gazetesini internet sitesi yöneticisi çıktı.

Vatan Gazetesi'nin internet editörü, Devrimci Karargah operasyonu kapsamında gözaltında.

Kim bu yönetici

İstanbul'daki Devrimci Karargah operasyonunda Vatan Gazetesi'nin internet sitesi yayın müdürü Aylin Duruoğlu'nun gözaltına alındığı belirtildi.

Diyeceksiniz ki haber doğrumu

Gazete, internet sitesinde gözaltı ile ilgili şu açıklamayı geçti:

Arkadaşımız gözaltında

Gazetemizin internet sitesini yöneten arkadaşımız Aylin Duruoğlu, İstanbul'da polisçe sürdürülen soruşturma çerçevesinde gözaltına alındı. Avukatına; "Polisin kendisine gösterdiği 10 kişilik listeden 9 kişiyi hiç tanımadığını, yalnızca birisini yıllar önce üniversiteden tanıdığını" belirten arkadaşımız Duruoğlu'nun bugün Emniyet'te ifadesinin alınması bekleniyor. 

Lafın kısası haber doğru...

Şimdi Vadinin gösterdiği hedef doğru çıktı merakla beklenen soru şu Mutlu Çocuk Zafer Mutlu'da tasviye edilecek mi ?Bunu da yaşayarak göreceğiz...


KurtlarVadisi-Pusu.Com Haber Servisi



Kurtlar Vadisi Pusu, bu hafta yine nefes kesecek bir bölümle ekranlara geliyor

Geçtiğimiz haftanın finalinde nefesleri kesen restorandaki gergin restleşmenin galibi kim olacak?

Polat Alemdar’ın eline düşen İskender’in adamı Zeki, İhtiyarlar tarafından mı yetiştirildi? Zeki Polat’a neler anlatacak, hangi şok edici bilgileri verecek? Polat Alemdar’ın Zeki ile ilgili planı ne olacak?

İskender’in karanlık planları arasında devletin tepesindeki hangi sürpriz isimlere suikast planı var?

Son olayların ardından Polat’a kırgın olan Halo Dayı’yı bekleyen şok gelişme ne olacak?

Tüm bu soruların cevabı ve daha fazlası 30 Nisan Perşembe akşamı yayınlanacak Kurtlar Vadisi Pusu’nun 57. bölümünde olacak…

Kurtlar Vadisi Pusu bu hafta yine nefes kesecek bölümlerle ekrana geliyor.Halo ve Polat geriliminin akıbeti ne olacak ?Zekiyi Polat'a kaptıran İskender'in diğer planı ne olacak? Parmaksız'ı nasıl süprizler bekliyor?Cavit Akarsu Polat'tan kurtulabilecek mi?Tüm bu soruların cevabı ve daha fazlası 30 Nisan Perşembe Akşamı yayınlanacak Kurtlar Vadisi Pusunun 57.Bölümünde olacak.




Ercüment Beyin Yazısı

Müslümanlık dünyasında aşağılık kompleksi mi saf dillilik mi

Obama bizi şaşırtmadı

Çünkü biz Fransız İmparatoru Napolyon'u biliyoruz;Mısır'ı işgal etmeden önce müslüman olduğu ilan ediliyordu dünyaya.

Alman İmparatoru Wilhelm'i biliyoruz;Müslümanların hamisi olarak kutsal topraklara kadar gitti.

Ya Hitler...Kudüs müftüsü onu müslüman ilan etmedimi.Yıllardır okuruz Prens Charles'ın nasıl hidayete erdiğini.

Şimdi de Obama

Küresel vizyonu olan herkes bu coğrafyada en önemli kart olarak islamı seçer.Peki İslam dünyası bu kartı seçenlerin zokasını neden yutar.Çünkü aşağılık kompleksi adeta virüs gibi geniş bir coğrafyayı kaplamaktadır.Senin dinin sömürgeciye karşı iken emperyalizme karşı iken sen nasılsömürgecinin ayağının altına halı serersin.
Neymiş Afrikalıymış bizdenmiş bizi anlarmış.Bir tane türklük şuuru olan senatörü senatoda görelim.Müslümanlık şuuru olanı Temsilciler Meclisin de görelim.Bırakın ikisini bir tane sosyalizim şuuruna sahip birini Amerika'nın yönetim mekanizmasında görelim.

O zaman anlarız 
Obama bizden mi onlardan mı...


Sahte Müslümanlar ve Dinlerarası Diyalog Tarihi

Dinler arası diyaloğun, 1960' larda Vatikan'ca ortaya atıldığı söylenir. Ama aslında çok daha eski bir tarihi vardır.
Örneğin, pek bilinmez ama ABD' nin Chicaco eyaletinde, 11 Eylül 1893 tarihinde, değişik dinlere mensup binlerce (7.000) din adamının katılımıyla büyük bir Dinler arası Diyalog toplantısı düzenlenmiştir. Bu toplantıya sadece Hıristiyan, Müslüman ve Museviler değil, Hinduizm' den Könfüçyüsçülüğe varış tüm geniş kapsamlı inanışların temsilcileri katılmıştır.
Sadece bu örnek bile, diyalog denen organizasyonun tarihi hakkında bir fikir verebilir.

Misyonerlik Kimin Geleneği

Misyonerlik; Batı' nın, yayılmacı ve emperyalist-sömürge politikalarının bir ihtiyacından doğmuştur ve bunun ürünüdür.
Hani savaşlarda, önden bir keşif grubu gider, araziyi, koşulları ve sosyal pozisyonları inceler de sonrasında asıl işgal birliği, onlardan gelen bilgilere göre saldırı planını hazırlar ya.
İşte misyoner de öyle bir şeydir.
Yani Emperyalist ve yayılmacı batılı politikaların, işgal öncesi izci-keşif birliğidir.

Bu, misyonerin bir yönüdür,


Sahte Müslümanların Diyalog Masalları

Bir kültürü ve bu kültürün egemenliği altındaki toprakları zapt etmenin değişik yolları vardır.
Bu yollardan biri de, malını gasp etmek istediğin kişinin kültürüne ve dâhil olduğu gruba, yakın olduğun izlenimini yaratmaktır.
Tarihte bu mantıkla hareket etmiş ve kendisinin Müslüman olduğu, din değiştirdiği, hacca gittiği gibi yalanlar atarak, söylentiler yayarak bu emellerine ulaşmaya çalışmış ve bazen de bunu başarmış pek çok zat vardır. 

Tek tek bakalım bu sahte müslümanlara;






Kaiser Wilhelm II

Örneğin bu şahıslardan biri; Alman İmparatoru 2. Wilhelm' dir. Bu zat, kendisinin Müslüman olduğu ve hacca gittiği gibi yalanlar yayarak kendisini, "Müslümanların Koruyucusu ve Hamisi Hacı Wilhelm" olarak lanse ettirmişti. Amacı ise Osmanlı Devleti' ni, Almanya' nın bir sömürgesi haline getirmekti.
Bu tarihi bilgide çok ilginç de bir benzerlik vardır. Burada belirtmeden geçemeyeceğim. Sözde Hacı Wilhelm, şimdiki İngiltere Kraliçesi 2.Elisabeth' in önceki hafta İstanbul' a gelişi ile inanılmaz derecede benzerlik gösteren bir şekilde, bir Alman savaş gemisi ile İstanbul' a gelmişti. (Sene 1889)
(Ki bu savaş gemisi de, aynı Queen Elisabeth gemisi gibi, imparatorun kendi adını taşıyordu. Yani geminin adı; İmparator 2. Wilhelm Zırhlısı idi) Gemi, aynı şekilde İstanbul Boğazı' na demirlemiş ve İmparator 2. Wilhelm, Padişah 2. Abdülhamit'le görüşmeler yapmıştı.
2. Wilhelm, bu arada el altından yüzlerce Protestan-Alman misyonerini de (Vaiz sıfatı ile) Osmanlı İmparatorluğu' na göndermeyi ihmal etmemişti.




Napolyon Bonaparte

Bir diğer sahte-gizli Müslüman, Napolyon BONAPARTE' dir. Bu zatta, Mısır' a seferler düzenlemeden ve Osmanlı Limanlarına donanmasını yığmadan önce, bir sahte Müslümanlık dedikodusu çıkarmış sonra da Mısır Vilayetimizi işgale kalkışmıştı.




Adolf Hitler

Bir diğer sahte-gizli Müslüman; Adolf HİTLER' dir. O dönem Hitler' in de, din değiştirdiği ve "Haydar" adı ile gizli Müslüman olduğu söylenceleri yayılmış, bir yandan da Kudüs Müftüsü; "Hacı Emin El Hüseyni" isimli zat, onun Ortadoğu politikalarının dini maşası olmuştu. Sonrası malum zaten.Hatta tam ismi Haydar Ebu Ali olan bir Müslüman olarak lanse edildi...


Kudüs Müftüsü Hacı Emin El Hüseyni ile Adolf Hitler'in Görüşmesi









Prens Charles

Bir diğer sahte-gizli Müslüman, Prens Charles' a gelince; Bu zat, kendisi hakkında çıkan bu tür dedikoduları yalanlamamaktadır. Ancak bu dedikoduların çıkış tarihine bakınca, işin aslı anlaşılacaktır. Çünkü dedikoduların çıkış tarihi, ilginç bir şekilde, 1. Körfez Savaşı' ndan hemen sonra gerçekleşen ve İngiltere' nin Arap Ülkeleri ile bir dolu silah anlaşmaları yaptığı bir döneme denk gelmektedir. İşe bakın.





Papa II. Jean Paul

Papa II. Jean Paul'ün kökenleri Türkiye'den Polonya'ya göç etmiş bir çifte dayanıyordu. Evde namazını kılarlar dışarıda Katolikmiş gibi görünürlerdi. Jean Paul'ün asıl adı ise Varol Yusuf'tu..


Zaten diyaloğu da bunun için yapmaktadırlar. Çünkü Diyaloğun sonucunda, yani herkes Müslüman olunca, bunlar da gerçek inanışlarını açıklayacaklardır zaten. Daha neler neler anlatsak bitiremeyiz. 





Barack Hüseyin Obama

Barack Hüseyin Obama Gizli Müslüman mı?
Sizler bu yazdıklarımdan sonra cevaplarınızın koro şeklinde HAYIR olduğunu duyar gibiyim...

Bu söylentiden sanırım; ABD' den, yeni başkanlık döneminde, "daha sert bir anti Müslüman-emperyalist politika" bekleyebileceğimiz anlamı çıkarılabilir.Zira tarihte ne zaman böyle bir söylenti dolaşsa, hemen akabinde bol miktarda Müslüman kanı döküldüğü tecrübeyle sabittir. 


Kurtlar Vadisi Pusu 
Site Yönetimi

mak_sas_sat

Çocukluğumdaki kahramanlarımızı hatırlıyorum: Kara Murat, Tarkan, Malkoçoğlu, Süpermen... Hiçbiri yasadışı yöntemlere başvurmazdı. Peki ya şimdiki kahramanlar? Polat Alemdar malumunuz... Peki ya sevimlilik abidesi (!) Muro ile Çeto ne olacak? Ya her fırsatta 'kafaya sıkmak' için yanıp, tutuşan Memati? Uyuşturucu baronu Halil İbrahim'in hâlâ 'kanka' olarak ortalarda dolaşmasına ne diyeceksiniz? Adanalı'daki azılı sahtekar Fiko niye bu kadar sempatik? Ya örgüt mensubu Barudi'nin tövbesine ne kadar inanacağız? 'Kötü' kahramanlar, iyilere nal toplatıyor. Yeni dünya düzeni 'Yaşasın kötülük' sloganı üzerine mi kuruldu yoksa?



Kurtlar Vadisi Pusu'nun son bölümünde bir 'kehanette' daha bulunuldu. Malum, dizi senaristlerinin sihirli bir küresi var. Olacakları önceden görüp, dizinin öyküsüne dahil ediyorlar. Bu hafta yakalanan PKK itirafçısı Parmaksız'ın verdiği ifade, derin devletin ileri gelenlerinin talimatıyla İskender Büyük tarafından değiştirildi. İfadeye bazı köşe yazarları ve gazetecilerin isimleri eklendi. Böylelikle bazı gazetecilerin PKK ile ilişkisi belgelenmiş (!) olacak ve halk tarafından adeta 'linç edilmeleri' sağlanarak, pasif hale getirileceklerdi. Gazetenin genel yayın müdürü Yıldız, bu listeyi patronuna götürdü. Zaten o yazarları gazeteden uzaklaştırmak için bahane arayan patron da 'gereğinin yapılmasını' emrederek, gazetecilerin iplerini çekti... Bilindiği gibi DTP'ye yönelik başlatılan operasyonlarda pek çok kişi gözaltına alındı. Bunların içinde örgütün idareci kadrosunda görev yapanların bulunduğu da iddia ediliyor. Bir de bakmışsınız, itirafçıların ifadelerinden biri, medya dünyasını karıştırmış... Bakalım Kurtlar Vadisi Haber Bülteni'nde sunulan bu son haber de diğerleri gibi gerçek olacak mı? Bu arada Ebru'nun bekar kız arkadaşları ile Polat'ın bekarlardan kurulu takımı evdeki partide buluşup, kaynaştı. Güllü Erhan dışında kalan delikanlı arkadaşlar (Memati ve Abdülhey) pek ketumdu. Ama Ebru'nun kız arkadaşları koca bulma konusunda maşallah pek iştahlı çıktılar. Bence Vadi ekibinin bugüne kadar en fazla zorlandığı 'kuşatma' bu oldu... Bir de bizim Vadi'de 'buharlaşanlardan' hâlâ bir haber yok. Mesela Polat'ın kız kardeşi Safiye Karahanlı'ya ne oldu? Yurtdışında olsa bile, insan hiç olmazsa evlendiğini kız kardeşine haber vermez mi canım?

AYLARDIR Ergenekon’un 1 numarasının kim olduğu tartışılıyor; her kafadan bir ses çıkıyor. Bu hafta Kurtlar Vadisi’nde, Polat Alemdar ve adamlarının telefonları, evleri dinlemeye alındı, bürolarında arama başlatıldı, nereye gitseler devletin güvenlik elemanları peşlerinde... Öyle bir duruma geldiler ki, silahlarını naylon torbalara doldurup, çöp bidonlarına atmaya başladılar. Türkiye’nin yakın tarihini, bugününü ve yarınını anlatan dizide, Polat’ın durumu, akla Ergenekon’u getirdi, Polat’ın kimliğinde de Ergenekon’un 1 numarasını... Dizide başka ipuçları da vardı, mahkûmlardan alınan ve üzerinde oynanan ifadeler, bazı gazetelere dağıtılan belgeler... Aklıma sezon finali geldi, belki de, yaz tatiline girerken, Polat sorguya alınacak, sonrasında da hapse düşecek... Dizi gittikçe ilginç hale geliyor, nereden ne çıkacağı, neyin ne zaman olacağı belli değil. Bir de İskender’in eli sopalı kızı var, ilginç bir tip, o da senaryoya katkıda bulunabilir. (Bir not: Bu hafta Polat, arkadaşlarını evde topladı, eğlence gibi, amacı arada dışarıya çıkmak, gözlerden ırak bazı işler çevirmekti, ama annesi ilk defa kaynanalığını gösterdi(!) gelinine “Ben hastayken eve misafir çağrılır mı?” diye...)






Kurtlar Vadisi Pusu 55.bölümüyle yine nefesleri kesti.Bakalım son iki haftanın ratingleri arasında nasıl bir değişim yaşanmış.


ILK 100 PROGRAM /HEDEF KITLE : AB
23 NISAN 2009 PERSEMBE

NO PROGRAM ADI KANAL RATING (%) SHARE (%)

2-KURTLAR VADISI PUSU SHOW 12,13% 32,31%

ILK 100 PROGRAM /HEDEF KITLE : AB
16 NISAN 2009 PERSEMBE

NO PROGRAM ADI KANAL RATING (%) SHARE (%)

2-KURTLAR VADISI PUSU SHOW 13,81% 32,94%

Kurtlar Vadisi Pusu 56.Bölümde AB’de yine bir yol kat edememiş.Birinciliği yine Ask-ı Memnu’ya kaptırmış.Rating de % 1,68 düşüş yaşanırken Share de % 0,63 düşüş yaşanmış.Bu hafta bir yükseliş beklerken tam aksine düşüş bile yaşanmış.Bu durumun bir an önce düzeltilmesi gerekiyor.


ILK 10 PROGRAM / HEDEF KITLE : TOTAL
23 NISAN 2009 PERSEMBE

NO PROGRAM ADI KANAL RATING (%) SHARE (%)

1-KURTLAR VADISI PUSU SHOW 15,93% 37,92%

ILK 100 PROGRAM /HEDEF KITLE : TOTAL
16 NISAN 2009 PERSEMBE

NO PROGRAM ADI KANAL RATING (%) SHARE (%)

1-KURTLAR VADISI PUSU SHOW 16,25% 37,25%

Bu hafta yine Total de birinciliği kimseye kaptırmamışız.Ancak Rating de % 0,32 düşüş yaşanırken Share de % 0,67 yükseliş yaşanmış.


KurtlarVadisi-Pusu.Com Haber Servisi
NuPeLDa


55.Bölümde İskender Büyük’ün oyununa gelen Polat Alemdar sevkiyata engel olamadı.

56.Bölümde Polat Alemdar, Cavit Akarsu’yun inşaat alanına giderek ofis ve çevresini izledi.Ardından Cavit Akarsu’yu ofisine geldi.Polat Alemdar’da kendi ofisine geçti.Cavit Akarsu ofisine girdiğinde masasının üzerinde duran haritaları inceledikten sonra İskender Büyük’ü arayarak Polat Alemdar’ın peşinde olduğunu bildirdi.

Ofise geçen Polat Alemdar, Memati ve Abdülhey’le durum değerlendirmesi yaparak bir an önce harekete geçmek zorunda olduklarını söyledi.

Diğer yandan kendi adamlarıyla toplantı yapan İskender Büyük, Polat Alemdar’ı nasıl köşeye sıkıştıracağını planlamaya başladı.

Hastaneye giden Polat Alemdar, Halo Dayı’dan Cavit Akarsu’yla görüşmek istediğini ve onu arayarak randevu almasını istedi.Cavit Akarsu’yu arayan Halo Dayı ertesi gün için randevu alabildi.Çünkü Cavit Akarsu, Halo Dayı’ya şehir dışında olduğunu söyledi.Cavit Akarsu’yun İstanbul’da olduğunu kendi gözleriyle gören Polat Alemdar bu duruma çok kızdı.

Cavit Akarsu’yun ofisine giderek Yalçın Bulut’u vuramadıklarını ancak en kısa zamanda vuracaklarını bildiren Muro bu sefer başka bir görevle karşılaştı.Cavit Akarsu, Muro’ya bir liste verdi ve bu listedeki kişilerden haraç alması gerektiğini söyledi.Yani Muro’nun yeni görevi tefecilikti.

Memati’nin Yalçın Bulut’la yaptığı plana göre hareket eden Gamze, Fuat Tamer Tataroğlu’na bebeği aldırdığını, bundan sonra yurt dışından yaşayacağını ve en kısa zamanda boşanmak istediğini söyledi.Durumu kabullenmek zorunda olan Fuat Tamer Tataroğlu, Gamze’nin gidişine çok üzüldü.

Diğer yandan Davut Tataroğlu’na bebeği aldırdıkları konusunda yalan söylemek zorunda kalan Yalçın Bulut bu yalanın ortaya çıktığı taktir de bir daha Davut Tataroğlu’nun yüzüne nasıl bakacağını düşünmeye başladı.

Öte yandan Funda’nın randevuya gelmeyişi İnci’yi çok üzüldü.

Ebru’yu almaya Ercüment Bey’in evine giden Polat Alemdar içeri girmek zorunda kaldı.Kayın babasıyla tavla oynayan Polat Alemdar oyunda kayın babasını yendi.Ebru babasının ilk yazısını eşine okuduğunda Polat Alemdar yazıyı beğendiğini ancak biraz sert olduğunu söyledi.

Hikmet’in yanına giden Erhan, Hikmet’e kendi eli için bir silah düzeneği yaptırdı.

İskender Büyük’ün hayatına dair her şeyi öğrenmek isteyen İnci, Funda’nın randevuya gelmeyişini bir engel saymadı ve akşam Yalçın Yıldız’la birlikte Funda’nın çalıştığı bara giderek onunla tanıştı.

İskender Büyük’ün planlarını Polat Alemdar’a anlatmak için ofise gelen Albay istifa etmek istediğini ve İskender Büyük’ün, Polat Alemdar’ın elindeki her şeye el koyacağını bildirdi.

Diğer yandan Nazır limanda silah kaçakçılığından kazandıkları paraları ortaklar arasında paylaştırdı.

Cavit Akarsu’yun verdiği randevuya gitmek için ofisten çıkan Polat Alemdar, polisin güvenliği aradığını görünce çok sinirlendi.Arabasına binerek hızla uzaklaşırken İskender Büyük’ün adamları tarafından takip edildiğini fark etti.Randevuya Halo Dayı’yla giden Polat Alemdar, Cavit Akarsu’ya yarının olmadığını söyledi.Oradan ofise geçen Polat Alemdar’la Halo Dayı şiddetli bir şekilde tartıştılar.Çünkü Halo Dayı, Cavit Akarsu’yun masum olduğunu ve Polat Alemdar’ın yanlış yaptığını düşünüyordu.

Polisler ofisten sonra Memati’nin limanınıda bastı.

Ofiste Abdülhey’le oturan Polat Alemdar’ın birden aklına Ebru’nun akşam için arkadaşları çağıralım fikri geldi.Başta bu fikri kabul etmeyen Polat Alemdar, Ebru’ya akşam için arkadaşlarını çağırmasını söyledi.

Parmaksız’a yeni ifadesini okutan İskender Büyük, Parmaksız’ın itiraz etmesine rağmen ifadeyi imzalatmayı başardı.

Ofise gelen Muro, Cavit Akarsu’yun verdiği yeni görevi Polat Alemdar’a anlattı.Bu durum karşısın da Polat Alemdar’ın aklına müthiş bir fikir geldi.

Yalçın Yıldız’la görüşen Fuat Tamer Tataroğlu, Yıldız’dan Gamze’nin bebeğini aldırdığı doktorlar görüşmesini istedi.

Akşam Polat Alemdar ve Ebru’nun evindeki davete giden Memati hiç beklemediği bir süprizle karşılaştı.Çünkü Ebru’nun en yakın arkadaşı olan Sedef kendisinden çok hoşlanmıştı.Ancak o bebeğinin annesini yani Gamze’yi affedip eve geri almıştı.Bu durumu yeni öğrenen Polat Alemdar tepki gösterdi.Bu arada Polat Alemdar, İskender Büyük’ün adamları tarafından dinleniyordu.Polat Alemdar’ın verdiği emre göre hareket eden Muro, Cavit Akarsu’yu arayarak dışarı da buluşmaları gerektiğini söyledi.Memati’yle birlikte kimseye belli etmeden dışarı çıkan Polat Alemdar, Muro’nun verdiği adrese gitti.Restaurant da tek başına oturan Cavit Akarsu’yun başına silahı dayayan Polat Alemdar, Halo Dayı’nın geldiğini görünce çok şaşırdı.Ancak bir davetsiz misafir daha vardı ki oda İskender Büyük’ün adamı Zeki’ydi ve oda Halo Dayı’nın başına silahı dayadı.Memati’nin de Zeki’nin kafasına silah dayamasıyla final yapan Vadi’de bakalım 57.bölümde neler olacak ?


KurtlarVadisi-Pusu.Com Haber Servisi
NuPeLDa

Az Önce Diziyi tekrar izlerken fark ettim yönetmenimizin burda bi hatasını yakaladım cam'a arka taraftaki dizi ekibinden birinin görüntüsü yansımış.




KurtlarVadisi-Pusu.Com Ekibi



Kurtlar Vadisi Pusu 56.Bölümde Çalan Müzikler Sitemize Eklenmiştir.Aşağıdaki Linke Tıklayıp Müziklere Ulaşabilirsiniz.

ILK 10 PROGRAM /HEDEF KITLE : AB
23 NISAN 2009 PERSEMBE

NO PROGRAM ADI KANAL RATING (%) SHARE (%)
1 ASK-I MEMNU KAND 15,56% 39,64%
2 KURTLAR VADISI PUSU SHOW 12,13% 32,31%
3 ASK-I MEMNU (OZET) KAND 8,09% 24,77%
4 UGUR DUNDAR''LA STAR HABER STAR 6,64% 23,85%
5 GUNUN OLAYI STAR 5,09% 20,48%
6 YEMEKTEYIZ SHOW 4,91% 22,57%
7 M.ALI BIRAND''LA KANAL D ANA HABER KAND 4,77% 18,48%
8 PARMAKLIKLAR ARDINDA ATV 4,66% 13,10%
9 KURTLAR VADISI PUSU (OZET) SHOW 4,32% 11,99%
10 ALI KIRCA ILE ANA HABER SHOW 3,73% 14,36%


ILK 10 PROGRAM / HEDEF KITLE : TOTAL
23 NISAN 2009 PERSEMBE

NO PROGRAM ADI KANAL RATING (%) SHARE (%)
1 KURTLAR VADISI PUSU SHOW 15,93% 37,92%
2 ASK-I MEMNU KAND 12,99% 29,09%
3 TEK TURKIYE STV 9,14% 21,92%
4 PARMAKLIKLAR ARDINDA ATV 6,54% 16,64%
5 ASK-I MEMNU (OZET) KAND 6,38% 16,67%
6 UGUR DUNDAR''LA STAR HABER STAR 6,07% 17,98%
7 KURTLAR VADISI PUSU (OZET) SHOW 5,58% 13,52%
8 GUNUN OLAYI STAR 4,67% 15,84%
9 M.ALI BIRAND''LA KANAL D ANA HABER KAND 4,13% 13,32%
10 ALI KIRCA ILE ANA HABER SHOW 3,92% 12,55



Uçankuş’un “Dizi Güzelleri” anketi sona erdi…

50 bini aşkın oyun kullanıldığı ankette büyük bir çekişme yaşandı…

Kazanan:Sinem Öztürk (Arka Sıradakiler)

İşte Tanımayanlar İçin Kazanan Sinem Öztürk'ün Resmi




İŞTE SONUÇLAR

Aslı Enver (Mine Kavak Yelleri)

5,13%
2799

Aslı Tandoğan (Lamia Dudaktan Kalbe)

2,41%
1315

Azra Akın (Ayrılık)

1,08%
593

Beren Saat (Bihter Aşkı Memnu)

16,34%
8901

Bergüzar Korel (Şehrazat Binbir Gece)

1,84%
1004

Eda Özerkan (Elif Aşkı Memnu)

1,85%
1013

Ekin Türkmen (Elif Küçük Kadınlar)

1,29%
706

Evrim Akın (Bez Bebek)

1,69%
926

Fahriye Evcen (Necla Yaprak Dökümü)

6,28%
3423

Funda Eryiğit (Seyhan Canım Ailem)

1,65%
900

Gamze Özçelik (Zeynep Arka Sokaklar)

6,43%
3507

Gökçe Bahadır (Leyla Yaprak Dökümü)

0,60%
329

Gülden Dudarık (Cemile-Baba Ocağı)

1,16%
637

Hande Soral (Armi Küçük Kadınlar)

1,21%
661

Hatice Şendil (Ebru Kurtlar Vadisi Pusu)
1,56%
852

Melisa Sözen (Narin Bir Bulut Olsam)

0,40%
220

Meltem Cumbul (Nazlı Aşk Yakar)

0,33%
182

Özge Özpirinçci (Melekler Korusun)

0,71%
391

Pelin Karahan (Aslı Kavak Yelleri)

2,12%
1157

Selin Demiratar (İdil Adanalı)

0,74%
406

Sinem Kobal (Selena)

0,80%
439

Sinem Öztürk (Arka Sıradakiler)

26,13%
14237

Tuba Büyüküstün (Asi)

17,13%
9332

Tuba Ünsal (Csi)

0,59%
324

Vildan Atasever (Gece Sesleri)

0,40%
218

Ankete Toplam 54472 Kişi Katılmıştır.


Beykent Üniversitesi öğrencilerinin belirlediği 8’inci İletişim Ödülleri, önceki gün Ayazağa Kampusü’nde düzenlenen törenle sahiplerini buldu.‘En İyi Stand-up’ kategorisinde ödül alan Avrupa Yakası’nın Volkan’ı, ünlü komedyen Ata Demirer, tören sonrasında, yaz aylarında yeni bir komedi filmiyle hayranlarının karşısına çıkacağını açıkladı. Demirer, “Bir komedi filmi yazdım. Bitirmeye çalışıyorum, yaza yetiştireceğim. Filmin ismi ‘Eyvah Eyvah’ olacak” dedi.

ÖZCAN’I UNUTAMADIM
Bundan sonra komedi filmlerinde rol almak istediğini anlatan Demirer, “Osmanlı Cumhuriyeti’nde oynadığımiçin pişman değilim. Ama tamanlamıyla bir komedi filmi olmadı. Bu yaşlarda bol bol komedi filmi yapması lazım komedyenlerin. Şimdi bir drama teklifi gelse, kolay kolay kabul edeceğimi zannetmiyorum. Zaman ilerliyor, yaşlanıyoruz.

Başladığımda 28’dim, şu an 32 yaşındayım. Daha elle tutulur çok komik bir film silsilesi yakalayamadım” diye konuştu. Şubat ayında kaybettiğimiz usta sanatçı Gazanfer Özcan’ı çok özlediğini de belirten ünlükomedyen, “Gazanfer Abi’yi unutamadım. Setin içinde sürekli varlığını hissediyorum” dedi. Demirer, Kurtlar Vadisi’nin birçok ödül alması hakkında ise, “Bence bizim halkımız Kurtlar Vadisi’nden etkilenmiyor, onunla eğleniyor” yorumunda bulundu.

Türkiye, çok daha ağır sancılı günler bekliyor.
Gündemin demirbaşı belli: İşsizlik, yoksulluk ve açlık…
Başka gündemler de var:
ABD talimatıyla Ermenistan sınır kapısının açılarak Azerbaycan ile aramızın açılması,
AKP’nin tüm karşı çabalarına rağmen sandıktan çıkan Derviş Eroğlu başbakanlığındaki KKTC’nin AB sopasıyla köşeye sıkıştırılarak Rumların kucağına itilmesi,
ABD Başkanı Barack H. Obama’nın talepleri istikametinde Afganistan’a muharip Türk gücü gönderilmesi,
Kuzey Irak’ta kurulan Barzani’nin karton Kürdistan Bölge Devleti’nin Ankara tarafından korunup kollanması,
Türk milletinin milli birliğinin, milli bütünlüğünün ve sosyal dokusunun “demokratik ve etnik katalizatörler”le parçalanmasının ve dağılmasının hızlandırılması,
IMF’nin üç kuruşuna karşılık ecnebilere son tavizlerin de verilerek milletin tüm kaynaklarının peşkeş çekilmesi…
İşsizlik, yoksulluk ve açlık, bütün bu sancılı devlet işlerinin önüne geçti.
Millet işsizlikle boğuşuyor.
Açlık ve yoksullukla cebelleşiyor.
Tencereler kaynamıyor.
Hiçbir vaveyla veya hiçbir senaryo, işsizliği bastıramaz, bastıramıyor.
Ne 1 Mayıs vaveylası…
Ne Ergenekon gulgulesi...
Ne Kurtlar Vadisi homurtuları, ne de bunların üçüncü sınıf taklidi “derin devlet diziler” milletin açlığını bastırabilir.
İşsizlik, yoksulluk demektir, açlık demektir… Neticede sosyal patlama demektir.
Açlık, ne ile bastırılabilir ki?!
Aç kalan insan neler yapmaz ki…
Türk milleti işsiz… Yani aç ve yoksul!
Çok milyonları aştı, artık on milyonlarla ifade ediliyor işsizler ordusu!
AKP hükümetinin işsizliğe çaresi var mı?!
Yok…
Hükümet “işsizler ordusu”na her ay katılan milyonların istatistiğini yapmakla meşgul…
Hükümetizn yaptığı bütçe revizyonuna göre, Türk ekonomisi yüzde 7.5 geriye gidecek… IMF raporuna göre Türk ekonomisinde yüzde 5.1 küçülme yaşanacak; bu oranın neticesinde ekonomi yüzde 10 daralacak.
Bunun getireceği işsizlik rakamlarını hesap eden yok…
Bu küçülme “on milyonlar”ca insanımıza iş kaybettirecek!
Başbakan hala “teğet geçti” diyor.
Çünkü başka söyleyecek bir şeyi yok, yapacak bir tespiti yok ki… Ne desin?!
Ben Erdoğan’a şaşmıyorum, hala AKP’den bir şeyler bekleyenlere şaşıyorum… Bekleyenler ne bekliyor, ne diye bekliyor?! AKP hükümeti, ekonomide çuvalladığını “teğet geçti, bir şey olmaz inşallah, işsizliğe çare bulamadık” ifadelerinden başka daha açık nasıl ifade etsin!?
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyden “iç ve dış talebin daraldığını” öğrenmişler… O kadar. Devamını ve çözümünü öğrenmeye yürekleri el vermemiş.
Prof. Dr. Baş, talep daralması probleminin halli ve tüketici kesimin nasıl güçlendirileceği hususunda dünya çapında Sosyal Devlet projeleri ortaya koydu.
Nitekim Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, “talebin daraldığını gördü. Nihayet Bakan Çelik, “talebin daralması ve dış ve iş talebindeki daralma özellikle ihracat ve sanayideki daralma, dolayısıyla istihdama olumsuz yansımaları söz konusu; bunu da rakamlarda görüyoruz zaten” diyor… Bu kadar.
Talep daralması yaşanıyor… Tamam da çareniz ne, çözümünüz ne?!
Açlığa talim, yoksulluğa talim, birkaç Fak-Fuk-Fon yardımı ve sabır tavsiyesi!
Türk milleti, üç kuruşluk Fak-Fuk Fon anlayışıyla idare edilemeyecek kadar potansiyeli büyük bir millettir… Tüm peşkeşlere, hortumlamalara ve borç batağına rağmen Türk ekonomisi de öyle!
Türkiye’nin selamete çıkması için, Bağımsız Türkiye ve Milli Ekonomi Modeli anlayışı şarttır.
Çalışma Bakanı, işsizlik oranı yüzde 20’lere varınca, talep daralmasını nihayet görmüş… Ama çaresi yok, çözümü yok… Çünkü bütçesi ve kaynağı yok!
Hükümet IMF’ye bağlı, küresel müflislerin dümen suyunda!
AKP’nin, talep daralmasını açacak bütçesi mi var?! Nerede…
Talep daralmasını halletmek için, tüketici kesimi güçlendirmek, vatandaşlın cebine para koymak gerekiyor. Üreticiye ve pazara müşteri oluşturmak gerekiyor… Prof. Dr. Baş, bütün bunların projelerini, formüllerini ve kaynaklarını ortaya koydu. Prof. Dr. Baş, her vatandaşa 500 TL vatandaşlık maaşı vereceğiz, ek olarak her ev hanımına “kamu işçisi statüsü”nde 500 TL ev hanımı maaşı bağlayacağız derken, hesabını-kitabını ortaya koydu, kaynaklarını gösterdi.
AKP veya diğerleri, yani IMF’ciler bunları yapabilir mi?
Yapamazlar… Ne AKP, ne MHP, CHP veya bir başkası! Yapamazlar.
Bu krizi bitirecek olan, talep daralmasını halledecek, işsizliğe son verecek, sürekli büyüme ve tam istihdamı sağlayacak olan tek kadro BTP kadrosu ve tek lider de Prof. Dr. Baş’tır.
AB ülkeleri Prof. Dr. Baş’tan proje alıp uyguluyor, ABD başkanları ondan çözüm çalaıp açılım yapıyorlar, Rusya, Almanya, Japonya, Venezüella ve hatta Vatikan gibi 50’yi aşkın devlet Prof. Dr. Baş’tan ders alıp batmaktan kurtulmanın yolunu buluyor… Bu çözüm ve milli ekonomiyi, Türk milletine çok görerek halkımızı açlığa ve sefalete mahkum eden bazı yerli ahmaklar ise, bunu BTP’ye yaptırmazlar yalanıyla devlete ve millete kan kaybettiriyorlar. Türk milleti, bunların kitabını dürdüğü vakit, açlıktan, sefaletten, zilletten kurtulacak; bağımsız, müreffeh ve onurlu bir millet olmanın bayramını yaşayacaktır… Bu vesile ile tekrar 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramımızı kutlar, şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve şükranlarımla yad ederim.

Kurtlar Vadisi Pusu 57.Bölüm Fragmanı Yayınlandıktan  Hemen Sonra Bu Adreste Olucak.



Vadi'nin bu akşamki bölümünde Türkiye ile Azerbaycan ilişkileri masaya yatırıldı. İşte Erdoğan'ı çok kızdıracak o konuşma;

Kurtlar Vadisi
bu kez de Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine el attı. Dizinin bu sezonki bölümlerinin konuk oyuncusu Azeri silah kaçakçısı, dün akşam AK Parti'nin Ermenistan açılımını bakın nasıl değerlendirdi!

Kurtlar Vadisi, aksiyondan uzaklaştı alema daldı. Dizinin ağır abisi Polat, dün akşam kendi mahallesini akşam ev gezmeye davet etti, hem de çöpçatanlık için. Gazeteciler.com'un haberine göre dizide magazin boyutunun dışında dizide çok önemli iki mesaj yer aldı. Bunlardan ilki önümüzdeki günlerde görüşülecek Soykırım Yasası diğeri ise Türkiye-Azerbaycan ilişkileri!



Dizinin bu sezon bölümlerine eklenen silah kaçakçısı Nazır, Türklerin kanayan yarası Karabağ sorunu ve Hocalı Katliamı'na gönderme yaptı. Nazır, silah kaçakçılığından elde edilen gelirin bir bölümünü sürgündeki Türkler için kullanılacağını söylemesi üzerine itirazlar yükseldi. Nazır ise kendinden emin Türkiye ile Azerbaycan ilişkilerinin bozulduğunu sert sözlerle dile getirdi. Nazır son olaylardan sonra Azerbaycan halkının Türkiye'ye küstüğünü söyledi.

İşte o sözler;

Nazır: Bu paranın bir hissesini de Hocalı'da yitirdiğimiz gardaşlarımızın kalanları için ayırmışam.

- Benim payımdan ne münasebetle Hocalara pay ayırıyorsun.

Nazır:Sen Hocalı hakkında heç bişey bilmirsen!

Memati: Adamım bu ayı, armuttan başka birşey bilmez. Son boşver!

Nazır:Zaten Azerbaycan'ın tamamı size küsmüş.

-Niye? Biz ne yaptık?

Nazır: Bizim özümüz, özümüze bunu eylerse, başkaları neler eylemez? Ayıptır! Türk Türk'ü destekmesse, özümüz özümüze arka çıkmassa bize arka çıkanlar, bizi dizüstü koyarlar!



Kurtlar Vadisi'nde Türk-Azeri ayrılığı!

Türkiye'nin Ermenistan ile yürüttüğü diplomatik ilişkiler Kurtlar Vadisi dizisinde de konu edildi.

Kurtlar Vadisi Pusu'nun dün akşam ekrana gelen yeni bölümünde silah kaçakcısı Azeri Nazır'ın ağzından dizi senaristleri Türk-Ermeni yakınlaşmasına göndermede bulundu.

Nazır, Türkiye'nin Ermenistan ile başlattığı bu yakınlaşma adımının Azeri halkı üzerinde çok derin bir etki yarattığını ve büyük tepki çektiğini Azeri şivesi ile dile getirdi.

"Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur" diyen Nazır, Hocalı katliamına ve 1 milyon Azeri'nin yerlerinden edildiğine değindi.

Nazır'ın en çarpıcı sözü ise "Özümüz özümüze destek çıkmazsa, el ne yapar?" idi.

Nazır'ın ağzından verilen bir başka mesaj ise Azerbaycan'ın petrol zengini olmadığıydı.

Kurtlar Vadisi Pusu dizisinin senaristleri, Nazır karakterini bir kaç bölüm önce senaryoya katmıştı. Memati'nin silah bulmak için kullandığı Azeri Nazır karakteri ile Kurtlar Vadisi Pusu, son günlerde gündemden düşmeyen ve düşmeyecek gibi gözüken Türk-Ermeni yakınlaşmasının Azerbaycan'da yarattığı etkiyi daha çok dillendireceğe benziyor.



2008 Miss Globe Güzeli Almeda Abazi, İstanbul'a yerleştikten sonra Türk kültürüne çabuk alıştı. Kebap ile kilo aldığını itiraf eden Almeda, 'Adanalı' ile 'Kurtlar Vadisi' fanatiği oldu!..


Geçtiğimiz yıl 'Miss Globe' tacını takan '2008 Arnavutluk Güzeli' Almeda Abazi, İstanbul'a kısa zamanda uyum sağladı. 17 yaşındaki 'dünya güzeli', Carrefour Sa Maltepe'de düzenlenen sohbet toplantısında; hakkında merak edilenleri anlattı.

Alakurt'u beğeniyor
Toplantıya 34 yaşındaki annesi Albana Abazi'yle birlikte katılan Almeda, Türkiye'yi ve Türkleri çok sevdiğini belirterek, "Adımın dünya çapında duyulması için İstanbul'un iyi bir başlangıç olduğunu düşünüyorum" dedi. Lise son sınıfta okuyan Almeda, ileride bir Türk dizisinde oynamak istediğini belirterek, beğendiği oyuncular ve dizilerle ilgili şunları söyledi: "Adanalı dizisindeki Mehmet Akif Alakurt ile 'Kurtlar Vadisi'ndeki Polat Alemdar karakterini canlandıran Necati Şaşmaz'ı çok beğeniyorum. Bu iki diziyi de severek izliyorum." Annesinin işi nedeniyle 6 aydır İstanbul'da yaşayan Almeda Abazi, "Türk yemekleri ve kebap yüzünden üç kilo aldım" dedi.

Kadınlar Bu Polat Alemdar'ı Sevmesinde Kimi Sevsin ?Kurtlar Vadisi kadınların peşinde !

Kurtlar Vadisi dizisinin bu sezonki durumu eski sezonlara bakıldığında içler acısı...

İzleyici artık dizideki bir çok konuyu gerçek olarak değil de senaryo olarak algılamaya başladı.

Vadi'yi geçtiğimiz sezonlarda önemli kılan baş faktör, anlatılan
olayların gerçek yaşamla örtüşmesiydi...

Komplo teorileri bu dizide hayat buluyordu; izleyici gerçek yaşamda
gazetelerde, ekranlarda bulamadığı detayları dizide bulduğuna
inanıyordu.

Hatta dizinin çeşitli çevreler tarafından beslendiği senaristlerin
bazı kişilerce bilgilendirildiği haberleri de yayıldı...

Kurtlar Vadisi neden efsane olmuştu?

Çünkü anlattığı olaylar Türkiye ile örtüşüyordu...

Ancak ne zaman ki Vadi'nin senaristleri işin içine Cumhurbaşkanı'nı kattı...

İşte o sahne dizinin bittiğinin resmiydi...

Şimdi de İskender Büyük'ün tüm istihbarat birimlerinin başına geçmesi
ve Polat Alemdar'ın amiri konumuna gelmesi, bir Paşa'yı itirafçıya makamında öldürtmesi vs. dizinin gerçek yaşamla olan ilişkisini sorgulatıyor...

Bunların gerçek olduğuna inanabilir miyiz?

"Koskoca devlet İskender Büyük'e mi kaldı?" düşüncesi artık izleyicinin
belleğine işlendi ve dizinin inandırıcılık duvarları sarsıldı...

Aslında Kurtlar Vadisi'ni esrarengiz yapan şey; çok özel ve kimsede
olmayan, gerçek hayattan önemli kesitlerin bu dizi ile aktarıldığı
düşüncesiydi...

Hal böyle olunca erkek izleyiciler de Vadi'yi sanki maç izlermiş gibi
takip etmeye başladır...

Artık bu algı değişmeye başladığı için erkek izleyici Kurtlar
Vadisi
'ne eskisi kadar önem vermeyecek...

Vadi'nin senaristleri de bu durumu görmüş olacak ki, işin içine 'aşk'
öğesini yerleştirmeye başladılar.

Önceden Kurtlar Vadisi senaristlerinin kadınlara ve aşka bakış açısı
çok erkekçeydi... Bu nedenle de kadınlar Kurtlar Vadisi dizisine
futbol maçı muamelesi çekiyordu...

Memati ve Gamze arasındaki sert aşk, Abdülhey'in dul kadına olan aşkı,
son olarak Polat'ın Ebru ile olan yakınlaşması, Halo dayının
sevdası... Polat'ın sevimli hallere bürünmesi, bir çok erkeğin eşi, sevgilisiiçin layık görmediği sofra hazırlama işine girişmesi...

Bu kareler uzunca bir süredir Kurtlar Vadisi dizisinde rastlanmayan sahneler...

Vadi'nin senaristleri artık erkek izleyicinin kendileri için yeterli
olmayacağını, dizinin güç kaybettiğini hesaplayıp, kadınlara
yaklaşmayı tercih ediyor olabilir mi?

Bir de şu noktaya değinelim de kadınları can evlerinden nasıl
vurduklarını daha iyi anlatmış olalım...

Hani o koskoca Polat Alemdar var ya, hani İhtiyarlar Heyeti'nin ülkeyi
karanlık kişilerden kurtarmakla görevlendirdiği, gizli bilgilerin yer
aldığı 'Kırmızı Kitabı' dahi bilen o kahraman!

Polat'ın bu göreve getirilirken verdiği sözlerden birisi de 'evlenmemek' idi.

Zaten son bölümlerde de bu görevi icra eden bir kişinin 'evlenmemesi'
gerektiği temaları yeniden, vurgulanarak işlendi.

'İhtiyarlar Heyeti'ni bile karşısına almayı göze alıp, hatta ülkeyi
karanlık kişilerden kurtarmak gibi ulvi bir görevi bile riske atan o
delikanlı Polat Alemdar, baksanıza 'bir kadın' için neleri feda
edebiliyor...

Kadınlar bu Polat Alemdar'ı sevmesin de kimi sevsin?

;;