Kurtlar Vadisi'nin yeni bölümlerinde adı konulamayan bir "sıkıntı" var. RTÜK'ün mayın döşediği Irak sınırından geri dönen Vadi'ciler yeniden büyük kentin mafya ormanına dalmak zorunda kaldılar. Polat ve arkadaşları ilk başlarda "verilen söz" gereği hasımlarını "lâfla" iknaya çalıştılar. Ama silahsız, kansız mafya hesaplaşması olamayacağı için bir-iki "statik" (!) bölümün ardından yeniden silaha sarıldılar. Ama Kurtlar Vadisi'nin tek sıkıntısı "kan kokusu eksikliği" değildi. İbrahim Meriç adlı okurumuz belli ki uzman bir Kurtlar Vadisi doktoru. Bakın, teşhisi nasıl koymuş: "Ne Kurtlar Vadisi Terör ne de Kurtlar Vadisi Pusu... Ben Kurtlar Vadisi'ni özledim. Hoşuma gitmiyor Polat'ın 6-7 arabayla gezmesi. Arabadan inerken şoförünün kapıyı açmasını beklemesini sevmiyorum. Bence Kurtlar Vadisi daha bir sıcak, daha bizdendi. Ben Elif ile Polat'ın aşkını özledim. Elif sanki bizim aileden biri gibiydi. Davranışlarıyla, mimikleriyle sevdik biz onu. Ahu bilmiyorum ama bana çok soğuk ve hareketleri yapmacık geliyor. Ben Ömer Amca'nın beni düşündüren hikayelerini özledim." Bilmem ki Vadi'nin yapımcıları ve senaristleri bizim doktorun teşhisine itibar ederler mi?..

0 Comments:

Post a Comment