Set işçisiyken kabadayı oldu (1)

"Gençlere kötü örnek olduğumu sanmıyorum. Yakınıma geldiklerinde sigara içiyorsam söndürüyorum. Ödev defterlerine ya da formalarına imza attırmak istediklerinde atmıyorum. Bunlar hep onlara iyi örnek olmak için. Öğrencilerim telefon açıp 'Kenan Hoca seni izliyoruz' diyorlar mutlu oluyorum"
28/3/2005

Abdülhey için söylenebilecek ilk şey oldukça içine kapanık ve utangaç olduğu... Üstelik bu onun ilk gazete röportajı... Bütün bunlar üst üste gelince, ağzından mıknatısla laf aldım desem yeridir. İlk bölümden itibaren dizide aslında ama kamera arkasında çalışıyor. Dizinin prodüksiyon işleriyle ilgilenirken talih kuşu omzuna konuyor ve 30'uncu bölümden sonra KGT elemanı olarak "Vadi"ye sızıyor. Bir ilginç detay da adıyla ilgili... Nüfus kağıdındaki adı gerçekten de Abdülhey ama söylenmesi zor olduğu için bu güne kadar Kenan adını kullanmış. Kısacası şöhret adı, aslında kullanmadığı gerçek adı... Yani biraz ters bir durum onunkisi...

* Biraz kendinizden bahseder misiniz? Kimdir Abdülhey?
30 yaşındayım, bekarım. Üç kardeşiz. Bir abim var, bir de benden küçük kardeşim... Babam Elazığ'da devlet memuru, annem ise ev hanımı.. 1996 yılında Elazığ'dan çıktım. 3 yıl Antalya'da halı saha işletmeciliği yaptım. Askerlik bitimi Ankara'da bir spor kompleksinin başına geçtim. Kurtlar Vadisi projesiyle birlikte Necati Bey'le birlikte İstanbul'a geldik. Aslında diziye prodüksiyonda çalışarak başladım. Dizi setinin kurulması, ışık, kamera her şeyle iç içeydim. Sonra senaryodaki arkadaşlar Abdülhey karakterini yazdılar. İzleyici beni ilk 10 bölümde çöpçü olarak izledi. Sonra Polat beni yanına aldı.

* Kamera arkasından önüne geçmek sizi heyecanlandırdı mı?
Benim bir oyunculuk deneyimim yoktu. İlk kez kamera karşısına geçtim. Tabii biraz heyecan filan oldu, olmadı değil... Ama şimdi alıştım. Yine prodüksiyonla ilgileniyorum. Çünkü bir şeylerin tamamlanması için biz tüm oyuncular el birliğiyle mücadele ediyoruz. Tüm arkadaşlar elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor.

* Yaşantınız nasıl değişti? Ünlü biri olduğunuzu ne zaman hissettiniz?
Hemen hissettim. Ben ilk 10 bölüm sakallıydım, dışarıya çıktığım zaman insanlar hemen tanıyorlardı.

Şöhret farklı bişey
* Nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Çok imza isteyen oluyor. O insanları da kırmamak lazım. Mümkün olduğu kadarıyla imza atıyoruz. Resim çekilmek istiyorlar. 'Önümüzdeki hafta ne olacak?' diye soran oluyor. İmza günümüz oluyor halkın bizi yoğun biçimde karşılaması, ilgilenmesi insanın hoşuna gidiyor.

* Şöhreti sevdiniz mi?
Tabii farklı bir şey... İmza gününde bir çok insan orada toplanıyor, imza atıyoruz insanın hoşuna gidiyor. O insanların seni kabullenmesi apayrı bir şey... Çok mutlu oluyorum.

* Dublajınızı bir başkası yapıyor. Hayranlarınız sizinle konuştuklarında şaşınyor lar mı?
Şaşırıyorlar ve direkt 'Aaa sizin sesiniz dublajmış' diye söylüyorlar. İlk bölümde kendi sesimle oynadım şimdi karakter oturduğu için dublaj kullanılıyor.

* Kazancınız nasıl değişti? Yani prodüksiyondan oyunculuğa geçmenin bir kân oldu mu? Mesela bir araba aldınız mı?
Ben maddi tarafına bakmıyorum ama tabii farklılaştı. Zaten bu dizi sayesinde hayatımda birçok değişiklik oldu yani... Araba almayı düşünmüyorum çünkü arkadaşlara sürekli yardım ettiğimiz için araba sorunumuz olmuyor. Sete sürekli araç götürüp getiriyoruz.

* Bundan sonra başka dizilerde rol alma gibi bir düşünceniz var mı? Oyunculuğu meslek edinmeye karar verdiniz mi?
Karar verdim. Boş kaldığım zamanlarda Osman abi ile (Osman Wöber) sürekli çalışıyoruz. Sadece senaryo geldiği zaman değil, her boş vaktimizde... Artık benimsedim iyice...

* Herhalde hiç beklemezken oğulları televizyona çıktı. Aileniz bu duruma nasıl tepki verdi?
Telefonla konuştuk. O zaman benim sakal bıraktığımı bilmiyorlardı. O kıyafetle ekrana çıktığım zaman şok oldular. Sürekli telefon açıp konuşuyoruz ama ekranda gördükleri zaman heyecanlanıyorlar.

Evden dışarı çıkamadım
*Elazığ'a gittiğiniz zaman nelerle karşılaşıyorsunuz?
Bir ay önce gittim eve... Girdiğim zaman dışarı çıkamıyordum dışarı çıktığım zaman da giremiyordum. Yoğun bir ilgi vardı. Beklediğim gibi yani. Ama o insanların evin kapısına gelip benden resim istemeleri hoşuma gitti. Annemi yolda gördükleri zaman Abdülhey'in annesi geçiyor' diyorlarmış. Hoş bir şey tabii...

* Peki şöhret olduktan sonra kız arkadaşlarınızın sayısı arttı mı? ('Teybi kapat kapat' diyor utanıyor)
Sevgilim yok. Hiç âşık olmadım ki...

* Neden talip mi yok, şehir kızları mı farklı geliyor?
Yok ondan değil.

* Biraz içinize mi kapanıksınız?
Evet. İçime kapanık biriyim. Siz doğru teşhis ettiniz.

* Karşınızdaki kişiye açılamıyor musunuz?
Yok o dönemler geçti de... Bayan arkadaşlarım var ama aşk yok.

* Hiç mi olmadı?
Daha önce olmuştur.

* Kırık bir aşk hikayesi sezinliyorum.
(Gülüyor) Teybi kapatın da konuşalım.

* Şu an nerde yaşıyorsunuz?
Göztepe'de... Abim var bir tane onunla birlikte kalıyoruz..

* Zor olmuyor mu ev işleri?
Yoo, ben severim. Ev işlerini yaparım. En çok menemen yemeği yapıyorum. Boş olduğum zaman ev işi yaparım, yemeğimi yaparım. Temizlikçi bir aile de var. Onlar geliyorlar ama genelde ben hallederim.


0 Comments:

Post a Comment